Haber
2013-10-10 07:43:26
Üniversitelerimiz Dünya ile Rekabete Edebilecek Bir Yapıya Kavuşturulmalıdır

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Teyfik Yağcı, uluslararası arenada yarışabilmek için ilim dünyasına yatırım yapma zarureti bulunduğunu belirterek, “Üniversitelerimizin, Türkiye’nin 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine uygun, misyonuyla, vizyonuyla bu rekabete ayak uyduracak bir yapıya kavuşması gerekmektedir. En büyük kaynak, insan kaynaklarıdır” dedi.

Eğitim-Bir-Sen Marmara Üniversite Temsilciliği tarafından düzenlenen programda konuşan Teyfik Yağcı, sendikal hareketin işyeri örgütlenmesiyle sınırlı tutulmasına, küçük bir alana hapsedilmesine karşı olduklarını ifade ederek, “Diğer paydaş kuruluşlarla ilişki içinde olarak, geliştirilecek açık bir toplumsal projeyi de içermesi gerektiğine inanıyor ve öyle hareket ediyoruz. Biz sendikal örgütlenmenin, yalnızca geçici sorunlarla ve zorluklarla karşı karşıya olan kişilerin eyleminden ibaretmiş gibi görmüyoruz. Biz stratejimizi, toplumun belli kaynaklarını harekete geçirmeye çalışan bir örgüt olma çerçevesinde değerlendiriyoruz. Saygı duyulacak amaçları, makul ve kabul edilebilir hedefleri, dayandıkları değerleri ve felsefesini birleştiren, gerçekleşebilir programlar belirleyerek hedefe yürüyen bir teşkilatız. Bütün bunların yapılabilmesi içinse örgütün; katılımcılarını, üyelerini harekete geçirebilecek başarılı bir geçmişten beslenmesi gerekir. Allaha şükür, biz bu zengin geçmişe sahibiz” şeklinde konuştu.


Örgütlü Gücümüzü Milletin Değerlerine Değer Katacak Şekilde Kullanıyoruz

Eğitimli bir teşkilatın ehil bir lider kadrosunun, esnek bir yapısı ve dış çevre koşullarının, her nevi tehditlerin üstesinden gelecek bir kapasite oluşturmasının önemli olduğuna dikkat çeken Yağcı, başarılı bir örgütlenmenin en önemli öğelerinden birinin, şevkli, hesap vermeye hazır, ehil ve bilgili bir adanmışlar kadrosunun varlığı olduğunu söyledi.

Sendikal hareketin, birbiriyle çelişen ama genellikle bir arada bulunan iki eylem biçimiyle yüz yüze olduğunu kaydeden Yağcı, şöyle devam etti: “Yani mücadele ile uzlaşmayı nasıl birleştirecektir? Her zaman bu iki argümanla karşı karşıyadır. İşte yönetimin sanat kısmı burada kendini göstermektedir. Yıllardır bu alanları elinde tutanlar; yakan, yıkan, kıran, döken bir hareket tarzıyla bu topluma ve bu toplumun değerlerine karşı bir duruş sergilediler. Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen, onların elinden bu oyuncaklarını aldı ve milletin bu gücünü, milletin değerlerine değer katacak şekilde kullanmaya başladı.”



Ücret Sendikacılığını İhmal Etmeden Hizmet Sendikacılığını Esas Alarak Yolumuza Devam Ediyoruz

“Sendikacılık iki ana seçenekle karşı karşıyadır. Bunlardan biri, dar mesleki çıkarlara dayalı bir sendikal ilişki geliştirmektir. Diğeri ise, yerel ve özel kimlikleri aşan çok daha yaygın bir çıkarlar bütününe yönelmektir; klasik manada ‘toplumsal hareket sendikacılığı’, yani ‘hizmet sendikacılığı’ projesidir bu” diyen Yağcı, “Biz, ücret sendikacılığını ihmal etmeden hizmet sendikacılığını esas alarak, kör ideolojilerin karanlık dehlizlerine düşmeden yolumuza devam ediyoruz ve devam edeceğiz. İşte onun için, referandumlarda meydanlardaydık, koştuk-konuştuk; Gazze dedik, Arakan dedik, Somali dedik, Mısır için meydanlara indik. Çünkü yeri geldiği zaman ittihattan, ittifaktan, uhuvvet ve muhabbetten dem vurur, bunları dilimizden düşürmeyiz. Ama iş uygulamaya geldiği zaman; kardeşliğe, kaynaşmaya, kucaklaşmaya, yardımlaşmaya, birlik-beraberlik içinde hizmet etmeye, yeni ufuklara doğru yeni sayfa açmaya, acıları paylaşmaya gelince, Nuh deyip Peygamber denmez ise, o zaman nerede kaldı birlik-beraberlik, nerede kaldı kardeşlik. Şunu hepimiz müşahede ediyoruz ki, içinde bulunduğumuz yüzyılın başlarından itibaren değişmeye başlayan bir dünya ve değişen bir Türkiye var. Bu büyük ve önemli değişime hep birlikte şahitlik etmekteyiz. Aynı zamanda ucu açık bir kriz ve kaos döneminden geçmekte olduğumuzun da farkındayız. Geçen yüzyılda milletimizin üzerine kâbus gibi çöken kara bulutlar dağılmaya başlıyor. Bu milletin bir daha tarih sahnesine çıkmaması için kurulan planların birer birer çöp sepetlerine atılmakta olduğunun heyecanını yaşıyoruz. Bir imparatorluktan onlarca devletçikler türetmek suretiyle İslam dünyasını bölüp, parçalayanların, kardeşi kardeşe düşman kılanların, Müslüman bir toplumu medeniyet değişmesine zorlayanların kurdukları bütün dayatma düzenler birer birer çatırdıyor. Dünyada ve bölgemizde yaşanan değişim, direniş ve kendine dönme hamleleri, emperyalist güçleri ve kukla rejimleri derinden etkilemekte ve insanlığa yeni bir dirilişin müjdesini vermektedir. Bu değişimlere bigâne kalmak ve geleceğe hazırlık yapmamak, tarihin akışını doğru okuyamamak ve kader-i ilahinin vaadini görememek demektir” değerlendirmesinde bulundu.

Eleman Alımındaki Başlangıç Ücreti Avantajlı Hale Getirilmeli

Bir ‘sevgi ve ilim’ medeniyetinin mensupları olduklarının altını çizen Teyfik Yağcı, şöyle konuştu: “İlmi elde eden tekniği, tekniği elde eden gücü, gücü elde eden ise hükümranlığı elde ediyor. Bunun lokomotifi olan üniversitelerin ihmal edilmeye tahammülü yoktur. Dünya ile yarışabilmek, uluslararası arenada rekabet edebilmek için ilim dünyasına yatırım yapma zarureti vardır. Üniversitelerimizin, Türkiye’nin 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine uygun, misyonuyla, vizyonuyla bu rekabete ayak uyduracak bir yapıya kavuşması gerekmektedir.”

Yağcı, son toplu sözleşme görüşmelerinde, akademisyenlerle ilgili toplu sözleşmenin Kasım ayında yapılacak görüşmeye bırakıldığını dile getirerek, “Biz bu arada daha önceki çalışmalarımıza ilaveten mini bir çalıştay yaparak bu konudaki dosyamızı hazırlıyoruz. Üniversitelerimizin köklü bir reforma ihtiyacı vardır. Ancak şu etapta bizim acil talebimiz, ekonomik durumlar hakkında olacaktır. En başta, üniversitelerimizin eleman alımındaki başlangıç ücretlerinde avantajlı bir konuma gelmeleri gerekir. Bir öğrenci mezun olduğunda, asistan olursa 2000 TL, başka bir bakanlığa girse 3000 TL alıyorsa, bu kişi asistan olmuyor. Olsa bile ilk fırsatta kaçıyor. Başlangıç ücretinde avantajlı konumda olmasa da rekabet edebilir seviyede olmasını istiyoruz. Denk bir ücret olsun. Bu da olmazsa, tolere edilebilir bir ücret olması lazım ki, 200-300 lira için bilim adamı olmaktan vazgeçilmesin” ifadelerini kullandı.
 



Ekmek Kazanma Derdinden Bilim Üretme Kaygısına…

Son 10-15 yıllık periyotta kamu çalışanlarına yapılan ücret artış oranlarına bakıldığında, akademisyenlerin ücretlerinin aynı oranda artmadığının, bilakis eksi duruma düştüğünün görüldüğünü kaydeden Yağcı, “Oran kayıplarının eşitlenmesiyle mevcut kayıpların giderilmesini istiyoruz. Dünya ile rekabet, meydan okuma ve dünya süper liginde oynamak isteyen bir ülkenin en önemli dayanağı olması gereken bilim adamlarımızın ekmek kazanma derdinden bilim üretme kaygısına geçmeleri için ekonomik iyileştirme yapılmalıdır. Bizim vazifemiz, her türlü imkân ve fırsatları değerlendirerek istikamet dairesinde çalışmak, çabalamaktır. Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da üzerimize düşeni, elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Göztepe Teras Restaurant’ta gerçekleştirilen programın açılışında bir selamlama konuşması yapan Eğitim-Bir-Sen Marmara Üniversitesi Temsilcisi Doç. Dr. Ahmet Şükrü Özdemir, üniversitedeki sendikal örgütlenme konusuna değinerek, 500’ün üzerinde üye ve yeni bir Üniversite Şubesi kurma hedefiyle üyelerden destek beklediğini ifade etti.

Eğitim-Bir-Sen İstanbul 3 No’lu Şube Başkanı Erol Ermiş, toplu sözleşme kazanımlarını anlatarak, demokratikleşme süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Zafer Gül’ün de kısa bir konuşma yaptığı programa, Marmara Üniversitesi’nde görev yapan çok sayıda üyenin yanı sıra rektör yardımcıları Prof. Dr. Hasan Selçuk ve Prof. Dr. Osman Kılıç, Marmara Üniversitesi Mezunları ve Mensupları Derneği (MÜMDER) Yönetim Kurulu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Abdullah Demir, Beşiktaş İlçe Milli Eğitim Müdürü Dr. Önder Arpacı da katıldı. 

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen