Sabahattin Zaim Üniversitesi Yüksek Lisans Programından Mezun Olan 100 Üyemiz Diplomalarını Aldı

Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 No’lu Şube’nin İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi (İSZÜ) ve Marmara Üniversitesi’nin program ortaklığı ile düzenlediği “Eğitim Yönetimi ve Denetimi Yüksek Lisans Programı” ilk mezunlarını verdi.

Eğitim Yönetimi ve Denetimi Yüksek Lisans Programı’nı tamamlayan 100 eğitim çalışanı üyemize Maltepe Dönerci Ali Usta Tesisleri’nde düzenlenen yemekli toplantıda “Geçici Mezuniyet Belgeleri” verildi.

Önceliğimiz İnsan

Mezuniyet töreninde bir konuşma yapan Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem Esen, “Önceliğimiz elbette insan. Misyonumuz gereği iyi insan yetiştirme üzerinde duruyoruz. Lisans bölümümüzde Türkçe bölümü açacağız. Tezli-tezsiz yüksek lisansa katılan tüm arkadaşlara teşekkür ederim” dedi.

Yüksek lisans programının, yeni bir üniversitenin ivme kazanması bakımından önemli bir gelişme olduğunu söyleyen Esen, “Yeni bir program başlatmışız. Bunun mükemmel olması gerekirdi. Bundan sonra da mütevelli heyetimizin ve sendikamızın desteğiyle bu tür programları devam ettireceğiz. Beklentilere cevap vermek zorundayız” şeklinde konuştu.

Örgütlü Azınlıklar Örgütsüz Çoğunluklara Hükmeder

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Teyfik Yağcı, kendilerini nezih bir ortamda nezih insanlarla bir araya getiren İstanbul 4 No’lu Şube yöneticilerimize ve Sabahattin Zaim Üniversitesi Mütevelli Heyeti’ne, yönetim kuruluna ve Rektör Adem Esen’e teşekkür ederek sözlerine başladı. Sabahattin Zaim deyince çok eskilere gittiğini belirterek, “1977 yılında üniversitemizde konferansa gelmişti Hocam. Çok önemli konulardan bahsetmişti. Dünyanın en zengin ilk beş ülkesi, fert başına milli geliri yüksek olan ülkeler İslam ülkeleridir. Dünyanın en fakir beş ülkesi sıralansa, onlar da İslam ülkeleridir. Bu zengin ülkelerin paraları Batılı ülkelerin bankalarında yatar, onlar kullanır. Diğer fakir ülkeler ise Batı’dan yüksek faizlerle borç alırlar. Kardeş ülkelerle diyalog zayıf, birbirine yardım edemezler, etmezler. Aynı zamanda bir İslam ülkesi birçok mal üretir, diğer İslam ülkesi aynı malı tüketir fakat ticari ilişkiler olmadığından Batılı ülkeler oradan alır sana satar, kazancı Batılı ülkelerin olur. Başka bir konu, direkt ulaşım yok. Batılı ülkelerden gideceksin. Bir diğer husus, iletişim ve haberleşme konusu. Direkt bağlanamazsın. Londra, Paris, Atina üzerinden telefon bağlantısı kuracaksın. Köprüler yıkılmış, bağlar kopmuş vaziyette. Ama bugün, binlerce şükürler olsun, bu alanlarda çok mesafeler alındı. Burada eğitimin ve eğitim ordusunun katkısını kimse inkar edemez. Sizlerin alın teri, göz nuru ve el emeği var” ifadelerini kullandı.

Örgütlü azınlıkların her zaman örgütlenmemiş ve organize olamamış çoğunluklara hükmettiğine dikkat çeken Yağcı, “Örgütlü olmanın gücü vardır. Örgütlü olmak, el ele vermek, kol kola girmektir. Herkesin kendi hakkını, kendi malını korumak için birleşmek ve güç meydana getirmektir. Sendikacılık budur” dedi.

10 Milyon İmza Haklı Bir Tepkinin Dışa Vurumudur

Memur-Sen ailesi olarak başlattıkları kamuda kılık ve kıyafet özgürlüğü için 10 milyon imza kampanyasının 14 Şubat akşamı sona erdiğini hatırlatan Yağcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “10 milyon imza kampanyamız haklı bir talebi dile getirmekle birlikte aynı zamanda bir tepkinin de dışa vurumudur. 1982 model darbe ürünü kişi hak ve hürriyetlerini kısıtlayan kılık ve kıyafet yönetmeliği tıpkı darbeciler gibi tarihin çöp sepetindeki yerini almalıdır. Kampanyaya her kesimden yoğun destek gelmiştir ve 12 milyon 300 bin imza toplanmıştır. İmzaları Başbakanlığa sunacağız ve millet böyle istiyor diyeceğiz.”

“Problemler ne kadar erken teşhis edilirse, o kadar kolay çözülür” diyen Teyfik Yağcı, “Kılık ve kıyafet serbestliğinde fakir-zengin belli olacak denmesini anlamak mümkün değil. Herkes birbirini tanıyor zaten. Toplum olarak dertlerimizi, sıkıntılarımızı gizleme hastalığımız var. Erken teşhis her zaman tedavide kolaylık ve fırsat verecektir” değerlendirmesinde bulundu.

En büyük vesayet anlayışının Milli Eğitim politikalarının bünyesinde bulunduğunu vurgulayan Yağcı, şöyle konuştu: “Bakanlık proje üreten bir yer haline gelsin; eğitim, devlet otoritesi tarafından tek tip insan yetiştirme anlayışının bir uygulama alanı olmaktan çıkarılsın, karma eğitim mecburiyetinden vazgeçilsin, demokratik eğitim hakkı gelsin istiyoruz. Tek tip insan hedeflendiği zaman birçok doğrunun saklandığına ve birçok yalanın öğretilmeye çalışıldığına şahit oldu bu millet. Biz toplumu bilinçlendirerek problemleri çözmeye zorlayacağız.”

Yağcı, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu güzel ortamı hazırlayan, 100 arkadaşımıza Yüksek Lisans imkânı sağlayan 4 No’lu Şube yöneticilerimize teşekkür ediyorum. Gelecek ilme bağlıdır. Bu elleri öpmek gerek. Büyük İskender, ‘Babam beni gökten yere indirdi. Hocam ise yerden göğe yükseltti’ diyor. Çalışanlarımızın akademik kariyerleriyle ilgili çalışmalarımız olduğu gibi, özlük haklarıyla da ilgili çalışmalarımız da devam edecek.”

Toplumun Değerleri İle Bütünleşmiş Bir Sendikayız

Toplantının açılışında bir selamlama konuşması yapan Eğitim-Bir-Sen 4 No’lu Şube Başkanı Talat Yavuz, ürettikleri hizmetlerle sendikacılık tarihine adlarını altın harflerle yazdırdıklarını ifade ederek, sendika olarak, bir yandan ülkemizin geleceğini şekillendirirken, bir yandan da üyelerinin her alanda niteliğini artıran çalışmalar yaptıklarını kaydetti.

Her alanda hızlı değişimlerin yaşandığı günümüzde, eğitim alanındaki gelişmeleri yakından takip ederek gerekli çalışmaları yaptıklarını anlatan Yavuz, “Mesleki eğitim seminerleri, yöneticiliğe hazırlık kursları, protokol seminerleri, dil kursları, kalite belgesi seminerleri, proje hazırlama kursları bu çalışmalarımızdan bazılarıdır. Eğitim alanında son yıllarda ön plana çıkan en önemli çalışma akademik kariyer çalışmalarıdır. Bu anlamdaki ilk çalışmayı Şubemiz 2005 yılında Maltepe Üniversitesi ile başlatmıştı. Daha sonraları, ülke gündeminde etkinliğini artıran sendikamız, bazı kesimlerin hoşuna gitmeyen söylem ve eylemleri ile hedef haline getirilmiş ve Eğitim-Bir-Sen üyeleri fazla para verseler bile Yüksek Lisans programlarına kabul edilmemişti. Böylece devlet üniversitelerinden sonra özel üniversitelerin de kapıları bizlere kapanmıştı. Böyle bir ortamda, daha restorasyon çalışmaları yapılırken, kapılarını sonuna kadar bize açan İSZÜ, bu camianın yarasına merhem olmayı amaçlamış bir Üniversite olmanın haklı gururunu yaşamıştır. İSZÜ Mütevelli Heyeti, Rektörü, Dekanı, öğretim üyeleri ve bütün çalışanları ile çok önemli bir görevi başarı ile sürdürmektedir” diye konuştu.

Toplantıya, ilçe temsilcileri, Eğitim-Bir-Sen İstanbul 3 No’lu Şube Başkanı Erol Ermiş ve Şube Yönetim Kurulu üyelerinden Abdülhalik Baş, Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ömer İnan, Mütevelli Heyeti Üyesi Özkan Göksal, İlim Yayma Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Solmaz, İlim Yayma Cemiyeti İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Yahşi, Pendik İlçe Milli Eğitim Müdürü Recep Dernekbaş, Tuzla İlçe Milli Eğitim Müdürü Neşet Yayla, Maltepe İlçe Milli Eğitim Müdürü Faik Kaptan, Sultanbeyli İlçe Milli Eğitim Müdürü Vefa Vedat Budak, Adalar İlçe Milli Eğitim Müdür Vekili Murat Yılmaz, Pendik İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Yıldırım Demirci, Kartal İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Durak Demirel, İstanbul Gazetesi Sahibi Kenan Çakal, İstanbul Anadolu Yakası Gazeteciler Derneği (AYGAD) Başkanı ve Duyuru Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Ümit Kahyaoğlu, AYGAD Başkan Yardımcısı ve Pendik Gündem Gazetesi Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü İbrahim Şahin, AYGAD Yönetim Kurulu Üyesi ve İlçem Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Aytekin Yaşar, AYGAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sonhaber Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Halil Topal, Mavi Tuzla Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Mükremin Özkaya, Gerçek Bakış Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Sedat Savaş, Yerel Hayat Dergisi İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Kubilay Öztürk ile çok sayıda eğim yöneticisi ve eğitim çalışanı katıldı.