Parolamız İyilikleri Önermek, Kötülükleri Önlemektir
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın, “Sendikacılıkta parolanız nedir diye soruyorlar. Parolamız iyilikleri önermek, kötülükleri önlemektir” dedi.
Eğitim-Bir-Sen Artvin, Trabzon ve Rize şubelerinin genişletilmiş il divan toplantıları ve teşkilat buluşmalarına katılan Ali Yalçın, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Sendikacılığımız Anlamını Medeniyet Değerlerimizden Alıyor
Bütün sosyal oluşumların, görülen boşluk ve duyulan ihtiyaç üzerine meydana geldiğini, ihtiyacın tespit edilememesi veya olmamasının bazı örgütlenmelerin ölü doğmasına neden olduğunu ifade eden Yalçın, “Eğitim-Bir-Sen 1992’de sendikal kulvarda görülen boşluk üzerine kendi medeniyet değerlerine yaslanarak oluşturulmuş, insan odaklı emek, ekmek ve özgürlük mücadelesinin adıdır. Esnafın camı, kaldırımın taşı ile sorunu olan vandalist sendikacılığın reddiyesi olan sendikacılığımız, ‘kutsal devlet’ ve ‘düşman devlet’ metaforu etrafında yürütülen kör dövüşü kavga zemininden çıkarıp hizmet zeminine çekmiştir. Kavga zemininde rekabet değil, rekabet zemininde akademik hizmet sendikacılığı ile Eğitim-Bir-Sen Türkiye’de sendikal ezberi bozmuştur. Mevcut kötü örneklerden yola çıkarak sendikacılığın kitapta yeri var mı diye sorulan günlerden, sendikacılığın kitabını yazan bir güne gelişimizin altında yatan temel gerçek; medeniyet, değer ve insan odaklı sendikacılıktır” şeklinde konuştu.
111’i, 1111’i ve 1 Milyon 111’i oluşturmak İçin Uğraşıyoruz
“Medeniyet değerlerimiz ve referans aldığımız öğretiler bize ‘Sizden biri bir kötülük gördüğünde, gücü yetiyorsa eliyle düzeltsin. Yetmezse diliyle düzeltsin. Onu da yapamazsa, hiç olmazsa kalbiyle buğz etsin. Fakat bu, imanın en zayıf mertebesidir’ demektedir. Kalbiyle buğz edenler örgütsüz kitlelerdir. Pasif iyilerdir. Bunlar Bediüzzaman’ın tabiriyle üç tane 1 hükmündedirler. Topladığınızda sadece 3 yapar. Diliyle düzeltecek olanlar ise örgütlü yapılardır ve 111 hükmündedirler. Örgütsüz olup alt alta toplanan 3 tane 1 değil, yan yana gelen ve aynı hedefe yönelen 3 tane 1’dir” diyen Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğitim-Bir-Sen, iyilikleri önermek ve kötülükleri engellemek adına yan yana gelmiş 111, 1111’dir. Biz bu ülkede aynı kaygıları, aynı sancıları yaşayan; mevcudiyetleri ve mensubiyetleri ayrı olsa da acıları ve gözyaşları aynı olan mağdur ve mazlumları bir araya getirmek için varız. Rengine, şekline, dinine, mezhebine ve ırkına bakmaksızın merhum Mehmet Akif İnan’ın ‘Türkümüz dünyayı kardeş bilendir/Gökleri insanın ortak tarlası’ dizelerindeki bakış açısıyla herkesin sesi ve herkesin adresi olmaya çalışıyoruz. Emek, ekmek ve özgürlük adına 1 milyon 111’i oluşturmak için uğraşıyoruz. Parolamız, iyilikleri önermek ve kötülükleri önlemektir.”
Sorunları Kaşıyarak Değil, Çözümlere Taşıyarak Güç Buluyoruz
Ülkemizde sendikacılığın duyguları köpürtmek ve sorunları kaşımak üzerinden yapıldığını, çalışanların sorunlarının çokluğunun bir nevi sermaye olarak görüldüğünü kaydeden Yalçın, “Bizim sendikacılığımızın ana felsefesi, sorunları kaşımak değil, çözümlere taşımaktır. Bizimle diğer sendikalar arasındaki fark, ‘sorunlardan mı besleniyor yoksa çözümlerden mi’ sorusunun cevabında gizlidir. Şimdiye kadar eğitim hizmet kolunda çözüme kavuşturulmuş ne kadar konu varsa altında yerimiz, terimiz ve imzamız vardır. Bizden önce masaya oturup toplamda 10 sorunu çözemeyenler unutmasın ki, ilk toplu sözleşmede masada 18 sorun birden çözülmüştür. KPDK’ya aktarılan konular da çözüme kavuştuğunda masaya taşınan mevcut sorunların önemli bir kısmı çözülmüş olacaktır. Her yıl sorunları kaşıyarak güç bulanlara inat mevcut sorunları çözümlere taşıyarak güç buluyoruz” diye konuştu.
Bir Sendikanın Mayıs Sendromu Yine Başladı
Sendikaların 15 Mayıs’a kilitlendiğini dile getiren Ali Yalçın, şöyle konuştu: “Teşkilatımız adanmışlık örneği sergileyerek, aile ve sosyal yaşantısını sıfırlamışçasına ulaşılmadık eğitim çalışanı bırakmamak için büyük gayret gösteriyor. Teşkilatımızın fedakârlığı, özellikle bir sendikayı kıskandırmakla kalmayıp aynı zamanda krize sokuyor. Kirli bilgiler, yalan yanlış mesajlarla insanların zihnini bulandırmaya yeltenen, gelen istifaları işleme koymayıp eksik evrakla gönderdiniz türü cevaplarla zaman kazanmaya çalışanların ‘Mayıs Sendromu’ yine başladı. Teşkilatımız bu konuda uyanık olmalıdır.”
Başkanlar: Hedefe Kilitlendik
Genişletilmiş il divan toplantıları ve teşkilat buluşmalarında konuşan Eğitim-Bir-Sen Artvin Şube Başkanı Orhan Polat, Trabzon Şube Başkanı Mehmet Kara ve Rize Şube Başkanı Seyfettin Afacanlar, 15 Mayıs öncesi ortak mesaj vererek, il bazında hedefe kilitlendiklerini belirttiler. İlçe temsilcilikleri, kadın örgütlenmesi ve işyeri temsilcileri olarak yoğun çalışma içerisinde olduklarını belirten başkanlar, “15 Mayıs’ta gücümüze güç katmak için uğraşıyoruz. Ülke genelindeki hedefe il bazında katkı sunmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştular.
