Suriye Batı'nın ikiyüzlülüğü, İslam dünyasının zafiyetidir

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Suriye’nin, Batı’nın ikiyüzlülüğü, İslam dünyasının zafiyeti olduğunu belirterek, “2011 yılından beri kan ve gözyaşının aktığı ülkede insanlık kaybetmiştir. Günlerdir Rusya ve Baas rejimi havadan, karadan ve denizden Türkmenleri vuruyor. Şehitlerimiz ve yaralılarımız var. Dünyadan ses var mı, yok. Bayırbucak Türkmen bölgesine yönelik yapılan saldırıları lanetliyor, zulme ve katliamlara sessiz kalanları kınıyorum. Türkmenlerin zulme karşı verdikleri mücadelesini selamlıyorum” dedi. 
 

Eğitim-Bir-Sen İstanbul şubelerinin il divan toplantısında konuşan Ali Yalçın, Suriye’nin, BAAS rejiminin varlığı ve ürettiği zulüm nedeniyle, terör örgütlerinin konuşlanma alanı haline geldiğini ifade ederek, şunları söyledi:

“Esed güçleri 2011 yılında bu yana dünyanın gözü önünde kendi halkına zulmediyor. Dünya sessiz bir şekilde katliamları izliyor. Savaş çağrıcılarına ve silah tüccarlarına zemin ve vitrin oluşturmuş, uluslararası platformların enerjisini sömürmüştür. Hepsinden önemlisi, 5 milyondan fazla insan yurdundan koparılmış ve 200 bini aşkın insan da hayatını kaybetmiştir. En uzun sınırımızın olduğu Suriye, koca bir sorunlar, acılar ve çatışmalar ülkesine dönüşmüştür. Suriye konusunun asgari çatışmalar dışındaki bütün sorun alanları bizim insan olarak, örgüt olarak, ümmet olarak ve sendika ya da sivil toplum kuruluşu olarak hem ilgi hem sorumluluk alanımızdadır. Zalim-mazlum eşleşmesinde tarafını herhangi bir tereddüde yer vermeden mazlumdan yana belirleyen Memur-Sen, özellikle mülteci-sığınmacı-misafir ya da medeniyetimizin ifadesiyle muhacir konumundaki insanlara el vermek, omuz vermek durumundadır. Şükür bugüne kadar bunun hakkını verdik, bundan sonra da Suriyeli kardeşlerimize destek olmaya devam edeceğiz.”
 

Bugünün dünden, yarının da bugünden daha iyi olması için çalışıyoruz

Öğretmenlerin, yıllardır birbiri üzerine eklenmiş pek çok sorunları bulunduğunu belirten Yalçın, “Öncelikle öğretmenlik mesleği itibarsızlaştırılmıştır. Öğretmenlere sunulan maddi imkânların yetersizliği nedeniyle öğretmenlik tercih edilen bir meslek olmaktan çıkmış, üniversite tercihlerinde eğitim fakültelerinin alt sıralara kaymasına neden olmuştur. Öğretmenliğin maddi manevi sorunlarının çözülmesi ve öğretmenliğin yeniden cazip, öncelikle tercih edilen bir meslek haline getirilmesi gerekmektedir. Eğitim hizmet kolunun yetkili sendikası Eğitim-Bir-Sen olarak, eğitim çalışanlarının bugününün dünden, yarınının da bugünden daha iyi olması için üzerimize düşeni samimi çabalarla yerine getirmeye çalışıyoruz. Bu konuda, gerek Kurum İdari Kurulu toplantılarında gerekse toplu sözleşmede önemli kazanımlar elde edilmesini sağladık” şeklinde konuştu.
 

3. Dönem Toplu Sözleşme ile iki yıllık toplamda yüzde 19,2 zam aldıklarını, 2005 yılından sonra göreve başlayan kamu görevlilerine ilave bir derece verilmesi beklentisini kazanıma dönüştürdüklerini kaydeden Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Üyelerimiz başta olmak üzere bütün öğretmenlerin hasretle beklediği ve hararetle istediği nöbet ücretini alarak tarihi bir başarının altına imza attık. Böylece, mesleki eğitim merkezleri de dâhil olmak üzere örgün eğitim kurumlarında fiilen nöbet görevini yerine getiren müdür yardımcıları ile öğretmenlere, 2016 yılında haftada 2 saat, 2017 yılında ise haftada 3 saat ek ders ücreti ödenecektir. Bu sayede, öğretmenlerimizin aylık gelirlerine ilgili yılların birinci ve ikinci altı aylık dönemleri itibarıyla, 2016’da 98 TL ila103 TL, 2017 yılında ise 159 ila 166 TL ilave brüt artış sağladık. Bir başka önemli kazanımımız, Bakanlıkça hafta sonu yapılan merkezi sınavlarda görev alan eğitim çalışanlarına, ek ders ücreti yerine ÖSYM ve diğer kurumlarca yapılan sınavlarda olduğu gibi sınav gösterge rakamına dayalı sınav ücreti ödenmesini elde etmek oldu. Bu kazanımla, sınavda görev alanlara 5 saat tutarında ek ders ücreti yerine, ilgili yılın altı aylık dönemleri itibarıyla, her oturum için 2016 yılında en düşük 141 TL ila 148 TL, 2017 yılında ise 152 TL ila 158 TL sınav ücreti ödenecek. Yabancı dil sınavlarında yazılı ve sözlü sınav komisyonlarında görev alan üyelere, her bir komisyon üyeliği için ayrı ayrı ücret ödenmesi kazanımı da bizim imzamızla sağlandı. İLKSAN dayatmasına bütünüyle son verdik. Bir önceki dönem toplu sözleşmesinde elde ettiğimiz isteğe bağlı üyelik kazanımına, isteğe bağlı olarak üyelikten ayrılma kazanımını ekledik. Böylece, rızaları dışında öğretmenlerimizin cüzdanına el atılması uygulamasına son verdik. Öğretim yılına hazırlık ödeneğinin 2016-2017 eğitim-öğretim yılında 1.000 TL, 2017-2018 içinse 1.050 TL olarak belirlenmesini sağladık.”
 

Şûra kararları hayata geçirilmelidir

19. Milli Eğitim Şurası’nda tartışılan, karar altına alınan ya da üzerinde çalışma yapılması kararlaştırılan hususların bir an önce hayata geçirilmesini beklediklerini dile getiren Yalçın, “Branş öğretmenleriyle meslek öğretmenlerinin maaş karşılığı ders saatlerinin 15 saat olarak eşitlenmesi, öğretmenlerin özlük haklarına yönelik olarak, her dört yılda bir yıpranma payı verilmesi, öğretmenlerin ek ders ücretlerinin artırılması, öğretmenlerin mesleki yeterlikler doğrultusunda kariyer basamaklarında yükseltilmesi, öğretmenlerin ihtiyaç duyulan il ve bölgelerde görev yapmalarına yönelik bir teşvik sistemi geliştirilmesi, öğretmenlik mesleğinin hak ettiği sosyal ve mesleki itibarın artırılmasında; yeterlik, nitelik ve standart gibi kavramlar arasında bir ortak anlayış ve norm oluşturacak bir yasal düzenlemeye gidilmesi şeklinde ortaya konulan karar ve yaklaşımlar mutlaka hayata geçirilmelidir” diye konuştu.
 

İş güvencesini tartışmaya açmak kaosa kapı aralamaktır

Güçlü kamu görevlisinin, etkin kamu hizmeti; etkin kamu hizmetinin de güçlü devlet anlamına geldiğini söyleyen Yalçın, “Güçlü devlet; bölgesinde ve küresel ölçekte lider ülke, söz sahibi devlet demektir. Bu anlayışla, iş güvencesi kırmızı çizgimizdir, olmazsa olmazımızdır diyoruz. Bunu tartışmaya açmak, kaosa kapı aralamak demektir. Kamu hizmetinde etkinliğin ve verimliliğin iş güvencesini kaldırma korkusuyla sağlanması hem demokratik değil hem de sürdürülebilir değildir. Kamu hizmetinde etkinlik ve verimlilik; ehliyet ve liyakat ile olur. İş güvencesini gündemde tutmak; çalışma barışını ve toplumsal barışı zedeler, kamu görevlilerini tedirgin etmek dışında bir sonuç doğurmaz. 1 Kasım seçimiyle sağlanan istikrara zarar verir, geleceğe odaklanmamızı engeller, Türkiye’nin toplam enerjisinin hizmete yönelmesinin, katma değere dönüşmesinin önünde barikat oluşturur. 3. Dönem Toplu Sözleşme’de elde ettiğimiz 213 kazanımla büyük bir moral yakalayan, motivasyonu zirveye çıkan kamu görevlilerinin huzurunu iş güvencesi tartışmalarıyla kaçırmayalım, ortaya çıkan büyük memnuniyet ve mutluluk tablosunu bozmayalım diyoruz” ifadelerini kullandı.
 

Genel Başkan Ali Yalçın, Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın Yayla ve Genç Memur-Sen Genel Başkanı Eyüp Beyhan ile birlikte, İstanbul 3 ve 5 No’lu şubelerin yeni hizmet binalarının açılış törenine de katıldı.