Genel Egitim ve Sosyal Isler Sekreterimiz Teyfik Yagci, üniversitelerde seçimin demokratik ve çogulcu bir anlayisla tüm personelin katilimina imkan saglayacak sekilde yapilmasi gerektigini ifade ederek, “Üniversite disiplin kurullari, senato ve bütün karar süreçlerinde sendika temsilcileri bulunmalidir. Üniversiteler paydas kuruluslarla birlikte çalismayi özümsemeli ve demokratik kültürü içsellestirmelidir” dedi.
Kastamonu, Karabük, Zonguldak ve Bartin subelerimiz, il divan ve istisare toplantilarini Genel Egitim ve Sosyal Isleri Sekreterimiz Teyfik Yagci’nin katilimiyla gerçeklestirdi. Toplantilarda sendikal çalismalara ve gündeme iliskin açiklamalarda bulunan Yagci, üniversitelerdeki bürokratik hantalligin sona erdirilmesi gerektigini belirterek, ögretim elemanlarinin ve idari personelin özlük, sosyal ve mali haklarindaki yetersizliklerin giderilmesini istedi. Yagci, ekonomik sikinti yasayan bilim camiasindan bilimsel verimliligin beklenemeyecegini söyledi.
Üniversite çalisanlarinin birçok sorunu bulundugunu kaydeden Yagci, sözlerini söyle sürdürdü: “Yardimci doçentlerin derece problemini çözdük fakat 50/d’lerin sorunlari var, idari personelin sorunlari var. Üniversitelerde idari personelin ek ödeme tutarlari diger kamu kuruluslarinda çalisan personele oranla istenen seviyede degildir. 657 sayili Kanun’da memurlarin sicil uygulamasi kalkarken, 2547 sayili Kanun’a bagli çalisanlar için halen devam etmektedir. Görevde yükselme sinavlari birçok yerde uygulanmiyor. Kadrolar yönetim tarafindan hülle yöntemlerle dolduruluyor. Gelistirme Ödenegi idari personele verilmiyor. Bu ve benzeri pek çok sorun çözüm bekliyor.”
Ögretim elemanlarinin, birinci ve ikinci ögretimdeki ders yüklerinden dolayi akademik çalismaya yeterince vakit ayiramadigini dile getiren Teyfik Yagci, “Çünkü üniversitelerde akademik personel açigi bulunuyor. Hal böyleyken, yeni kurulan üniversitelerdeki ihtiyaci bir nebze giderecek bir formül olan ‘asker ögretim elemani’ uygulamasi hala hayata geçirilememistir” seklinde konustu.
“Sorunlari ortaya koymakla kalmamali, onlara çözüm de üretmeliyiz” diyen Yagci, sunlari söyledi:
“Sadece
sorunlari ortaya koyan ufukla bu ülkenin gelecegini dizayn edemeyiz. Artik
küresel sorunlar karsisinda küresel sorunlari paylasiyor olmayi düsünüyor,
kararlastiriyor, projelerini hazirliyor ve bu dogrultuda kosuyor olmamiz gerekiyor.
Sorunlarin küresellestigi bir çagda çözümlerin
de küresellesmesi lazim. Türkiye’de üniversiteler geçmisin
tortularini bir an önce üzerinden atmali, siyasetin de sivil toplumun
da önünde gidecek bir zihniyet devrimi yasamalidir. YÖK’ün
anayasal kimligine son verilmelidir. Üniversitelerde seçim, demokratik
ve çogulcu bir anlayisla tüm personelin katilimina imkan saglayacak
sekilde yapilmalidir. Üniversite disiplin Kurullari, senato ve bütün
karar süreçlerinde sendika temsilcileri bulunmalidir. Üniversiteler
paydas kuruluslarla birlikte çalismayi özümsemeli ve demokratik
kültürü içsellestirmelidir.”
12 Eylül 2010’da yapilan Anayasa Degisikligi Referandumu’nda ‘Toplu Sözlesmeye de Toplumsal Sözlesmeye de Evet’ diyerek ellerini tasin altina koyduklarini hatirlatan Yagci, “KESK ve Kamu-Sen; CHP, MHP, BDP, DISK, YARSAV, Ergenekon gibi kesimlerle birlikte ‘Hayir’ kampanyasi yürütürken, Egitim-Bir-Sen ve Memur-Sen olarak ‘Evet’ demekle kalmadik, yüzde 58’e en anlamli katkiyi sunduk. Toplu sözlesme hakkimizi aldik. Sendika olarak toplu sözlesme hakkimizi aldigimiz gibi, grev ve siyaset hakkimizi da almak için mücadelemiz devam edecektir” diye konustu.
2,5 milyon memurun ve milyonlarca emeklinin yasayi ve masayi bekledigini vurgulayan Teyfik Yagci, “Süreci uzatmakla, gerilen sinirlerimizin budanmis bir yasaya razi olacagini düsünenler yanlis yapmaktadir. Kamu çalisanlarinin sabirlari bitmis, sinirleri gerilmistir. Ama asla ‘Toplu Görüsme Görünümlü Toplu Sözlesme Yasasi’na razi olmayiz” ifadelerini kullandi.
Baska kurumlarda muadili olmadigi gerekçesiyle ögretmen ve ögretim elemanlarinin ‘esit ise esit ücret’ düzenlemesinin kapsami disinda tutulduguna dikkat çeken Yagci, bu düzenlemenin, egitimcilerin emeginin karsiligini alamadigini ortaya çikardigini, ortaya çikan tablonun ayni zamanda kurum içi ücret dengesinin bozuldugunun göstergesi de oldugunu kaydetti.
Daha
sivil bir egitim için, egitimdeki vesayetin bütün izlerinin
silinmesi gerektiginin altini çizen Yagci, üniformali egitime son
verilmesini, demokratik egitim hakkinin önündeki karma dayatmasinin
sona erdirilmesini, sorunlara kalici çözüm için paydaslarin
önerilerinin dikkate alinmasini istedi.