Haber
2010-12-30 06:22:12
Torba Kanun Hükümlerine Iliskin Degerlendirmemiz

Torba Kanun’un Alt Komis- yonda kabul edilen sekli esas alinarak 657 sayili Devlet Memurlari Kanunu’nda degi- siklik yapan ve kamu görev- lileriyle ilgili diger hükümlerine iliskin degerlendirmeler

 

MADDE 70- 1/7/1964 tarihli ve 488 sayili Damga Vergisi Kanunu’na ekli  (2) sayili tablonun “V-Kurumlarla ilgili kagitlar”  baslikli kisminin sonuna asagidaki bent eklenmistir. “25.  Kamu kurum ve kuruluslarinin merkez ve tasra teskilati ile döner sermaye isletmelerinin kadrolarinda ve sözlesmeli personel pozisyonlarinda istihdam edilen sözlesmeli personel ile yapilan hizmet sözlesmeleri.”

2010 yili Toplu Görüsmeleri’nde Memur-Sen Konfederasyonu’nun talebi olarak toplu görüsme masasina getirilen ve görüsmeler sonucunda Memur-Sen ile Kamu Isveren Kurulu arasinda imza altina alinan 2010 Yili Toplu Görüsme Tutanagi’nin eki I Sayili Listenin 9 uncu maddesinde yer verilen hükmün gereginin yerine getirilmesi amaciyla Kanun Tasarisinda yer verilen bu madde; sözlesmeli personelden istihdamlarina esas sözlesmelerinden damga vergisi alinmasi uygulamasini kaldiriyor. Bu düzenlemeyle birlikte, sözlesmeli personelden imzaladiklari sözlesme nedeniyle damga vergisi tahsili uygulamasi kaldiriliyor.

 

MADDE 73- 14/7/1965 tarihli ve 657 sayili Devlet Memurlari Kanunu’nun 64 üncü maddesi basligiyla birlikte asagidaki sekilde degistirilmistir.

“Kademe ve kademe ilerlemesi:

MADDE 64- Kademe; derece içinde, görevin önemi veya sorumlulugu artmadan, memurun ayligindaki ilerlemedir.

Memurun kademe ilerlemesinin yapilabilmesi için bulundugu kademede en az bir yil çalismis olmasi ve bulundugu derecede ilerleyebilecegi bir kademenin bulunmasi sartlari aranir.

72 nci madde geregince belirli bir süre görev yapmak üzere, mecburî olarak sürekli görevle atanan memurlardan kalkinmada birinci derecede öncelikli yörelerde bulunanlara, bu yörelerde fiilen çalismak suretiyle geçirilen her iki yil için bir kademe ilerlemesi daha verilir. Yillik izinde geçirilen süreler fiilen çalisilmis sayilir. Iki yildan az süreler dikkate alinmaz.

Son on yil içinde herhangi bir disiplin cezasi almayan memurlara, aylik derecelerinin yükseltilmesinde dikkate alinmak üzere bir kademe ilerlemesi uygulanir.

         Bu maddede belirtilen sartlari haiz her sinif ve derecedeki memurlar, hak kazandiklari tarihten geçerli olmak üzere ve baskaca bir isleme gerek kalmaksizin bir ileri kademeye ilerlemis sayilirlar.

Kademe ilerlemesi ile ilgili onay mercii atamaya yetkili amirdir. Onay mercileri kademe ilerlemeleri ile ilgili yetkilerini devredebilirler.

         Kademe ilerlemesine hak kazanamayan memurlar, kurumlarinca her ay alinacak toplu onaylarla belirlenir. Kademe ilerlemesi yapmis sayilanlardan ilerlemeye müstahak olmadiklari sonradan tespit edilenlerin kademe ilerlemeleri, ilerlemis sayildiklari tarihten geçerli olmak üzere iptal edilir.”

 

1- Kademe ilerlemesinde “olumlu sicil almis olmak” sarti (sicil uygulamasinin kaldirilmasina bagli olarak) kaldiriliyor.

2- Yine sicil uygulamasinin kaldirilmasina bagli olarak; 6 yillik sicil notu ortalamasinin 90 ve üzeri olmasina bagli olarak yararlanilmakta olan ilave kademe verilmesi uygulamasi yerine, “10 yillik süre içerisinde disiplin cezasi almamis olan memurlara” ilave kademe verilmesi uygulamasi getiriliyor.

Sicil notuna dayali olarak ilave kademe verilmesi uygulamasindaki 6 yillik sürenin kisaltilmasi beklenirken aksine sürenin 10 yila çikarilmasi, taleplerin göz ardi edildigi izlenimi vermektedir.

3- Son dönem toplu görüsmelerinde dile getirilen taleplerden biri olan kalkinmada öncelikli illerde çalismaya bagli olarak verilen ilave kademe uygulamasinda, bu haktan yararlanmak için zorunlu hizmet yükümlüsü olmak ön sartinin kaldirilmasi isteniyor ve bekleniyorken, maddenin degisiklik yapilan bölümleri arasinda bu talep ve beklentiyi karsilayacak bir hükme yer verilmemesi anlasilir degildir.

 

 

MADDE 74- 657 sayili Kanun’un 68 inci maddesinin (A) bendinin (d) alt bendi yürürlükten kaldirilmis, (B) bendinin ikinci paragrafi asagidaki sekilde degistirilmis, maddenin sonuna asagidaki bent eklenmistir.

“Ancak, bu sekilde bir atamanin yapilabilmesi için ilgilinin;

         a) 1 inci dereceli kadrolardan ek göstergesi 5300 ve daha yukarida olanlar için en az 12 yil,

         b) 1 inci ve 2 nci dereceli kadrolardan ek göstergesi 5300’den az olanlar için en az 10 yil,

         c) 3 üncü ve 4 üncü dereceli kadrolar için en az 8 yil,

         hizmetinin bulunmasi ve yüksekögrenim görmüs olmasi sarttir. Dört yildan az süreli yüksekögrenim görenler için bu sürelere iki yil ilave edilir. Bu sürelerin hesabinda; 8/6/1984 tarihli ve 217 sayili Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesi kapsamina dâhil kurumlarda fiilen çalisilan süreler ile Yasama Organi Üyeliginde, belediye baskanliginda, belediye ve il genel meclisi üyeliginde, kanunlarla kurulan fonlarda, muvazzaf askerlikte, okul devresi dâhil yedek subaylikta ve uluslararasi kuruluslarda geçen sürelerin tamami ile yüksekögrenim gördükten sonra özel kurumlarda veya serbest olarak çalistiklari sürenin; Basbakanlik ve bakanliklarin bagli ve ilgili kuruluslarinin müstesar ve müstesar yardimcilari ile en üst yönetici konumundaki genel müdür ve baskan kadrolarina atanacaklar için tamami, diger kadrolara atanacaklar için alti yili geçmemek üzere dörtte üçü dikkate alinir.”

“C) Derece yükselmesi ile ilgili onay mercii atamaya yetkili amirdir. Müsterek kararla atanmis olanlarin derece yükselmeleri, ilgili bakanin veya yetkili kildigi makamin onayi ile yapilir. Üst derece kadroya atanmis olup da kazanilmis hak ve emeklilik kesenegine esas aylik dereceleri daha asagida bulunanlarin (45 inci maddenin ikinci fikrasina göre yapilan atamalar hariç), kazanilmis hak ve emeklilik kesenegine esas aylik derecelerinin yükseltilmeleri için, bu hâlin devami süresince yukarida belirtilen onay aranmaz.”

1- Sicil degerlendirmesi uygulamasinin kaldirilmasina bagli olarak, derece yükselmesinde sicil bakimindan degerlendirme yapilmasi sarti da kaldirilmaktadir.

2- 1-4 dereceli kadrolara derece yükselmesindeki süre kaydi aranmaksizin yapilacak atamalarda, dikkate alinacak ek gösterge oranlari güncellenmektedir.

3- Derece ilerlemesindeki süre kaydi aranmaksizin 1-4 dereceli kadrolara atanabilmek için gereken hizmet süresinin hesabinda dikkate alinacak sürelerde degisiklik yapilarak;

a) Belediye baskanliginda

b) Belediye ve il genel meclisi üyeliklerinde geçirilen süreler kapsama dahil edilirken, özel kurumlarda veya serbest olarak geçirilen süreler yönüyle ise ikili bir ayirima gidilmektedir.               

            Bu kapsamda;

a) Basbakanlik ve bakanliklarin bagli ve ilgili kuruluslarinin müstesar ve müstesar yardimcilari ile en üst yönetici konumundaki genel müdür ve baskan kadrolarina atanacaklarin özel sektörde ve/veya serbest olarak çalistiklari sürenin tamami,

b)Diger kadrolara atananlarin özel sektörde ve serbest olarak geçirdikleri sürenin, 6 yili geçmemek üzere ¾’ünün dikkate alinmasi öngörülmektedir.

Özel sektörden veya serbest olarak çalisanlarin –belli görevler açisindan- memurluga geçisini (kamuoyunda bilinen adiyla özelden kamuya transferini) kolaylastiran bu hüküm, memurluk görevlerine KPSS’ye tabi olmadan geçis imkani saglanacagi kaygisi olusturmak yaninda, halen kamu kurum ve kuruluslarinda görev yapan memurlarin kariyer ve liyakat odakli olarak üst görevlere yükselmesinde yasanmakta olan sikintinin da artmasina neden olacaktir.

Kamu personel sistemi içerisinde bulunan personel, görevde yükselme ve unvan degisikligi sinavlarinda basarili olmak suretiyle kariyer elde edebilirken özel sektörde veya serbest olarak çalisanlarin müstesarlik dahil olmak üzere bir çok üst düzey yöneticilik görevlerine dogrudan atanmasinin önü açilmaktadir.

Düzenlemeyle öngörülen uygulamanin nasil olacagi ve bu yolla yapilacak atamalarin hangi usul ve esaslarla yapilacaginin madde içeriginde siki kayitlara baglanmasi gerekir.

Diger taraftan, 657 sayili Devlet Memurlari Kanunu 59 uncu maddesinde düzenlenen istisnai devlet memurluklarinin kapsaminin zimnen genisletilmesi anlamina gelen bu düzenleme, 59 uncu maddenin de dolayli olarak degistirildigi seklinde yorum yapmayi mümkün kilmaktadir.

Bu düzenleme, halen kamu adina hizmet üreten mevcut kamu personelini bulundugu kadro ve göreve mahkum ederken, kamuyla hiçbir bagi olmayan özel sektör çalisanlarini ve serbest çalisanlari, kamuyu tanimadan kamu hizmetini yönetme makamina tasimak ve bu sayede kamu hizmetini kabulü ve tahammülü mümkün olmayacak bir kaosa sürüklemek gibi istenmez ve engellenemez olumsuz sonuçlari da beraberinde getirecektir.

MADDE 75- 657 sayili Kanun’un 77 nci maddesinin birinci fikrasi asagidaki sekilde degistirilmistir.

“Yabanci memleketlerin resmî kurumlari veya uluslararasi kuruluslarda kurumlarinin muvafakati ile görev alacak memurlara, ilgili Bakanin onayi ile (her üç yilda bir Bakan onayi yenilenmek kaydiyla) memuriyeti süresince yabanci memleketlerin resmî kurumlarinda on yila, uluslararasi kuruluslarda yirmibir yila kadar ayliksiz izin verilebilir.”

1- Yabanci memleketlerde ve uluslararasi kuruluslarda görev alacak memurlara ayliksiz izin verme yetkisinin Basbakan yerine ilgili Bakan tarafindan kullanilmasina imkan saglanmaktadir.

2- Yabanci memleketlerde görev yapmaya dayali olarak ayliksiz izin hakkindan yararlanma imkani, “ilgili devletin resmi kuruluslarinda görev alma” ile sinirlandirilmaktadir.

Yabanci memleketlerde ve uluslararasi kuruluslarda görev almaya dayali ayliksiz izin isleminin, Basbakanlik onayina baglanmasi gibi gereksiz sekil sartinin kaldirilmasi olumludur.

 

 

MADDE 76- 657 sayili Kanun’un 91 inci maddesi asagidaki sekilde degistirilmistir.

“MADDE 91- Kadrosu kaldirilan memurlar, en geç alti ay içinde kendi kurumlarinda niteliklerine uygun bir kadroya atanirlar. Bu memurlar, kurumlarinda atama imkâni bulunmamasi hâlinde ayni süre içinde baska bir kurumdaki kadrolara atanmak üzere Devlet Personel Baskanligina bildirilir. Bunlar, atama islemi yapilincaya kadar kurumlarinda niteliklerine uygun islerde çalistirilir ve yeni bir kadroya atanincaya kadar eski kadrolarina ait malî haklardan ve sosyal yardimlardan yararlanmaya devam ederler.

Söz konusu memurlarin eski kadrolarina ait en son ayda aldigi malî haklar kapsaminda fiilen yapilmakta olan her türlü ödemeler toplaminin net tutarinin, atandiklari yeni kadrolarina ait malî haklar kapsaminda fiilen yapilmakta olan her türlü ödemeler toplaminin net tutarindan fazla olmasi hâlinde, aradaki fark, farklilik giderilinceye kadar, atandiklari kadrolarda veya bu kadrolardan istekleri disinda atandiklari baska kadrolarda kaldiklari sürece, herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksizin tazminat olarak ödenir. Aylik mutad olarak yapilmayip belirli bir dönemi kapsayan ödemelerin ödendigi tarih itibariyla net tutarlari toplaminin yili içinde çalisilan aylara bölünmesi suretiyle bulunacak tutari, en son ayda aldigi aylik tutarina ilave edilir. Fazla çalisma ücreti, fiilen yapilan ders karsiligi ödenen ek ders ücreti ve nöbet ücreti gibi ilave bir çalismanin karsiliginda elde edilen ödemeler aylik tutarina ilave edilmez.

         Diger kamu kurum ve kuruluslarina atanmak üzere Devlet Personel Baskanligina bildirilen memurlarin 190 sayili Kanun Hükmünde Kararname kapsaminda bulunan kamu kurum ve kuruluslarinin bos kadrolarindan Devlet Personel Baskanliginca tespit edilen kadroya, anilan Baskanlik tarafindan kirkbes gün içinde atamasi teklif edilir. Devlet Personel Baskanligi tarafindan gönderilen atama teklif yazisinin atamayi yapacak kamu kurum ve kurulusuna intikalinden itibaren otuz gün içinde bu kurum ve kurulus tarafindan atama islemlerinin yapilmasi zorunludur. Bunlardan unvanlari müdür ve daha üst olanlar ile danisma ve denetim islevlerine iliskin kadrolarda çalisanlar Arastirmaci kadrolarina, digerleri ise durumlarina uygun kadrolara atanirlar.”

 

1- Kadrosu kaldirilan memurlarin kendi kurumlarinda veya diger kamu kurum ve kuruluslarindaki diger kadrolara atanmasina iliskin usul ve esaslarda kapsamli degisiklik yapilmaktadir.

2- Bir anlamda özellestirilen KIT’lerdeki personele yönelik uygulama, kadrosu kaldirilan memurlar için de geçerli hale getirilmekte ve Devlet Personel Baskanligi’nin yönetiminde havuz uygulamasi yapilmasi öngörülmektedir.

3- Kadrosu kaldirilan memurun, durumuna uygun kadroya atamasi yapilincaya kadar durumlarina uygun islerde çalistirilmasinin öngörülmesi, memurlugun kariyer ve liyakat odakli ve hizmet sinifi çerçevesine dayanan bir meslek oldugu gerçegiyle çelismektedir.

4- Kadrosunun kaldirilmasi nedeniyle, baska kurumlara veya ayni kurumun farkli kadrolarina atamasi yapilan memurlarin, eski kadrolarinda almakta olduklari gelir toplaminin (fazla çalisma ücreti, nöbet ücreti ve fiilen yapilan görev karsiligi ödenen ek ders ücreti hariç olmak üzere)  yeni kadrolari geregince kendilerine ödenmekte olan maastan fazla olmasi halinde aradaki farkin tazminat olarak ödenmesi öngörülmektedir. Görünüste kisa vadede mali açidan hak kaybi olusturmayacak gibi gözüken bu durum ilerleyen süreçte kadrosu kaldirilan memur açisindan öngörülemeyecek mali kayiplara neden olabilecektir. En azindan, uzunca sayilabilecek bir süre mali haklarinda herhangi bir artis yapilmamasi gibi (mevcut maas durumu itibariyla enflasyona ezdirilmek gibi) bir olumsuz durum söz konusu olacaktir.

5- Diger taraftan, kadronun kaldirilmasi isleminin kurum ve kuruluslar düzeyinde takdiri bir yetki oldugu göz önüne alindiginda bu uygulamanin ilerleyen süreçte kötü niyetli kullanilmasi mümkündür. Bu bakimdan, devam etmekte olan bir kamu hizmetinin veya varligi devam eden bir kamu kurumunun elinde bulunan kadrolarin kaldirilmasina yönelik ölçütlerin de mutlaka kanun içeriginde ifade edilmesi gerekir.

6- Kadrosu kaldirilan memura, atanmak istedigi kamu kurum ve kurulusu açisindan tercihte bulunma hakkinin verilmemesi büyük bir eksikliktir. Düzenlemenin içeriginde kendi kurumu içerisindeki bir kadroyla iliskilendirme imkani bulunmayan kamu görevlisinin atanacagi kadro ve kurumun re’sen Devlet Personel Baskanligi tarafindan belirlenmesi, istege bagli yer degistirme talebinde bulunabilen memurlarin kurum, kadro ve görev degisikligi gibi çok daha agir sonuçlar doguracak bir islemde nitelikleri, yeterlikleri ve vizyonlari hakkinda sadece soyut bilgi ve belgeye sahip olan Devlet Personel Baskanligi’nin insafina birakilmasi anlamina gelir.

7- Ayrica, Devlet Personel Baskanligi tarafindan veya kendi kurumu tarafindan atandigi kadro disindaki bir kadroya kendi istegiyle atanma talebinde bulunan ve bu talebine bagli olarak atamasi yapilan kamu görevlisinin maas farki kaynakli tazminat hakkini kaybetmesinin öngörülmesi, kanun koyucu eliyle aba altindan sopa gösterilmesi anlamina gelmektedir.

8- Müdür ve daha üst unvanli ‘Daire baskani, Baskan, Genel Müdür, Genel Müdür yardimcisi, Müstesar vb.) kadrolarda görev yapmakta iken kadrosu kaldirilan devlet memurlarinin, niteligi, yürütecekleri hizmetler açisindan belirsiz olan “Arastirmaci” kadrosuna atanma zorunlulugu getirilmesi de anlasilir degildir. Özel sektörde çalisanlarin Basbakanlik ve Bakanliklarin müstesarlik, müstesar yardimciligi, baskanlik gibi üst düzey görevlere atanmasinin öngörüldügü bir kanun tasarisinda kadrosu kaldirilan bir genel müdür yardimcisinin ya da müstesar yardimcisinin “arastirmaci” kadrosuyla iliskilendirilme zorunlulugu getirilmesi çeliskidir.

Kaldi ki, mevcut durum itibariyla “arastirmaci” unvani için öngörülen mali haklarin yetersizligi karsisinda, genel müdür, daire baskani gibi üst düzey görevler yürüten ve yüksek tutarda maas alan kamu görevlilerinin, fark tazminati uygulamasinin sona erdigi tarihten itibaren maas yönüyle oldukça yüksek düzeyde bir kayipla karsi karsiya kalmasi sonucunu doguracak bu düzenleme, adalet ve hakkaniyet duygularini zedeleyecektir.

9- Kaldirilacak kadrolara dair kisa ve uzun vadeli bir strateji ve planlamanin bulundugu bir kamu personel sistemimiz olmadigi göz önüne alindiginda, halen görev yapmakta olan memurlarin gelecege dair kariyer planlamasi yapmak yerine kadrolarinin kaldirilip kaldirmayacagi yönünde öngörüde bulunmalari gerekecektir.  Böyle bir öngörü ise, görev basindaki siyasi iktidara göre degiskenlik gösterecek kamu hizmeti anlayisi ve kamu personel sistemi uygulamalari açisindan mümkün degildir.

 

 

MADDE 77- 657 sayili Kanun’un 100 üncü maddesinin sonuna asagidaki fikralar eklenmistir.

“Ancak özürlüler için; özür durumu, hizmet gerekleri, iklim ve ulasim sartlari göz önünde bulundurulmak suretiyle günlük çalismanin baslama ve bitis saatleri ile ögle dinlenme süreleri merkezde üst yönetici, tasrada mülki amirlerce farkli belirlenebilir.

Memurlarin yürüttükleri hizmetin özelliklerine göre, bu madde uyarinca tespit edilen çalisma saat ve süreleri ile görev yerlerine bagli olmaksizin çalisabilmeleri mümkündür. Bu hususa iliskin usûl ve esaslar, Devlet Personel Baskanliginin teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenir.”

 

1- Özürlü personelin günlük çalismanin baslangiç ve bitis saatlerinin farkli belirlenme imkaninin getirilmesi, “pozitif ayirimcilik” uygulamalarini mümkün kilmasi yönüyle olumlu bir adimdir. Ancak, bu istisnanin özürlü personel yaninda bakmakla yükümlü oldugu özürlü aile ferdi bulunan personeli de kapsamasi saglanmalidir. 

2- Maddeye eklenen üçüncü fikra, derinlemesine degerlendirildiginde “esnek çalisma süresi ve saatleri ile görev yeri belirsizligi” gibi kamu hizmeti ve kamu görevlisi kavramlariyla örtüsmesi mümkün olmayan bir risk içermektedir.

            Yürütülen hizmetin özelligine göre ifadesiyle çerçevelenen ve usul ve esaslarinin Bakanlar Kurulu karariyla belirlenecegi ifade edildigi bu hüküm, görünüste önemsiz ve sorun çikarmayacak gibi gözükse de günlük 8 haftalik 40 saatten daha düsük bir süreyle yürütülmesi mümkün kamu hizmet türleri ve bu hizmetleri yürütecek memur kadrolari ve çalisilan süre ve saate bagli olarak daha düsük düzeyde aylik ve maas verilmesi öngörülebilecek kamu görevlilerinin varligina gerekçe ve dayanak yapilacak bir düzenleme olarak kullanilma riski içermektedir. 

Anayasanin devlet memurlarinin çalisma sartlarinin, aylik ve özlük haklarinin kanunla düzenlenecegi amir hükmü karsisinda çalisma saati, çalisma süresi ve görev yeri yönüyle belirsizlik içeren bir hükmün 657 sayili Kanun’un içeriginde yer almasini kabul etmek ve makul görmek mümkün degildir.

 

MADDE 78- 657 sayili Kanun’un 101 inci maddesi asagidaki sekilde degistirilmistir.

“MADDE 101- Günün yirmidört saatinde devamlilik gösteren hizmetlerde çalisan memurlarin çalisma saat ve sekilleri kurumlarinca düzenlenir.

Ancak, kadin memurlara; tabip raporunda belirtilmesi hâlinde hamileligin yirmidördüncü haftasindan önce ve her hâlde hamileligin yirmidördüncü haftasindan itibaren ve dogumdan sonraki bir yil süreyle gece nöbeti ve gece vardiyasi görevi verilemez. Özürlü memurlara da istegi disinda gece nöbeti ve gece vardiyasi görevi verilemez.”

1- Kurumlarin, Günün 24 saatinde devamlilik gösteren (saglik, güvenlik, din hizmetleri ve benzeri) hizmetleri yürüten memurlarin çalisma saat ve sekillerini düzenlerken Devlet Personel Baskanligi’nin onayini alma zorunlulugu kaldirilmaktadir.

2- Kadin memurlarin, hamileliklerinde doktor raporuna dayali olarak veya hamileliklerin 24 üncü haftasindan ve dogumdan sonraki bir yillik süre içerisinde gece nöbeti ve gece vardiyasi verilme yasagi getirilirken, özürlü memurlara ise ancak istekleri bulunmasi kaydiyla gece nöbeti ve gece vardiyasi göreve verilebilecegi hüküm altina alinmaktadir.

3- Özürlü memurlari ve hamilelik ve dogum sonrasi bir yillik dönemle sinirli olmak üzere kadin memurlara dönük pozitif ayirimcilik öngören bu düzenleme olumlu olmakla birlikte, düzenlemenin kapsamina esi hamile olan memurlar ile bakmakla yükümlü oldugu özürlü aile bireyi olan personelin alinmasi daha uygun olacaktir.

 

MADDE 79- 657 sayili Kanun’un 104 üncü maddesi asagidaki sekilde degistirilmistir.

“MADDE 104- A) Kadin memura; dogumdan önce sekiz, dogumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam onalti hafta süreyle analik izni verilir. Çogul gebelik durumunda, dogum öncesi sekiz haftalik analik izni süresine iki hafta eklenir. Ancak beklenen dogum tarihinden sekiz hafta öncesine kadar saglik durumunun çalismaya uygun oldugunu tabip raporuyla belgeleyen kadin memur, istegi hâlinde dogumdan önceki üç haftaya kadar kurumunda çalisabilir. Bu durumda, dogum öncesinde bu rapora dayanarak fiilen çalistigi süreler dogum sonrasi analik izni süresine eklenir. Dogumun erken gerçeklesmesi sebebiyle, dogum öncesi sekiz haftalik analik izninin kullanilamayan bölümü de dogum sonrasi analik izni süresine ilave edilir. Dogumda veya dogum sonrasinda analik izni kullanilirken annenin ölümü hâlinde, istegi üzerine memur olan babaya anne için öngörülen süre kadar izin verilir.

B) Memura, esinin dogum yapmasi hâlinde, istegi üzerine on gün babalik izni; kendisinin veya çocugunun evlenmesi ya da esinin, çocugunun, kendisinin veya esinin ana, baba ve kardesinin ölümü hâllerinde istegi üzerine yedi gün izin verilir.

C) (A) ve (B) fikralarinda belirtilen hâller disinda, merkezde atamaya yetkili amir, ilde vali, ilçede kaymakam ve yurt disinda diplomatik misyon sefi tarafindan, birim amirinin muvafakati ile bir yil içinde toptan veya bölümler hâlinde, mazeretleri sebebiyle memurlara on gün izin verilebilir. Zaruret hâlinde ögretmenler hariç olmak üzere, ayni usûlle on gün daha mazeret izni verilebilir. Bu takdirde, ikinci kez verilen bu izin, yillik izinden düsülür.

D) Kadin memura, çocugunu emzirmesi için dogum sonrasi analik izni süresinin bitim tarihinden itibaren ilk alti ayda günde üç saat, ikinci alti ayda günde birbuçuk saat süt izni verilir. Süt izninin hangi saatler arasinda ve günde kaç kez kullanilacagi hususunda, kadin memurun tercihi esastir.

E) Yillik izin ve mazeret izinleri sirasinda malî haklar ile sosyal yardimlara dokunulmaz.”

 

1- Erken dogum nedeniyle dogum öncesi iznin kullanilmayan bölümünün dogum sonrasina aktarilmasina imkan saglanmistir.

2- Dogum sirasinda veya dogumdan sonra annenin ölümü halinde, anne için öngörülen izin sürelerinin memur olan baba tarafindan kullanilmasi imkani saglaniyor.

3- Erkek memura, esinin dogum yapmasi nedeniyle verilen izin 3 günden 10 güne çikariliyor.

4- Evlilik ve ölüme dayali mazeret izninin süresi 5 günden 7 güne çikarilirken, ölüme dayali mazeret izni kullanma hakkinin kapsamina esin anne, baba ve kardesinin ölmesi durumu da ekleniyor.  Memurun, torunlarinin evliligi ve ölümü hallerinin de mazeret izni kapsamina alinmasi uygun olurdu.

5- Gerek mazeret izinlerinin gerekse yillik izinlerin “isgünü” olarak kullandirilmasi yönünde düzenleme yapilmamasi büyük bir eksikliktir. Geçmis toplu görüsmelerde sikça dile getirilen bu talebin, izinlerle ilgili hükümlerin büyük bölümünde degisiklik öngören bu tasariyla karsilanmasi gerekirdi. 

6- Süt izninin dogum sonrasi analik izni bitim süresinden itibaren baslatilmasi ve ilk alti ay için 1.5 saatten 3 saate çikarilmasi olumlu bir gelismedir. Ancak, özellikle ögretmenlerin süt izni konusunda yasadigi sikintilarin giderilmesine yönelik olarak “Süt izninin hangi saatler arasinda kaç kez kullanilacagi konusunda, yürütülen görev gerekçe gösterilerek kadin memurun tercih hakkini kullanmasi engellenemez” hükmüne yer verilmesi uygun olacaktir.

 

MADDE 80- 657 sayili Kanun’un 105 inci maddesi basligiyla birlikte asagidaki sekilde degistirilmistir.

“Hastalik ve refakat izni:

MADDE 105- Memura, aylik ve özlük haklari korunarak, verilecek raporda gösterilecek lüzum üzerine, kanser, verem ve akil hastaligi gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastaligi hâlinde onsekiz aya kadar, diger hastalik hâllerinde ise oniki aya kadar izin verilir.

         Memurun, hastaligi sebebiyle yatakli tedavi kurumunda yatarak gördügü tedavi süreleri, hastalik iznine ait sürenin hesabinda dikkate alinir.

Bu maddede yazili azamî süreler kadar izin verilen memurun, bu iznin sonunda ise baslayabilmesi için, iyilestigine dair raporu (yurt disindaki memurlar için mahallî usûle göre verilecek raporu) ibraz etmesi zorunludur. Izin süresinin sonunda, hastaliginin devam ettigi resmî saglik kurulu raporu ile tespit edilen memurun izni, birinci fikrada belirtilen süreler kadar uzatilir, bu sürenin sonunda da iyilesemeyen memur hakkinda emeklilik hükümleri uygulanir.

Bunlardan gerekli saglik sartlarini yeniden kazandiklari resmî saglik kurullarinca tespit edilen ve emeklilik hakkini elde etmemis olanlar, yeniden memuriyete dönmek istemeleri hâlinde, niteliklerine uygun kadrolara öncelikle atanirlar.

Görevi sirasinda veya görevinden dolayi bir kazaya veya saldiriya ugrayan veya bir meslek hastaligina tutulan memur, iyilesinceye kadar izinli sayilir.

Hastalik raporlarinin hangi hallerde, hangi hekimler veya saglik kurullari tarafindan verilecegi ve süreleri ile bu konuya iliskin diger hususlar, Saglik, Maliye ve Disisleri Bakanliklari ile Sosyal Güvenlik Kurumunun görüsleri alinarak Devlet Personel Baskanliginca hazirlanacak bir yönetmelikle belirlenir.

Ayrica, memurun bakmakla yükümlü oldugu veya memur refakat etmedigi takdirde hayati tehlikeye girecek ana, baba, es ve çocuklari ile kardeslerinden birinin agir bir kaza geçirmesi veya tedavisi uzun süren bir hastaliginin bulunmasi hâllerinde, bu hâllerin saglik kurulu raporuyla belgelendirilmesi sartiyla, aylik ve özlük haklari korunarak, üç aya kadar izin verilir. Gerektiginde bu süre bir katina kadar uzatilir.”

 

1- Hastalik izin süresinin belirlenmesinde memurun hizmet süresi kaynakli farkliliga son verilmis ve hastaligin türü ve agirligina dayali olarak ikili bir ayirima gidilmektedir.

2- Hizmet süresine ve hastaligin türüne göre 6, 12 ve 18 ay olan hastalik izni süreleri, hastaligin türü ve agirligi esas alinmak suretiyle 12 ve 18 ay olarak belirlenmek suretiyle arttirilmaktadir.

3- Bakmakla yükümlü olunan veya refakat edilmedigi takdirde hayati tehlikeye girecek ana, baba, es, çocuk ve kardeslerden birinin agir kaza geçirmesi veya tedavisi uzun süren hastaliga yakalanmasi durumunda bir katina kadar artirilabilecek bir sekilde üç aya kadar aylikli izin hakki getirilmektedir.

Sosyal devlet ve aile içi dayanisma açisindan son derece önemli hükümler içeren bu düzenleme, tasarinin bütünüyle olumlu olan maddelerinden biridir.

 

MADDE 81- 657 sayili Kanun’un 108 inci maddesi asagidaki sekilde degistirilmistir.

“MADDE 108- A) Memura, 105 inci maddenin son fikrasi uyarinca verilen iznin bitiminden itibaren, saglik kurulu raporuyla belgelendirilmesi sartiyla, istekleri üzerine onsekiz aya kadar ayliksiz izin verilebilir.

B) Dogum yapan memura, 104 üncü madde uyarinca verilen dogum sonrasi analik izni süresinin bitiminden; esi dogum yapan memura ise, dogum tarihinden itibaren istekleri üzerine yirmidört aya kadar ayliksiz izin verilir.

C) Üç yasini doldurmamis bir çocugu esiyle birlikte veya münferit olarak evlat edinen memurlar ile memur olmayan esin münferit olarak evlat edinmesi hâlinde memur olan eslerine, çocugun ana ve babasinin rizasinin kesinlestigi tarihten veya vesayet dairelerinin izin verme tarihinden itibaren, istekleri üzerine yirmidört aya kadar ayliksiz izin verilir. Evlat edinen her iki esin memur olmasi durumunda bu süre, eslerin talebi üzerine yirmidört aylik süreyi geçmeyecek sekilde, birbirini izleyen iki bölüm hâlinde eslere kullandirilabilir.

D) Özel burs saglayan ve bu burstan istifade etmesi için kendilerine ayliksiz izin verilenler de dâhil olmak üzere burslu olarak ya da bütçe imkânlariyla yetistirilmek üzere yurtdisina gönderilen veya sürekli görevle yurt içine ya da veya en az alti ay süreyle yurtdisinda geçici olarak görevlendirilen memurlar veya diger personel kanunlarina tâbi olanlar ile yurtdisina kamu kurumlarinca gönderilmis olan ögrencilerin memur olan esleri ile 77 nci maddeye göre izin verilenlerin memur olan eslerine, toplami sekiz yili geçmemek üzere görev veya ögrenim süresi içinde ayliksiz izin verilebilir.

E) Memura, yillik izinde esas alinan süreler itibariyla bes hizmet yilini tamamlamis olmasi ve istegi hâlinde memuriyeti boyunca ve en fazla iki defada kullanilmak üzere, toplam bir yila kadar ayliksiz izin verilebilir. Ancak, sikiyönetim, olaganüstü hâl veya genel hayata müessir afet hâli ilan edilen bölgelere 72 nci madde geregince belli bir süre görev yapmak üzere zorunlu olarak sürekli görevle atananlar hakkinda bu bölgelerdeki görev süreleri içinde bu fikra hükmü uygulanmaz.

F) Ayliksiz izin süresinin bitiminden önce mazereti gerektiren sebebin ortadan kalkmasi hâlinde, on gün içinde göreve dönülmesi zorunludur. Ayliksiz izin süresinin bitiminde veya mazeret sebebinin kalkmasini izleyen on gün içinde görevine dönmeyenler, memuriyetten çekilmis sayilir.

G) Muvazzaf askerlige ayrilan memurlar askerlik süresince görev yeri sakli kalarak ayliksiz izinli sayilir.”

1- Memurun bakmakla yükümlü oldugu ya da refakat etmedigi takdirde hayati tehlikeye girecek ana, baba, es ve çocuklari ile kardeslerinden birinin agir bir kaza geçirmesi veya önemli bir hastaliga tutulmus olmasi hallerinde kullanabilecegi ayliksiz izin süresi (105 inci maddede yer verilen aylikli izin süresi haricinde) onsekiz aya çikarilmaktadir.

2- Dogum sonrasi ayliksiz izin süresi 24 aya çikarilmakta ve bu izinden babanin da yararlanma imkani getirilmektedir. Ancak, çocukla ilgilenme sorumlulugunun yerine getirilmesine yönelik olarak süre uzatimi saglanirken, söz konusu sürenin ayliksiz izin olarak öngörülmesi “çocuga bakma yükümlülügü”nün gereklerinin yerine getirilmesi için ihtiyaç duyulan gelirin nasil elde edileceg

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen