Haber
2010-12-28 06:22:11
Sendikal Anlayisimiz Dar Kaliplarla Tanimlanamaz

Egitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Baskani Ahmet Gün- dogdu, sendikal anlayislarinin dar kaliplarla tanimlanama- yacagini söyledi.

 

Türkiye’nin demokratiklesme- sinin önündeki engelleri kaldiracak yeni bir Anayasa için tasin altina vücutlarini koymaya hazir olduklarini ifade eden Gündogdu, darbe ürünü kurumlarin referan- dumla önemli oranda demokratiklestigini gördüklerini kaydederek, “Ama hala Milli Güvenlik Kurulu gibi bir kurul, siyasetçileri terbiye etme kurulu olarak devam ediyor. Hala YÖK ve üniversiteler keyfi yapilariyla tam manasiyla millete dönmüs degil. Bizim iktidara çagrimiz, kurumlarinizi asli görevini yapar hale getirmezseniz, üniversitelerin mevzuatini bilimin ve özgürlüklerin merkezi olacak sekilde dizayn etmezseniz, keyfi yetkiyi kime verirseniz verin, krallar olusur. Biz krallar istemiyoruz” dedi.

 

Gündogdu, Akçaabat Kültürpark Tesisleri’nde yapilan Memur-Sen Trabzon Il Divan Toplantisi’na katildi.

 

Sube Baskanimiz Mehmet Kara ve Sube Yönetim Kurulu üyeleri, Memur-Sen’e bagli diger sendikalarin yönetimleri ile çok sayida üyenin katildigi toplantinin açilis konusmasini Memur-Sen Il Temsilcisi Mehmet Kazanci yapti. Kazanci, bireyin savunmasiz durumda ve büyük bir saldiriyla karsi karsiya oldugunu, iletisim çaginin bireyleri büyük bir anafora dogru sürükledigini belirtti. Toplumumuzda aileye verilen öneme ve son zamanlarda yasanan yozlasmaya deginen Kazanci, ailede iletisim ve degerler paylasiminin büyük bir tehlikeyle karsi karsiya oldugunu dile getirdi.

 

Daha sonra söz alan Egitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Baskani Ahmet Gündogdu, sendikacilik anlayislarini, “Özelde üyelerimizin özlük haklari, genelde ülkemizin ve insanligin gelecegi diye formüllestirdik ve yolculugumuz baslattik. Memur-Sen’in sendikal anlayisi dar kaliplarla tanimlanamaz. Kendimizi tek cümleyle tanimlarken, ‘Çerçevesini devletin çizdigi sendikaciliga da, çerçevesi devlete karsi çizilen sendikaciliga da hayir diyoruz’ diye yola çiktik. Memur-Sen’in en önemli görevi, vesayeti desifre etmektir” seklinde ifade etti.

 

Yeni Anayasa Için Memur-Sen’e ve Egitim-Bir-Sen’e Ihtiyaç Var

Memur-Sen’in ve Egitim-Bir-Sen’in referandumda yaptigi öncülügün tarihteki yerini almasina ragmen yeni anayasa degisikligi için yeniden Memur-Sen’e ve Egitim-Bir-Sen’e ihtiyaç oldugunu kaydeden Gündogdu, sözlerini söyle sürdürdü:

“Çünkü bürokratik oligarsi bos durmuyor. Dün Balyoz planlariyla, Islak imzalarla, Yakamoz, Sarikiz, Ergenekon, tarihte ne kadar güzel kavram varsa onu kirleterek bu milletin gelecegini yok etmek adina planlar yapanlar; askeri ve sivil mahkeme, çift basli mahkeme adi altinda yeniden Basbakanligi Genelkurmay’a baglamak istiyorlar. Ben de diyorum ki, eger bu ülke demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak dünya demokrasi ülkeleriyle boy ölçüsecekse, Genelkurmay Basbakan’a degil, Milli Savunma Bakanligi’na baglanmalidir. Askeri mahkeme sona erdirilmelidir. Askeri-sivil çift basli yargi olmaz.”

 

“Bugün Türkiye’nin bütün ilçelerinde, beldelerinde, illerinde sadece Memur-Sen var” diyen Gündogdu, “Solumuzdakinin ve sagimizdakinin hiç olmadigi iller ve ilçeler var ama Memur-Sen’in olmadigi köy bile yok. Bunun sebebi sudur: Memur-Sen yola çikarken, sendikaciligini etnisite üzerine, ideoloji üzerine, derin devletin sopasi olma üzerine endeksleyen bir sendika degildi. Memur-Sen, irkçiligin en büyük hastalik oldugunu bilen, Kürtlügün de, Türklügün de evrensel degerler üzerinde algilanmasina müsaade etmeyen; JITEM’e de, KCK’ya da, ETÖ’ye de, PKK’ya da ayni uzaklikta duran bir konfederasyondur” seklinde konustu.

 

Toplu Sözlesme Hakkinin Elde Edilmesinde En Büyük Pay Bizimdir

Avrupa ülkelerinin yüzde 85’inde toplu sözlesme, yüzde 55’inde grev hakki, yüzde 100’ünde örgütlenme oldugunu belirten Gündogdu, “Toplu pazarlik hakkinin grev hakkini içermesi gerektigini çok iyi biliyoruz. Ama grev hakkini alalim derken, is güvencesinden mahrum olmaya razi olmak, ‘maasiniza zam isinize son’ gibi bir durum ortaya çikarir ki, bu, bindigi dali kesmek olurdu. Yeni Anayasa’yla grev hakkimizi da alacagiz insallah. Bu sene söke söke aldigimiz toplu sözlesme hakkinin en önemli yani, is güvencesine dokundurtmadan bu hakki almis olmaktir. 9 yildir sadece rica eden, uzlastiginda atilan imzalarin Bakanlar Kurulu’nun icazetine tabi oldugu, anlasamadigimizda Uzlastirma Kurulu’nun verdigi kararin hiçbir geçerliliginin olmadigi, kanarya sevenler dernegi tüzügü olmaktan çikip isçi kardeslerimizde oldugu gibi paydasliga geçmis olduk, ki toplu sözlesme hakkinin elde edilmesinde en büyük pay Memur-Sen’indir. Abant Çalistayi’nda sadece Memur-Sen’in olusu, sonuç bildirisinde toplu sözlesme hakki verilmesi zarureti, Avrupa Sosyal Sarti’nin 5 ve 6. maddelerinde ortaya konan çekincelerin kaldirilmasi ve referandum öncesi Sayin Basbakan’a çikarak, biz bu pakete destek verecegiz; çünkü varlik nedenimiz milletimizin yaninda olmamizi gerektiriyor dedik ama toplu sözlesmeyi bu pakete koymazsaniz sivil toplum örgütlerini destek anlaminda ziyaret programiniza Memur-Sen’i koymayin. Bize destek ziyaretine gelmeyin, niçin gelmediginizi de siz izah edin dedik. Çünkü Uluslararasi Demokrasi Kongremizde ‘toplu sözlesme hakkini istiyoruz, bu hakki vermezseniz gelecek yil masaya oturmayacagiz’ demistik. Bu kararlilik, sagimizdakilerin ve solumuzdakilerin hem Abant Çalistayi’ndan hem toplu görüsme masasindan kaçtigi o süreçte, söke söke bu hakki alma basarisini beraberinde getirdi” degerlendirmesinde bulundu.

 

Toplu Görüsmeyi Dokuz Yilin En Güzel Finaliyle Tamamladik

Son toplu görüsmeyi toplu sözlesme tadinda yapmak istediklerini ve bu anlayisla basladiklari toplu görüsmeyi dokuz yilin en güzel finaliyle tamamladiklarini anlatan Ahmet Gündogdu, sunlari kaydetti:

“Toplu görüsmeyle elde edilebilecek en mükemmel sonucu aldik. 4+4 yüzdelik zam, 80 TL ek ödeme, döner sermayeden maas alanlara mahsuplasma, 45 TL toplu görüsme primi, 40 TL es yardimi ve sözlesmeli kardeslerimizin ilk kez 110 TL, es yardimi almasi, dogum yardimi gibi onlarca konuyla önemli bir basariya imza attik ve bunun altinda sadece Memur-Sen’in imzasi var.”

 

Dün Ortak Akil mitingleriyle darbecilerle mücadele eden Memur-Sen’in ve Egitim-Bir-Sen’in, Dogu Türkistan’daki kardeslerimize yönelik terörist devlet Çin’in zulmüne karsi, Filistinli, Gazzeli kardeslerimize bir baska terörist devlet Israil’in zulmüne karsi onlarin yaninda yer alan, mitingler yapan, onlarca yardim kampanyasiyla onlarin acisini paylasan bir örgüt oldugunu dile getiren Gündogdu, “Bugün de bu ülkeye borcunun en önemli asamasini ödeyen örgüt olmustur Memur-Sen ve Egitim-Bir-Sen. Referandum öncesi Il temsilcilerimizle Kizilcahamam’da ‘Türkiye Bulusmasi’ni yaptigimizda, arkadaslarimiza demistim ki, ‘Bu, darbecilerin yönettigi ülke olma ayibindan milletin kendi kendini yönettigi bir ülkeye geçistir. Bu, 15 yilda bir haddi bildirilen millet olmaktan milletin vergileriyle lüzumsuzluk ve terbiyesizlik yapanlara haddini bildirmeye geçistir. Bu, milleti göbegini kasiyan adam ilan ederek millete tepeden bakan zavallilari bir çöp sepetine atma firsatidir. Eger referandumda ‘evet’ çikarsa, bu milletin yüzü gülecek ama darbecilerin anasi aglayacak; eger referandumda hayir çikarsa, milletin anasi aglamaya devam edecek. Bu milletin anasi yeterince agladi. Illegal yapilanmalari, darbecileri, milletin ekmegini, özgürlügünü gasp edenleri hep beraber üzelim, aglatalim dedik. Yüzde 58 ‘evet’ bu ülkenin basarisidir. Bu basarinin da bas aktörü Memur-Sen ve Egitim-Bir-Sen’dir diye düsünüyorum. Memur-Sen’in görevi bitti mi, hayir. Hem insan onuruna yarasir bir ücreti elde etmenin mücadelesini hem de özgürlük mücadelesini devam ettirecegiz” diye konustu.

 

Krallar Istemiyoruz

Bundan sonraki en önemli islerinin yeni anayasa çalismasi olacagini ifade eden Gündogdu, söyle konustu: “Memur-Sen ve Egitim-Bir-Sen olarak tasin altina vücudumuzu koymaya haziriz. Çalismalarimizi baslattik. Darbe ürünü kurumlarin referandumla bayagi demokratiklestigini görüyoruz. Artik HSYK kararlari ve YAS kararlari yargiya açik, Anayasa Mahkemesi de milletin meclisini diskalifiye edemeyecek, millet iradesinin yeri Meclis olacak ama hala Milli Güvenlik Kurulu gibi bir kurul siyasetçileri terbiye etme kurulu olarak devam ediyor. Hala YÖK ve üniversiteler keyfi yapilariyla tam manasiyla millete dönmüs degil. Bizim iktidara çagrimiz, kurumlarinizi asli görevini yapar hale getirmezseniz, üniversitelerin mevzuatini bilimin ve özgürlüklerin merkezi olacak sekilde dizayn etmezseniz, keyfi yetkiyi kime verirseniz verin, krallar olusur. Biz krallar istemiyoruz. Bu kralin Müslüman ya da gayrimüslim olmasi fark etmez.”

 

Laikligin Evrensel Bir Taniminin Yapilmasi Sart

“Türkiye demokratik, laik, sosyal, hukuk devletidir ama laikligin tanimi yapilmadigi sürece, bu laiklik bu ülkede Sütçü Imam’in torunlarini dövmenin sopasi olarak kalmaya devam edecektir” diyen Gündogdu, sözlerini söyle tamamladi:

“Dogdugu ülke Fransa’da bizim sürgün ettigimiz kizlari özgürce okutan bir laiklik var. Bu laiklik, yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede basbakanlarin ayaga kalkarak haddini bildirdigi basörtülü Merve Kavakçi’yi döverken, yüzde 99’u Hiristiyan olan Belçika’da basörtülü kizimizin ayakta alkislanmasini beraberinde getiriyorsa, yeni Anayasa’da laikligin taniminin yapilmasinin; dindarin dindarliginin teminati, ateistin ateistliginin teminati olacak sekilde evrensel bir taniminin sart olacaginin da altini çiziyorum.”

 

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen