Ücretli Ögretmenlik Çözüm Degildir, Egitim Bilimleri Sinavi Bir An Önce Yenilenmelidir
ÖSYM tarafindan 10-11 Temmuz 2010 tarihlerinde yapilan Kamu Personel Seçme Sinavi’nin (KPSS-Lisans) Egi- tim Bilimleri Testi, ileri bir tarihte yeniden yapilmak üzere iptal edilmistir.
Sinavda çesitli yöntemlerle kopya çekildigine iliskin iddialarla baslayan ve bu iddialari güçlendiren çesitli verilerle asama kaydeden süreçte yürütülen adli sorusturmayla birlikte Egitim Bilimleri Testi’nin iptal edilmis olmasi çok ciddi gelismelerin sübut buldugunu ortaya koymaktadir.
ÖSYM, Yüksekögretime Geçis Sinavi (YGS), Lisans Yerlestirme Sinavi (LYS), Kamu Personel Seçme Sinavi (KPSS), Tipta Uzmanlik Egitimi Giris Sinavi (TUS), Akademik Personel ve Lisansüstü Egitimi Giris Sinavi (ALES), Üniversitelerarasi Kurul Yabanci Dil Sinavi (ÜDS), Kamu Personeli Yabanci Dil Bilgisi Seviye Tespit Sinavi (KPDS), Dikey Geçis Sinavi (DGS), Kaymakam Adayligi Giris Sinavi, Polis Akademisi Polis Meslek Yüksekokullari Ögrenci Adayligi Sinavi, Askeri Liselere Ögrenci Seçme Sinavi, Kadrolu ve Sözlesmeli Pozisyonlara Yerlestirme gibi pek çok önemli sinavi ve yerlestirme islemini ölçme ve degerlendirme suretiyle gerçeklestirmektedir.
ÖSYM, insanimizin bilgisinin düzeyini, yorumlama kabiliyetini, analiz gücünü vs. sinavlarla ölçerek, tercihleri dogrultusunda hangi alanda, hangi meslege intisap edecegini belirleme, mezuniyetinin ardindan da ise yerlestirme gibi önemli, mesuliyetli, veballi ve hassasiyet gerektiren islerin yüklendigi bir kurumdur.
ÖSYM’nin en önemli vasfinin güvenilirligi olmasi gerekirken, bugün sistemin kötü niyetlilerin at oynatmasina müsait bosluklar içerdiginin anlasilmasi kisa ve uzun vadeli pek çok sikintiyi beraberinde getirmistir. Güveni tesis etmek zor, yitirmek kolaydir. ÖSYM’nin tekrar güvenilir kurum olmasi uzun zaman alacaktir. ÖSYM’ye kat’i güven duyan ve emegiyle sonuca gitmek için zaman, imkân ve gayret sarf eden insanlarin, emekleriyle birilerinin kolaylikla oynadigini anlamalarindan dogan travmadan kurtulmalari da uzun zaman alacaktir.
Egitim Bilimleri Sinavi’nin iptal edilmis olmasi, Milli Egitim Bakanligi’nin alacagi 30 bin ögretmenin atamasinin bilinmeyen bir tarihe ertelenmesine ve hem ögretmen bekleyen ögrencilerimizin hem de atama bekleyen ögretmen adaylarimizin magduriyetine neden olmustur. Bu magduriyetlere neden olanlardan, hangi örgütlenmeye mensup olursa olsun, mutlaka hesap sorulmalidir. Egitim Bilimleri Sinavi bir an önce yapilmali, gecikmenin magduriyeti artirmasinin önüne geçilmelidir. Atama için öngörülen 30 bin sayisi da mutlaka artirilmalidir. Milli Egitim Bakanligi’nin resmi olarak açikladigi 133 bin 317 ögretmen açiginin en az yarisi kadar atama yapilmalidir.
Milli Egitim Bakanligi’nin 10 bin ücretli ögretmen alimi egreti bir tedbirdir. Ücretli ögretmen almak çözüm degildir. Mevcut ögretmen açigini kökten gidererek, ülkemizin gelecegi için hayati önemi haiz olan egitime saglikli bir bakis ortaya koymak yerine ‘vekil, sözlesmeli, ücretli’ gibi degisik istihdam biçimleriyle palyatif tedbirlere yönelen Milli Egitim Bakanligi’nin KPSS ile ilgili yasanan son gelismelerde de tedbir olarak hemen ücretli ögretmenlige yönelmesini, “Ögretmenlik aidiyet meslegidir; ögretmenligin vekili, ücretlisi, sözlesmelisi olmaz” yaklasimini sürekli dillendiren Egitim-Bir-Sen olarak dogru bulmuyoruz.
