Özgürleşme odaklı düzenlemeler bir an evvel yapılmalıdır

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Atilla Olçum, kamu görevlileri olarak, kalkınmadan ve refah artışından adil şekilde yararlanmak istediklerini belirterek, “Darbe dönemlerinin, cunta süreçlerinin, ara rejim dayatmalarının ürünü olan yasakların, korku ve kaygıların tetiklediği hak mahrumiyetlerinden, özlük hakkı çekincelerinden kamu görevlileri kurtarılmalıdır. Erkek kamu görevlilerinin de kılık ve kıyafet yasaklarından kurtulması için ilgili mevzuat yürürlükten kaldırılmalı, genel ahlak ve adabı esas alan bir çerçeveyle kılık ve kıyafet konusunda özgürleşme odaklı düzenleme bir an evvel yapılmalıdır” dedi.
 

Atilla Olçum, Eğitim-Bir-Sen Tokat Şubesi’nin düzenlediği ‘Eğitimciler Buluşması’ programına katıldı. Yeşilvadi Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirilen programda konuşan Olçum, Diyarbakır’da iki polisin şehit edildiği, Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesi olayına değinerek, “Tokat’tan, küresel akıllara, toplum mühendislerine, bu ülkedeki taşeronlara, şuursuz, misyonsuz, vizyonsuz vatan hainlerine sesleniyorum. Bu milletin feraseti olduğu sürece, bu milletin birliği, beraberliği, kardeşlik hukuku olduğu sürece başaramayacaksınız. Eğitim-Bir-Sen, Memur-Sen gibi sivil toplum kuruluşları olduğu sürece, değerlerini medeniyetinden alan, sınırlarını medeniyet değerlerinin çizdiği sivil toplum kuruluşları olduğu sürece amacınıza ulaşamayacaksınız. Elinizi bu ülkenin üzerinden çekin” şeklinde konuştu.
 

Kardeşliğin, birlik ve beraberliğin garantisi olmaya devam edeceğiz

Her 10 yılda bir iradesine ipotek konulan, iradesine balans ayarı çekilmeye çalışılan bir ülkede yaşadıklarına dikkat çeken Olçum, “Her 10 yılda bir, 5 yılda bir yapılan operasyonların farkındayız. Fakat bu millet hiçbir dönemde, hiçbir süreçte asla ve asla değerlerini törpületmedi ve buna müsaade etmedi, etmeyecektir” ifadelerini kullandı.

Sendika olarak kardeşliğin, birlik ve beraberliğin garantisi olmaya devam edeceklerini vurgulayan Olçum, “Türkiye’nin temel sorunlarına ilgisiz kalmadık, kalmayacağız. Kavganın, karmaşanın ve karanlığın karşısında; demokrasinin, saygının, sevginin, huzurun, aydınlığın, hak ve özgürlüklerin tarafındayız. Doğru kimden gelirse gelsin yanında, yanlış kimden gelirse gelsin karşısındayız” diye konuştu.
 

Konuşmasında kılık ve kıyafet yönetmeliğine de değinen Atilla Olçum, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Gerçekleştirdiğimiz sivil itaatsizlik eylemi ve 12 milyon 300 bin imzayla sonuçlanan imza kampanyası sonucunda, darbe dönemi ürünü kılık ve kıyafet yönetmeliğinde kadın kamu görevlilerine yönelik başörtüsü yasağı başta olmak üzere, birçok sınırlamanın sona ermesini sağladık. Ancak, üniformalı görev yapan kamu görevlileri mevzuata, bu kurumlarda görev yapan sivil personel ise fiili durumlara bağlı olarak kılık ve kıyafet konusundaki mağduriyeti yaşamaya devam etmektedir. Erkek kamu görevlilerinin kravat, takım elbise, saç, sakal, bıyık gibi konularda yasaklama, sınırlama ve ölçülere uyma zorunluluğu da sürmektedir. Kılık ve kıyafetin kamu hizmetinin etkinliği ve verimliliği konusunda mutlak kriter algısı uyandıran mevcut kılık ve kıyafet mevzuatı, Türkiye’nin özgürleşme ve demokratikleşme hedefleriyle örtüşmemektedir. Erkek kamu görevlilerinin de kılık ve kıyafet yasaklarından kurtulması için ilgili mevzuat yürürlükten kaldırılmalı, genel ahlak ve adabı esas alan bir çerçeveyle kılık ve kıyafet konusunda özgürleşme odaklı düzenleme bir an evvel yapılmalıdır.”

Eğitim-Bir-Sen Tokat Şube Başkanı Şaban Ceylan ise, açılış konuşmasında, Bayırbucak Türkmenlerine yapılan saldırıya dikkat çekerek, yaşanan katliama sessiz kalanları kınadı.