Haber
2009-03-09 06:18:54
Uluslararasi Egitim Felsefesi Kongremiz Sona Erdi

Baskent Ögretmenevi’nde düzenledigimiz ve üç gün süren Uluslararasi Egitim Felsefesi Kongresi, Milli Egitim Bakani Hüseyin Çelik ve Genel Baskanimiz Ahmet Gündogdu’nun kapanis konusmalariyla tamamlandi.

 

Burada bir konusma yapan Bakan Çelik, kongrenin ancak bag bozumuna yetisebildigini belirterek, “Egitim-Bir-Sen’e, Milli Egitim Bakanligi olarak bizim de çok ihtiyaç duydugumuz, sadece Türkiye’nin birikimini degil, dünyanin birikimini de bize aktarma imkani ve yol gösterici olabilecek bazi bilgilere ulasmamizi sagladigi için çok tesekkür ediyorum” diye konustu.

 

Egitim-Bir-Sen’in geçmis dönemde de çok sayida toplanti düzenledigini hatirlatan Çelik, “Uluslararasi düzeyde yapilan bu toplantiyi çok daha önemsedigimi ifade etmek istiyorum” ifadesini kullandi.

 

“Benim aklim bana yeter, bilinmesi gereken her seyi biliyorum, baskasindan görüs almama gerek yok” saplantisi içinde olanlarin kafasini kuma gömen insanlar oldugunu kaydeden Çelik, “Biz dünyada bu konuda söz sahibi olan bilim adamlarinin Türkiye’ye gelmesini çok önemsiyoruz. Aldigim bilgiye göre 98 katilimcinin yaklasik üçte biri yurtdisindan gelen bilim insanlari. Bu da, bu toplantinin çok daha verimli ve dolu geçmesini saglamistir” seklinde konustu.

 

Egitim felsefesi ile ilgili olarak 1990’li yillarda, uzun süre kendisinin de ögretim üyeligi yaptigi Yüzüncü Yil Üniversitesi tarafindan iki toplanti düzenlendigini hatirlatan Çelik, sözlerini söyle sürdürdü: “Bunun disinda çesitli felsefe kongreleri Türkiye’de hep yapiliyor. Ancak egitim felsefesi ile ilgili olarak uluslararasi düzeyde belki Türkiye’de yapilan en genis katilimli, en derinlikli toplantilardan biri olmustur. Ben bunun devamini diliyorum.”

 

Egitim Felsefesi Eksikligini Hissettigimiz Bir Alandir

Kongrede Bakanliga yönelik bazi tenkitlerin de yapildigina deginen Çelik, sunlari ifade etti: “Bunu büyük bir anlayis ile karsiliyoruz. Dostlarimizin yüzümüze ayna tutmasindan asla rahatsiz olmayiz. Ancak bu aynanin düz olmasi, çukur ayna olmamasi lazim. Hakli elestiriler bizim için yol göstericidir. Bizim hatalarimiz, eksiklerimiz sirtimizdaki akreplerdir. Bunu gösteren insanlara mütesekkir oluruz. Burada bütün bildirilerin basilmasindan sonra ben ve arkadaslarim bunlari satir satir okuyacaklardir, çikartilmasi gereken dersleri çikartacaklardir. Eminim ki, bu satir aralarindan bize yol gösterecek olan birçok sey çikacaktir.”

 

Egitim felsefesinin egitimin ‘5N 1K’si oldugunu söyleyen Çelik, “Neyi, nasil, niçin, ne kadar, ne zaman ve kiminle yapacagiz? Iste bu sorularin cevabini egitim felsefesinden alabiliriz. Egitim felsefesi, oldum olasi bizde eksikligini hissettigimiz bir alandir. Dolayisi ile burada böyle bir konunun da tartisiliyor olmasini çok önemsedigimi ifade etmek istiyorum” degerlendirmesinde bulundu.

 

Kongrede sunulan bildirilerde müfredati degistirmenin yetmeyecegi, ögretmeni yetistirmenin gerekli oldugu yönünde tespitlerde bulunulduguna dikkat çeken Bakan Çelik, “Bu hakli bir tespittir. Dünyanin en harika müfredatini getirin, dünyanin en harika binalarini yapin, en harika donanim ile donatin, mühim olan ögretmendir” diye konustu.

 

Konusmasinda küresellesmeye de dikkat çeken Çelik, “Sizin küresellesmeyi görmemeniz, yok saymaniz, ondan hoslanmamaniz; onun da sizi görmedigi, sizi kendi halinize biraktigi anlamina gelmez. Küresel dünyada ekonomi küresel, hukuk küresel, siyaset küresel, egitim küresel, terör bile küreseldir. New York borsasinda öksürüldügü zaman, ertesi gün Istanbul Menkul Kiymetler Borsasi’nda biz grip oluyoruz. Bu dünyada hayatta kalabilmemizin tek çaresi var, hücrelerimizin yenilenme özelligini kaybetmemesi lazim. Kendimizi yenileyebilirsek, dünyanin degisen sartlarina, ihtiyaçlarina göre müesseselerimizi, egitim sistemimizi, insan kaynaklarimizi yenileyebilirsek, doku yeniligi yapabilirsek, o zaman küresel dünyadaki rekabette yolumuza devam ederiz” dedi.

 

Çelik, “Kongrede bildiri sunan arkadaslarimizin yüzde 60’inin, yüzde 70’inin Türkiye’de egitim adina olup bitenlerden haberdar olmasi, isin içinde olmasindan dolayi mutlu oldugumu ifade etmek istiyorum. Ister elestirsin, ister öneri getirsin, begensin ya da begenmesin, bilim adamlarimizin buraya mesai harcamalari, bu meseleye önem vermeleri bizi çok ama çok memnun etmistir. Kitap halinde çikacak olan bu bildirilerin eminim çok büyük faydasini görecegiz” diyerek konusmasini bitirdi.

 

Devletten Bagimsiz Gerçek Anlamda Bir Aydin Sinifi Ortaya Çikmadi

Genel Baskanimiz Ahmet Gündogdu ise, üç gün boyunca devam eden kongrede ‘nereye gidiyoruz’ sorusuna cevap arandigini ifade ederek, “Bundan sonra da aramaya devam edilecegini” kaydetti.

 

“Bilginiz yoksa küresellesme arenasinda baskalarinin ürettigi her seye teslim olmak, boyun egmek zorundasiniz. Sahip oldugunuz bilgi birikimi, sizi hem birey hem de millet olarak onurlu,  kendine yetebilen, bununla da kalmayip insanlik evreni için de is görecek bir yapida degilse, yeryüzünün lanetlileri olmaktan kurtulamazsiniz” diyen Gündogdu, söyle konustu:

“Egitim-Bir-Sen ailesi olarak hem birey hem örgüt olarak üzerimize düseni en iyi sekilde yaptik, yapmaya devam ediyoruz. Karsimizda söyle bir zihniyet vardi, belki halen var: Gökyüzündeki ve yeryüzündeki degismeyen dogrulari, yalnizca ben bilirim ve yalnizca ben sahibim. Dogrularin gizli kalmis olduguna, açiga çikarilmalari gerektigine inanirim. Ama ayni zamanda çeliski içindeyim. Dogruya sahip olmak dogrunun dogrulugunu ispatlamaya yetmiyor. Bu nedenle benim dogrulugumun kendi disina çikip, dogrulugunun ispatlanmaya ihtiyaci vardir.  Sen az gelismissin hatta hiç gelismemissin. Bu yüzden dogruyu akil ve egitim yoluyla dile getirmen olanaksiz. Tek yol isgal, iskence ve ikna odalari. Baska bir söyleyisle; senin iyi olacagina güvenmiyorum. Benim yardimima, ögüdüme ihtiyacin var. Çünkü sen gerçeklikle bas edebilecek yeterlilikte degilsin. Senin yapmani istedigim sey, ayni zamanda senin için iyi oldugunu düsündügüm seydir. Burada senin isteklerine, ihtiyaçlarina amaçlarina, arzularina yer yok. Benimkiler bunun için yeterlidir.”

 

Kongredeki Bildiri ve Tartismalar Kitaplastirilacak

Kendilerini bu ülkenin gerçek sahibi gibi görenlerin modern dünyada benzerlerine asla rastlanamayacak olan uygulamalari karsisinda, devletten bagimsiz gerçek anlamda aydin bir sinifin ortaya çikmadigini, çikmasina da izin verilmedigini vurgulayan Gündogdu, “Bilgi, bilinç ve birikim olarak zayiflatilmis insanlarin daha bastan hak arama bilinci edinmelerine engel olunmustur. Hakim ideolojiye itiraz edecek baska bir odagin yoklugunda pes pese gelen darbeler, dikta rejimler esi görülmemis devrimler olarak alkislanmistir. Bu yüzden insanlar yarim asirdir iradelerine ipotek konulmasina, yok sayilmalarina, demokrasinin saglayabilecegi ekonomik, siyasal kazanimlara karsi kayitsiz kalabildiler. Bu nedenle Egitim-Bir-Sen sendikaciliga tartismasiz yeni bir soluk getirmistir. Bir yandan ücret ve özlük haklari mücadelesini en iyi sekilde verirken, diger taraftan Türkiye’nin geleceginin sekillenmesinde paydas olmayi bilmistir. Basta disiplinlerarasi bir bilim olan egitim ve egitimin özgürce çiçeklenecegi demokrasi olmak üzere ülkemizin temel sorunlarina çözüm üretmede üzerine düsen her türlü çalismayi severek yapmis ve bu ideallerinden asla taviz vermemistir. Basarimizda gördüklerimiz ve tartistiklarimizdan dogru sonuçlar çikarmamiz, sorumluluklarimizdan kaçmayisimiz ve elbette ki ilkelerimizden ödün vermeyisimiz etkili olmustur.  Öncü, önderlik, temsil yetenegimizi, mücadele azmimizi hep çogalttik. Bu ülkenin gelecegindeki yerini yok sayan her insan, her örgüt körlesir. Kendimizi; baskalarinin gereksinimlerini, hayallerini, degerlerini gerçeklestirirken, bulacagimizi bilerek misyon ve vizyonumuzdan ödün vermedik. Iç dünyamizda ya da çevremizde sirtimizi döndügümüz her sorunun ya yerinde duracagini ya da artarak yeniden karsimiza çikacagini bilerek çok çalistik. Çünkü tarihin dönüstürücü özneleriyiz ve dönüstürücü dinamizmini biz tasiyoruz. Hakikat bizim yitik malimiz hatta o bizim yitik bir parçamizdir. Onunla bulusmak ve kitleleri bulusturmak yasadigimiz ülkeyi ve dünyayi insanlar için daha yasanabilir kilmanin tek yolunun hakikati bilmek ve paylasmak oldugunu biliyoruz. Gerçeklestirdigimiz bu uluslararasi kongre ideallerimiz ve uygulamalarimiz arasindaki tutarliligin somut bir yansimasidir” degerlendirmesinde bulundu.

 

Gündogdu, en kisa zamanda kongredeki bilgi ve tartismalarin kitap haline getirilecegini sözlerine ekledi.

 

Oturumlar 5 Ayri Salonda Yapildi

Kongrede, “Egitim Felsefesi ve Küresellesme”, “Egitim ve Baglam”, “Küresel Baglamlar”, “Küresellesme ve Egitim”, “Özgürlük-Hukuk-Dogma”, “Moral Egitimi”, “Egitim ve Denge”, “Felsefe ve Egitimi”, “Kuram ve Uygulama”, “Egitim ve Üniversite”, “Disiplinler ve Egitim”, “Din Egitimi ve Ölçütler”, “Deger ve Ideoloji”, “Küresellesme ve Üniversite”, “Küresellesme ve Çok Kültürlülük”, “Düsünürler ve Egitim Felsefeleri”, “Yeniden Yapilandirmacilik ve Egitim”, “Egitim ve Dinlerin Ögretimi” basliklarinda oturumlar yapildi.

3’er kisilik ve 5 ayri salonda gerçeklestirilen 28 oturuma, Türkiye’nin yanisira ABD, Isveç, Avustralya, Ingiltere ve Pakistan gibi ülkelerden çok sayida akademisyen katilarak bildiri sundular.

 

Üniversitelerimiz Bilgi Üretmek Yerine Bilgi Aktaran Konumuna Gelmistir

Kongre programi çerçevesinde “Üniversiteleri Yeniden Düsünmek” ve “Felsefe Ögretimi ve Egitimi” isimli iki panel de gerçeklestirildi.

 

Prof. Dr. Ramazan Kaplan’in oturum baskanligini yaptigi ve Prof. Dr. Alparslan Açikgenç, Prof. Dr. Durmus Günay, Prof. Dr. Ömer Camci, Prof. Dr. Safak Ural, Prof. Dr Tahir Hatipoglu’nun konusmaci oldugu “Üniversiteleri Yeniden Düsünmek” konulu panelin açilisinda konusan Genel Sekreterimiz Halil Etyemez, üniversiteyi diger kurumlardan ayiran en önemli özelligin, bilgi aktarimindan ziyade adina yakisir sekilde evrensel boyutta bilgi üreten kurumlar olmasi oldugunu kaydederek, sunlari söyledi:

“Ancak üniversiteler ülkemizde bilgi üretmek yerine bilgi aktaran yüksek liseler konumunda islev görmektedir. Sayisi 130’a ulasan üniversitelerimizde görev yapan ögretim elemanlari yeterli degildir. Birçok fakülte ve bölümlerde Profesör ve Doçent unvanli ögretim üyelerinin olmayisi, üniversitelerde bilimsel üretimi ve akademik egitimi sekteye ugratmaktadir. Bundan kurtulmanin yolu, bazi üniversitelerimizi agirlikli olarak lisansüstü egitim ve doktora egitimi veren ihtisas üniversiteleri haline getirmekten geçmektedir.”

 

Hakim Ideoloji, Ürettigi Yargilarla Önümüzü Tikamaktadir

Kongre programinin üçüncü günü ögleden sonra gerçeklestirilen “Felsefe Ögretimi ve Egitimi” paneline ise Prof. Dr. Ahmet Inam, Prof. Dr. Kurtulus Dinçer, Prof. Dr. Ömer Naci Soykan, Prof. Dr. Sabri Büyükdüvenci ile Prof. Dr. Teoman Durali katildi. Panel, Genel Egitim ve Sosyal Isler Sekreterimiz Esat Tektas’in açilis konusmasiyla basladi.

 

“Hakim ideolojinin, ürettigi yargilarla önümüzü tikadigini” belirten Tektas, “Bu ideoloji, birey ve toplum olarak daha öte seçeneklerimizi ta bastan gizlemektedir. Birey olarak hepimiz geçmis zamanin toplumsal birikimleriyle hayata baslariz. Davranislarimiza yansiyan da, bu birikimlerin niteligidir. Bubirikim, bireysel imkanlarimizi belirler ama arada bir kendisi üreten, kendi ürettigini pazarlayan, kendisine dayatilanlari degil, bulduklarini, ögrendiklerinisöyleyen insanlar da var. Firsatçiligin, vurgunculugun en belirleyici yöntem oldugu dünyada, anlama çabasiyla, ögrenme tutkusuyla kesfederek, çok çalisarak var olmaya çalisanlar da var” görüsünü dile getirdi.

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen