Sendikacılık Hayata Dokunmak ve Öncülük Etmektir
Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, sendikacılığın hayata dokunmak ve öncülük etmek olduğunu belirterek, “Ülkemiz, gelecek ve gelecek nesiller için ‘neler yapabiliriz’in arayışı içinde olmalıyız. Öğrencilerimizi, çocuklarımızı değerlerle buluşturmalıyız” dedi.
Genel Merkez Kadınlar Komisyonu, Akdeniz Bölge Toplantısı’nın ikincisini Alanya’da yaptı. Toplantıya katılarak bir konuşma yapan Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, şunları söyledi:
“Bizi biz yapan değerlerimizin gözlerimizin önünde türlü biçimde yabancılaştırıldığına ya da yok edildiğine tanık oluyoruz. Hakikat, eğitim, sağlık, toplum, ahlak, ekonomi, örgütlenme, hayat ve ölüm gibi konularda söyleyeceğimiz söz, yapacağımız işler var. Bu çerçevede Genç Memur-Sen ile Kadınlar Komisyonumuz ilköğretim ve lise öğrencilerini kanaat önderleri ile buluşturup değerler, demokrasi veya dini konularda ortak projeler geliştirmelidir. Anadolu’dan üniversiteyi kazanmış gelmiş tertemiz gençler var. Birisi yurt, birisi ev, birisi burs bahanesiyle onlara el uzatıyor ve o genç meta haline getiriliyor. Kadınlarımızın dokunması gereken birçok alan var. Bu konu da onlardan biridir.”
Gündoğdu, kadınların sosyal hayatın her alanında söz sahibi olmasını beklediklerini sözlerine ekledi.
Özdemir: Yapacağımız Daha Çok Şey Var
Genel Merkez Kadınlar Komisyonu Başkanı Safiye Özdemir, bir ülkenin gelişmişliğinin, kalkınmışlığının, medeniyet seviyesinin kadınların o ülkedeki yeri ve konumuyla doğrudan ilgili olduğunu ifade ederek, “Hangi kalkınmış ve gelişmiş ülkeye bakarsak bakalım, kadınların toplumsal, siyasal ve kültürel hayatta etkin ve güçlü bir şekilde rol aldıklarını görüyoruz. Buna karşılık kadının ötelendiği, hayatın dışına itildiği ülkelerin ise medeniyet yarışında geri kaldıkları hepimizin malumudur. Her iki durum için de akıllarımıza onlarca örnek gelebilir. Meziyet, olumsuz değil, olumlu örnekler içinde yer almak; maharet, geride kalmak değil, yarışta önde olmaktır. Kanaatimizce ülkemiz bu tabloda kendi mensup olduğu medeniyet halkası içerisinde oldukça iyi bir yerdedir. Ama yeterli mi derseniz, hayır! Ülkemizin, bizlerin, kadınlarımızın bu süreçte yapacağı daha çok şey var” şeklinde konuştu.
Eğitim-Bir-Sen’li kadınlar olarak, kendi meselelerine sahip çıkmak zorunda olduklarının altını çizen Özdemir, sözlerini şöyle tamamladı:
“Sahip olduğumuz kimliğimizle korkmadan, çekinmeden, bunları dile getirmek ve çözüm üretmek istiyoruz. Yılların verdiği suskunluğu ve küskünlüğü bırakıp, üzerimize düşen sorumluluklarımızı yerine getirmek istiyoruz. Etkin ve örgütlü bir şekilde gündemi takip etmek, gündemi belirlemek istiyoruz. Görmezden gelinmeyi, yok sayılmayı ya da bizi vitrinde birilerinin temsil etmesini istemiyoruz.”
