23 Nisan, 105 yıl önce, vatanın işgal, milletin yok edilmek istendiği zorlu bir dönemde, milli iradenin destansı direniş, toparlanışla varoluşunu yeniden inşa ve tahkim ettiği tarihtir. Bu aziz millet, hiçbir surette iradesine zincir vurulamayacağını bütün dünyaya ilan etmiş, ‘Hakimiyet milletindir’ düsturuyla Meclis’i Kurtuluş Savaşı’nın karargahı, istiklal ve istikbalimizin sembolü yapmıştır. TBMM, millet iradesinin, birliğinin, bütünlüğünün, değerlerinin yaşatılması, ihtiyaç ve beklentileri karşılayacak yasaların yapılması noktasında en yetkin ve en yüce mercidir.
Hak, hukuk ekseninde vücut bulan/bulması gereken devlet ve toplum yapımızın demokratik işleyişle kültüre dönüşmesi, milli iradenin mücessem ve kurumsal varlığı olan yüce Meclis’in asli anlam, amaç ve işleyişine bağlıdır.
TBMM, millet varlığımız ve demokrasimiz için vazgeçilmez güven, dayanak ve saygınlığını, milli iradenin güç ve tecellisinden almıştır, almaktadır. İçeriden veya dışarıdan milli iradeyi sınırlamayı veya ortadan kaldırmayı amaçlayan her vesayet girişimi, en hafif tabirle millete saygısızlık, varlığımıza, bugünümüze, geleceğimize, umutlarımıza, hayallerimize vurulan, vurulmak istenen bir darbedir. Ulusal egemenlik ideali, milletin varlık, istiklal ve özgürlüğü üzerine hiçbir hesabı kabul etmez, edemez.
Millet ruhuyla yaşama, bu ruhu yaşatma çabası, milli iradesiyle bütünleşen demokratik atılım ve açılımı gerektirir. O nedenle gerçek karşılığını milletin sinesinde bulan milli irade, değişen şartlarda verilen değişik tepki biçimleri ile millete tepeden bakmayı, seçkinciliği, kurulan her kumpası, her ihaneti reddetmiştir. O nedenle 23 Nisan’la sembolik ifadesini bulan egemenlik düşüncesi, milletin inancına, kültürüne, yaşantısına biçim verme girişimlerini asla kabul etmez, etmemiştir.
23 Nisan’ın bayram olarak çocuklarımıza armağan edilmesi, varlığımızın, bağımsızlık ve özgürlük idealimizin, geleceğe kök salması mefkûresini içerir. İstiklal ve özgürlük, çocuklarımız üzerinden gelecek bütün nesillere ve çağlara miras olarak bırakacağımız en kutlu değerdir. Hiç kuşku yok ki, tarihsel, kültürel benlik ve kimliğimizin belirgin niteliğini ifade eden bu değerlerin çocuklarımıza kazandırılmasında en büyük görev, millî eğitim sistemine düşmektedir.
Eğitim-Bir-Sen olarak inanıyoruz ki çocuklarımız, ancak milli ve manevi değerlerle donanarak, tarihini anlayıp köklerini bilerek geleceğe sağlam adımlarla yürüyebilir.
Bu düşüncelerle, TBMM’nin açılışının 105’inci yılında, evvela bizlere üzerinde özgürce yaşadığımız bir vatan armağan eden şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor; aziz milletimizin egemenlik bilincini, heyecanını ve gayretini kutluyor, tüm çocukların 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyoruz.
Saf masumiyetin, katıksız güzelliğin, hesapsız coşkunun canlı varlıkları olan dünyanın bütün çocuklarına da sevgilerimizi sunuyoruz.