Haber
2015-12-30 07:00:01
Üstel, 'Türk Televizyonculuk Tarihi'ni anlattı

 

TV sunucusu ve köşe yazarı Aziz Üstel, Eğitim-Bir-Sen’in düzenlediği ‘Kültür Sohbetleri’ programında ‘Türk Televizyonculuk Tarihi’ni, meslek hayatında şahit olduğu olayları ve başından geçenleri anlattı.

Genel Merkez’de gerçekleştirilen programda konuşan Aziz Üstel, televizyonun, eğitimi ve kültürü yozlaştırarak, kırılgan hale soktuğunu belirterek, kültür emperyalizminin 15. yüzyılın sonlarına doğru topla tüfekle yapıldığını, günümüzde ise bunun başta televizyon ve sinema olmak üzere kitle iletişim araçlarıyla gerçekleştirildiğini kaydetti.




 

Kültür emperyalizmi belasından kurtulmak zor

“Kültür emperyalizmi öyle bir bela ki, bundan kurtulabilmek mümkün değil. Buna tutuldunuz mu sizi mahvediyor” diyen Üstel, şunları söyledi:

“Rahmetli Turgut Özal, ‘Tembel milletler kültür emperyalizmine çok rahat tutulur ve bundan kurtulmak epey zaman alır. Bu öyle bir şeydir ki, debelendikçe batarsınız’ diyordu. Biz 1950’li yıllarda Marshall yardımı diye bir plan imzaladık. Marshall Planı’nda değiştirilemez ve değiştirilmesi dahi teklif edilmez bir madde vardır. Bu maddeye göre Türkiye Cumhuriyeti, ABD’de üretilen tüm ürünlerin ülkeye girişini serbest bırakacak. Hiçbir şekilde bunlara harç vergi getiremez. Getirdiği andan itibaren Marshall yardımı çerçevesinde yapılan her şey aniden kesilecektir. Kimse karşı çıkmadan bizim atalarımız da kovboydu diyenler kalemlerine sarılıp imzalamışlar. İşte o zaman kültür emperyalizmi bu vasıtayla ülkemize girmiş oldu. Giydiğimiz normal elbisenin yerine blue jean, yiyecek olarak hamburger geldi. Bunu devam ettiren ise ABD ve İngiltere’deki birtakım TV’lerin getirdiği programlar ve alışkanlıklar. Türkiye’de ilk TV programı 1968’de TRT Ankara’da bir apartmanın üst katında başladı. Ben de 1973 yılında sözleşmeli olarak anlaştım. BBC’den bize bir yazı geldi. Biz sana hibe birçok film gönderelim, sen bunları yayınla. Ana kaynaktan filmler alındı, Türkçeye çevrilerek yayınlanmaya başlandı. Bir başka teklif de ZDF’den geldi. Altyapı eksikliğinden kabul edildi bunlar. Yıllarca ülkemizde onların gönderdiği materyaller kullanıldı.”



 

Kenan Evren ile ilgili bir anı

Kenan Evren ile ilgili bir anısını da anlatan Üstel, Evren’in, ‘bacak bacak üstüne attığı’ iddiasıyla kendisini işten attırdığını belirterek, “Kenan Evren televizyon izlerken, benim bacak bacak üstüne attığımı görmüş ve buna çok kızmış. ‘Nasıl olur da benim karşımda böyle oturur’ diyerek, işten atılmamı istemiş. Evren’in karşısında bacak bacak üstüne atmadığımı, böyle bir şeyin mümkün olmadığını söylememe rağmen bana kapıyı gösterdiler. Oysa benden memnundular. Benim kimseye karşı bir saygısızlığım da olmamıştı. Emir paşadan gelince böyle bir işten atılma olayını da yaşamış oldum” şeklinde konuştu.





Nitelikli yapımlara ihtiyaç var

Türkiye’de yıllarca, Amerika’nın kırsalında bir rahip ve ailesinin Hz. İsa’ya bağlılığı ve Hristiyanlığın erdemleri üzerine bir film izlettirildiğini dile getiren Üstel, “Küçük Ev diye bir dizi, bu küçük ev birçok çocuğu dokuz on yaşlarına götürdü. Bunlar insanlar üzerinde derin izler bıraktı. Seçim bile yapılmadı. Kendi inancımızdan, kendi geleneklerimizden söz etmemiz, hele hele geçmişimizden bahsetmemiz kesinlikle kabul edilmez. Bu yapı kırıldı, ancak daha nitelikli yapımlarla topluma daha iyi şeyler izletilmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.





Yalçın: Medya üzerinden darbelere zemin hazırlandı

Programda kısa bir değerlendirme yapan Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, medya üzerinden topluma şekil verilmek istendiğini vurgulayarak, “Ülkemizde bütün darbeler medya üzerinden yapıldı. Bunun en şiddetlisi 28 Şubat’ta yaşandı. Toplum, medya üzerinden manipüle edilerek, 28 Şubat’a zemin oluşturuldu. Onun için dikkatli olmalıyız” diye konuştu. 

 

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen