Haber
2012-12-25 06:34:40
Sendikacılıkta Muarızlaştırma Siyasetiyle Ayakta Kalanlar Var

Genel Başkan Yardımcımız Ali Yalçın, Türkiye’de iki kutup üzerinden yürüyen sendikal hareketin yıllarca muarızlaştırma siyasetiyle ayakta kaldığını ifade ederek, “Karşılıklı restleşme ve kamplaşmalarla, ya oradansın ya da buradansın ayrışmasıyla mecburi gruplaşmalar oluşmuştur. Kutsal devlet ve düşman devlet metaforu üzerinden kendilerini tanımlayanların ezberlerini Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen bozmuştur. Mevcut sorunları kaşıyarak değil, sorunları çözüme taşıyarak güçlenenlere, yol olan ve yol açanlara selam olsun” dedi.

Ali Yalçın, İstanbul 2 No’lu Şubemizin Kartepe’de düzenlediği genişletilmiş divan toplantısına katıldı. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Seyit Ali Eren’in ‘Türkiye’de Sendikacılık ve Memur-Sen’ sunumu yaptığı, şube ve ilçe temsilciliklerinin çalışmalarının değerlendirildiği toplantı iki gün sürdü.

 

Eğitim-Bir-Sen, Erdemliler Hareketidir

Genç Memur-Sen Genel Başkanı Eyüp Beyhan’ın da katıldığı toplantıda konuşan Yalçın, Eğitim-Bir-Sen’in zulme ve zorbalıklara direnmek, hakkı sahibine teslim etmek için kurulmuş 21. asrın Hılful  Fudul’u olduğunu belirterek, “Hz. Peygamberin ‘Hılf’ul Fudul’da ben de vardım. Orada bulunuşumu ve o anlaşmaya katılışımı bir sürü kızıl deveye değişmem ve şimdi, İslam’da o örgüte çağrılsam memnuniyetle katılırım’ dediği oluşum; çeşitli kesimlerden vicdan sahiplerinin biraraya gelerek zulmün ve zalimin karşısında durmak, mazlumun ve mağdurun hakkını aramak için kurulan faziletliler topluluğu ve erdemliler yeminidir” şeklinde konuştu.

Eğitim-Bir-Sen’in kuruluş felsefesinde, merhum Kurucu Genel Başkanımız Akif İnan’ın “Türkümüz dünyayı kardeş bilendir/Gökleri insanın ortak tarlası” dizelerindeki anlayışın bulunduğunu kaydeden Yalçın, “Kuruluş felsefemizde herkesi kucaklamak ve herkesin derdiyle dertlenmek var. Herkesin sendikası olmak var” ifadelerini kullandı.

 

Sendikacılıkta Duruş Sorunu Var

Türkiye’de sendikal hareketin en önemli açmazının duruş problemi olduğunu vurgulayan Ali Yalçın, şöyle devam etti: “Sendikal hareket darbecilerin oyundaşı, yandaşı ve ırgatı olamaz, olmamalıdır. Sendikal hareketin kara lekesi 28 Şubat’ın ‘Sivil Beşli Çetesi’ ve yakın geçmişte cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde bir konfederasyonun darbecilere ev sahipliği yapmasıdır. Dolayısıyla Türkiye’de sendikacılığın kuruş değil, duruş sorunu vardır.”

Ekonominin bugünkü ortamdan daha kötü olduğu zor bir dönemde, 54. hükümetin, bırakın yılın tamamını, yılın ikinci yarısı için işçi sendikası yüzde 35 istediği halde yüzde 55 verdiğini hatırlatan Yalçın, “Memur, işçi, emekli maaşlarına cumhuriyet tarihinde yapılan en büyük iyileştirme o zaman yapılmış ve yüzde yüze varan iyileştirmeler olmuştu. Ama emekçi kesimin temsilcileri kendilerine darbeciler tarafından sufle edilen emirleri yerine getirmek için sokağa indiler. TİSK eski Başkanı Refik Baydur’un ‘Bizim Çete’ diye kitaplaştırıp böbürlenerek anlattığı olaylar sendikacılığın yüz karasıdır. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde Silivri müdavimleriyle kol kola girenler, geçmişten ders almayanlar Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen’den gereken dersi almışlardır. İkide bir Eğitim-Bir-Sen’e sataşan, dünkü hasımlarla hısımlık noktasına gelenlerin huzursuzluklarını anlamak için azıcık geriye gitmek yeterlidir” diye konuştu.

 

Tanımlayan Değil, Tanıyan Devlet İçin 2 Ocak’ta Eylemdeyiz

Türkiye’de ham demokrasiden tam demokrasiye geçiş süreci yaşandığına dikkat çeken Ali Yalçın, sözlerini şöyle tamamladı: “Geçmişin tortularından, darbelerin kirinden arınma oranı özgürlüklerin artmasıyla doğru orantılıdır. Eğitim-Bir-Sen olarak özgürlüklerle ilgili verdiğimiz mücadele her geçen gün yeni kazanımlarla güç bulmaktadır. Öğrencilerin kılık ve kıyafet yönetmeliği, içinde defo barındıracak şekilde değiştirildi. Öğretmen adaylarının üniversitede özgürlüklerini kullanırken, okullarda staj döneminde, geçmişte yaşadıkları travmaları yeniden yaşamasının önüne geçtik. Üniversitedeki özgürlüklerini staj döneminde de kullanabilecekler. Fakat ortada çok büyük bir haksızlık ve paradoksal açmaz söz konusu. Öğrenciye kıyafet serbest, öğretmen adayına serbest ama çalışana, öğretmene gelince yasak… Bu durumu protesto ediyor ve 1982 model darbe döneminin bakiyesi olan kılık ve kıyafet yönetmeliğini yok sayıyoruz. 2 Ocak’ta sivil itaatsizlik örneği sergileyerek işyerlerine serbest kıyafetle gideceğiz. Öğrencilerin kılık ve kıyafet yönetmeliğindeki defoyu giderin, çalışanlar için ise özgürlük taleplerimizi karşılayan defosuz yönetmelik yayınlayın.”

Beyhan: Genç Memur-Sen Okul Olacak

Genç Memur-Sen Genel Başkanı Eyüp Beyhan, Genç Memur-Sen’i hayata geçirmek için merkez örgütlenmesinin büyük kısmını tamamladıklarını ifade ederek, şunları söyledi: “Başta kamu çalışanları olmak üzere, milletimizin, medeniyet paydaşlarımızın, insanlığın dertleri ile hemhal olmak için kurulan Memur-Sen’e bağlı sendikalar insanlığın ortak vicdanını temsil etmektedirler. 81 ilde Genç Memur-Sen örgütlenmesini gerçekleştirmek için ‘Bismillah’ diyerek yola çıkmış bulunmaktayız. Genç Memur-Sen sendikacılıkta yeni bir okul olacaktır. Bugün buradaki birlikteliğimizde yeni yol azıkları ediniyoruz. Yolumuzu aydınlatacak tecrübeler kazanıyoruz. Bugün burada ortak sancılarımız ve ortak ideallerimiz olduğu için toplanmış bulunuyoruz. Birbirinin nazını ve sözünü kaldıracak olanlar buradalar. Nostalji yapıp bir hatıratı canlandırmak için toplanmadık. Biz yol açmak, yol olmak ve yol almak için bir aradayız. İdeallerimizi birleştirdiğimiz teşkilatımızda yüreklerimizi de birleştirerek yeni sinerjiler, yeni enerjiler oluşturacağız. Birbirimizin dirilişi ve kurtuluşu olacağız.”

Yayla: Özgürlükçü Anlayışın Yol Haritasıyız

İstanbul 2 No’lu Şube Başkanımız Hasan Yalçın Yayla ise, sendika olarak özgürlükleri öncelediklerini ve prangasız bir hayat için ter akıttıklarını kaydederek, “Bizim farkımız var. Biz özgürlük olmadan emeğin de, ekmeğin de değerinin olmadığını düşünüyoruz. Çalışmalarımız özgürlükçü anlayışın yol haritasını gösteriyor” şeklinde konuştu.

“Bizler, bazen karşı tarafın bizi görmek istediği yerden kendimize baktığımızda kendimize haksızlık yaptığımızı unutmamalıyız” diyen Yayla, “Bizi yandaşlıkla itham eden sendikaların genel başkanlarının başkanlıklarının ideolojik ve siyasi işbirlikçi parti başkanlarının iki dudağı arasında olduklarını tarih unutmamıştır. Eğitim-Bir-Sen’in bu ilkeli duruşu yakın gelecekle ilgili beklentileri olanlar için bir problem oluştursa da, bu durum sendikal tarih için yeni bir milat oluşturmuştur. Gücümüzü aldığımız değerler ve ideallerden başka bir güce asla muhtaç olmayacağız” değerlendirmesinde bulundu. 

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen