Şeytanın Günümüz Temsilcisi İsrail’dir

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, ilk olarak ırkı üzerinden üstünlük taslayan ve imtiyaz isteyenin şeytan olduğunu, şeytanın günümüzdeki temsilcisinin ise İsrail olduğunu söyledi.

Gündoğdu, Adıyaman Şubemizin düzenlediği “Medeniyet Davamız ve Demokrasi Mücadelemiz” konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. Memur-Sen’in kurulduğu günden bugüne kadar değerler sendikacılığı yaptığını belirten Gündoğdu, “Değerlerimiz bizi başörtüsü yüzünden okula alınmayan kız öğrencilerimizin yanında olmayı, katil devlet İsrail’in saldırıları sonucu hayatını kaybeden Filistinlilerin, yaşam mücadelesi veren Arakanlı Müslümanların, açlıkla boğuşan Somalililerin, sel felaketi yaşayan Pakistanlının, depremzede Vanlıların, ülkemizde sel felaketine maruz kalan Samsunlu vatandaşlarımızın yanında olmamızı sağladı” dedi.

Adam olmanın ırkla ilgisinin olmadığını vurgulayan Gündoğdu, kafatası tokuşturarak ırkçılıktan medet ummanın faşistlik olduğunu belirterek, “Memur-Sen, her türlü faşistlikten uzaktır” diye konuştu.

Sorun Renkte Değil, Misyonda

ABD Başkanı Obama’nın seçimi kazanmasının ardından, siyahi birinin başkan olması ve babasının isminin Hüseyin olmasından dolayı büyük ümit bağlayanların kısa sürede hayal kırıklığına uğradığını kaydeden Gündoğdu, sorunun, ABD Başkanı’nın rengi değil, misyonu olduğunu ifade etti. Amerika’nın müsaade etmemesi halinde İsrail’in 3-5 aylık çocukların üzerine bomba yağdıramayacağına dikkat çeken Ahmet Gündoğdu, “Filistin’de, Gazze’de üç aylık, beş aylık çocukların üzerine bombalar yağdıran terörist İsrail’e Amerikan Devlet Başkanı Obama müsaade etmese asla saldıramaz. Katil İsrail’dir; katilin sponsoru ise Amerika Devlet Başkanı Obama ve yönetimidir” şeklinde konuştu.

İsrail Devleti’nin Filistinlilere insan gözüyle bakmadığını ve kendini ‘kutsal ırk’ olarak gördüğünü kaydeden Gündoğdu, şöyle devam etti: “Irkçılığın kâinat üzerindeki ilk temsilcisi şeytandır. Şeytan Hazreti Adem ile kıyasta ham maddede kalite arayışına girerek ateş-toprak kıyaslamasıyla üstünlük arayışında olmuştur. Şeytanın yeryüzündeki devlet olarak temsilcisi de terörist devlet İsrail’dir. Eğer burada Türkiye demokratikleşti, hayatım normalleşti diye Türkiye içerisinde kendinize bir rüya çiziyorsanız, bu rüya bozuktur. Gazze’deki, Çeçenistan’daki, Arakan’daki, Filistin’deki, Doğu Türkistan’daki yetimin acısını yüreğimizde hissedemiyorsak, bizim bu örgütleri kurmamızın da bir anlamı yoktur.”

Batı Öldürmek İçin Var, Bizse Yaşatmak İçin

Konuşmasında, dünyadaki yetimlerin acısını yüreğinde hissetmeyenlerin burada olmasının bir anlamı olmadığını söyleyen Gündoğdu, bunun bir medeniyet farkı olduğunu vurguladı. Ahmet Gündoğdu, “Batı, öldürmek için ayakta; ayakta kalmak için öldürüyor. İslam yaşatmayı emrediyor. Bizim değerlerimiz, bir insanın kurtulmasını kâinatın kurtulması, bir insanın yaşamasını kâinatın yaşaması olarak görür. Osmanlı, gittiği yere barış, huzur götürmüştü. Örnek, Somali. Bunu, Somalililer şu şekilde özetliyor: Batılı geldi, ellerinde incil vardı; bizim bahçelerimiz vardı ancak şimdi İncil bizim elimizde kaldı, bahçelerimiz onların elinde” ifadelerini kullandı.

İş Bırakma Kararı Almak Zorunda Kaldık

Sendikacılık yapmaya başladıklarında, iş bırakmaya karşı olduklarını ifade eden Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, iktidarın ustalık döneminin bakanları eliyle şaşılığa döndüğü dönemde iş bırakma eylemi yapmak zorunda kaldıklarına dikkat çekti. Kendileri dışındaki sendika ve konfederasyonların ya bir saat iş bıraktıklarını ya da sevk alarak iş bırakmış gibi göründüklerini anlatan Gündoğdu, çalışanın yanında olması gereken muhalefetin bunu beceremediğini kaydetti.

İş bırakma eylemlerine destek olarak gelen CHP’li vekilin kendilerini tebrik ettiğini, ancak Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında kendilerine ‘siz miydiniz evet diyen, oh olsun size’ şeklinde hitap ettiğini hatırlatan Gündoğdu, “Evet, bizdik ‘Evet’ diyen. Ergenekon’un avukatlığını yapmaktansa, Silivri ile kol kola girmektense, İmralı’ya gözyaşı dökmektense aç kalmayı göze almış bir örgütüz” dedi.

Anayasal Reformlar Halen Yapılmadı

Referandum paketi ve 4+4+4 yeni eğitim sisteminin mevcut iktidarın getirdiği en önemli iki paket olduğunu dile getiren Gündoğdu, değerleri uğruna yaptıkları hiçbir şeyden pişman olmadıklarını, bundan sonra da olmayacaklarını vurguladı.

Ana muhalefet partisinin İstanbul İl Başkanı’nın, Cumhuriyet Bayramı’nda askerlere hitaben ‘sizin koruyamadığınız cumhuriyeti biz koruyoruz’ dediğini hatırlatan Gündoğdu, “Askerin böyle bir görevi yok. Cumhuriyeti cumhur korur. Ancak, bu görevi askerlere veren geçici 35. madde halen Anayasa’da duruyor. Yeni sivil ve demokratik anayasa halen yazılamadı” diye konuştu.

Memur-Sen olarak, Genç Memur-Sen ve kadınların örgütlenmesiyle ilgili düzenlemeleri tüzüklerine eklediklerini belirten Gündoğdu, bilinçli bir nesil, katılımcı bir örgüt oluşturmak için üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye çalıştıklarını dile getirdi. YÖK’ün yeniden inşası için bir taslak hazırlandığını ifade eden Ahmet Gündoğdu, birçok eksiği bulunan bu tasarıyı yeterli bulmadıklarını, kendi çözüm önerilerini içeren paketi YÖK yönetimine sunduklarını söyledi.

Başörtüsü Yasağı Kadına Uygulanan En Büyük Şiddettir

Çalışan kadınların örgütlenmesini önemsediklerini belirten Gündoğdu, sözlerini şöyle tamamladı: “Kamuda, üniversitede ve TBMM’de başörtüsüne özgürlük istiyoruz. Üniversitelerde, dün ceza vermek için yarışanların yerini, bugün koltuğunu korumak için ceza vermeyenlerin olması bile bizi bir nebze de olsa mutlu ediyor. Başörtüsü; başı örtülü kadından ziyade erkeklerin sorunudur. İnancı gereği örtünene dil uzatmak, ahlaksızlıktır. Allah’ın emridir, inanç hürriyeti kapsamına girer. Bu özgürlük kimsenin lütfuyla kullanılmak zorunda değildir. Avrupa’da başörtülü parlamenter, belediye başkanları var. Merve Kavakçı’ya haddinin bildirildiği TBMM’de halen başörtülü vekil yok. Başörtüsü yasağı kadına uygulanan en büyük şiddettir. Bunu uygulayan da devlettir. Sosyal devlet böyle olamaz. Vatandaşını tanıyan devlet lazım, tanımlayan değil.”

İzci: Memur-Sen’in İlk Yetkili Sendikasıyız

Konferansın açılışında konuşan Memur-Sen İl Temsilcisi ve Şube Başkanımız Gaffari İzci ise, Memur-Sen içinde ilk yetkili il olduklarını söyledi. Özverili bir çalışmanın sonucu elde edilen bu başarıda pay sahibi bütün arkadaşlarına teşekkür eden İzci, “Ekmek için, özgürlük için yola çıkmış sendikamızın ulaştığı bu başarı bir ekip işi, gönül işidir. Eğer bir sendika, sendikal mücadeleyi ve faaliyetleri anlamlı ve başarılı kılan nitelikli insan kaynağından ve nitelikli yaklaşımlardan yoksunsa, büyüklüğün hiçbir anlamı yoktur. Bu bakımdan nitelik hak merkezli, özgürlük merkezli, insan merkezli olmalıdır” dedi.

Gaffari İzci, konferansın sonunda, Milletvekili Dr. Murtaza Yetiş ve Belediye Başkanı Necip Büyükaslan ile birlikte Genel Başkan Ahmet Gündoğdu’ya bir teşekkür plaketi verdi.

Konferansa; AK Parti Adıyaman Milletvekili Dr. Murtaza Yetiş, Belediye Başkanı Necip Büyükaslan, Memur-Sen Genel Mevzuat ve Toplu Sözleşme Sekreteri Hacı Bayram Tonbul, Sağlık-Sen Genel Teşkilatlanma Sekreteri Kemal Çırak, Diyanet-Sen Genel Teşkilatlanma Sekreteri Mehmet Ali Güldemir,Genel Mali Sekreter Mehmet Ali Omurca,Genel Mevzuat ve Toplu Sözleşme Sekreteri Ali Bayır,Genel Araştırma ve Dış ilişkiler Sekreteri Mehmet Yaman,kurum müdürleri, sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda üyemiz katıldı.