Verdigimiz Mücadeleyle Sözlesmeliye Kadro Yolunu Açtik
Egitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Baskani Ahmet Gündogdu, verdikleri mücadele ile sözlesmeli personele kadro yolunu açtiklarini ifade ederek, “Bunun takipçisi olacagiz. Ilk toplu sözlesmeye, sözlesmeli personel kâbusunu sona erdirmis bir sekilde oturacagiz” dedi.
Memur-Sen Izmir Il Temsilciligi’nde bir basin toplantisi düzenleyen Gündogdu, gündeme ve Memur-Sen’in sendikal kazanimlarina iliskin degerlendirmelerde bulundu.
Sözlesmeliye Kadro Müjdesi Memur-Sen’in Basarisidir
2010 yilinda yapilan ve 9 yilin finali olarak sonuçlanan toplu görüsmelerde elde edilen kazanimlarda Memur-Sen damgasinin oldugunu kaydeden Ahmet Gündogdu, 4. Olagan Genel Kurul’da, Basbakan Recep Tayyip Erdogan’a hitaben yaptigi ‘sözlesmeli personele kadro istiyoruz’ talebine ayni kürsüden, sözlesmeli personel için kadro sözü aldiklarini söyledi.
Gündogdu, “Verdigimiz mücadeleyle 270 bin sözlesmeli kamu çalisanina kadro yolunu açtik. Kadro sözünün takipçisi olacagiz. Ilk toplu sözlesmeye, sözlesmeli personel kâbusunu sona erdirmis bir sekilde oturacagiz” seklinde konustu.
4/C’lilere Es ve Çocuk Yardimini Aldik
Kamuda farkli istihdam biçimlerine karsi olduklarini ve bütün çalisanlarin kadrolu hale getirilmesi çagrisini her platformda dile getirdiklerini belirten Gündogdu, bu gerçeklesene kadar sözlesmeli personelin yükünü hafifletmek, mali ve sosyal kazanimlarini artirmak için verdikleri mücadeleden basarili sonuçlar aldiklarini kaydetti. Bu kapsamda, sözlesmeli personelden alinan damga vergisinin kaldirilmasi ve sözlesmeli personelin aile yardimindan yararlanmasi kazanimlarini hayata geçirdiklerini hatirlatan Ahmet Gündogdu, sözlerini söyle sürdürdü:
“Aile yardiminin geçici personele ödenmemesine riza göstermeyecegimizi dile getirerek, Basbakanlik ve Maliye Bakanligi nezdinde girisimlerde bulunmustuk. Genel Kurulumuzda, ayni konuyu Sayin Basbakan’a ifade etmistik. Devlet Bakani Sayin Hayati Yazici, Konfederasyonumuza yaptigi tebrik ziyaretinde, girisimlerimizin sonuç verdigi müjdesini iletti. Böylece, 4/C statüsündeki arkadaslarimiza yeni bir kazanim üretmenin mutlulugunu yasadik. Bu kazanimla, 4/C kapsamindaki personele aile (es ve çocuk) yardimi ödenmesini saglayacak Bakanlar Kurulu karari yakin bir tarihte yürürlüge girecek. Bu kazanimla açtigimiz damari kullanarak, 4/C statüsünde istihdam edilenlerin, önce 12 ay süreyle istihdam edilmesini, sonra da kadroya geçirilmesi mücadelesini daha kararli bir sekilde verecegiz.”
4/C’li kamu çalisanlarinin aile yardimini elde etmenin mutlulugunu yasarken, sözlesmeli Kur’an Kursu ögreticileriyle ilgili yeni bir kazanima da imza attiklarini anlatan Gündogdu, yakin bir tarihte yayimlanacak olan Bakanlar Kurulu karariyla, sözlesmeli Kur’an Kursu ögreticilerinin, Milli Egitim Bakanligi’ndaki sözlesmeli ögretmenler gibi, ek ders ücreti alabilecekleri müjdesini verdi.
Memur-Sen’in Kazanimlarina Sahip Çikmaya Çalisanlar Var
Memur-Sen’in kazanimlarindan nemalanma telasi içerisindeki sendikal olusumlari, gün boyu balik tutamayip yol üstündeki balikçidan aldigi baliklari ‘ben tuttum’ diyerek evine götüren acemi balikçilara benzeten Ahmet Gündogdu, “Anlasilan o ki, önümüzdeki dönemde de Memur-Sen tezgâhindan aldiklari baliklarla, hane halkini kandirmaya devam edecekler” diye konustu.
YÖK ve MGK Anayasal Kurum Olmaktan Çikarilmalidir
Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) siyasetçileri, Yüksekögretim Kurulu’nun (YÖK) da milleti terbiye etmek maksadiyla kuruldugunu söyleyen Gündogdu, bu iki kurumun anayasal bir sorumluluk içinde olmasina gerek olmadigini dile getirerek, her ikisinin de kaldirilmasini istedi.
Son dönemlerde de YÖK’te bazi yanlis uygulamalar yapildigini, bu konuda hükümetin yanildigini ifade eden Gündogdu, “Simdi iktidar da bir yanilgi içerisinde. Kurumlasma yerine sahislarin iyi niyetine bagli bir yaklasim, bir eksiklik, bir hata görüyorum. O zaman YÖK’ün, üniversitelerin bilim, özgürlük, bilimsel özerklik, patent üretimi gibi kendi isini yapan bir yapiya döndürülmesi lazim. Bunun için YÖK’ün ve MGK’nin anayasal kurum olmasi gerekmiyor. 2547 sayili Kanun’un tashihiyle de bu degisiklige gidilebilir. Yani Meclis’in üzerinde keyfiyeti olan kurumlar ve bu kurumlara keyfiyet veren Anayasa maddeleri tamamen ortadan kaldirilmalidir” ifadelerini kullandi.
Yargi Kararini Deklare Edip Kenara Çekilemez
Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) aldigi veto kararinin ardindan yasanan gelismelere de deginen Gündogdu, siyasi partilerden, gerginlik ortamindan kaçinmalarini beklerken, bu gerginligin Yüksek Seçim Kurulu tarafindan çikarildigini belirterek, “Basörtülü müsahit olmaz diyen, referandumun Temmuz yerine Eylül ayinda yapilmasina karar vererek demokratiklesme sürecine köstek olan, yurtdisindaki vatandaslarimizin 12 Haziran seçimlerinde yasadiklari ülkede oy kullanmasina engel olmayi maharet sayan YSK, son krizin de mimari oldu. Yargi kurumlari, kararlarini deklare edip kenara çekilemez. Kararlarin gerekçelerini ve degisme ihtimallerini de kamuoyuyla paylasmak, kuskulari gidermek ve tartisma çikaracak zeminlere firsat vermemek gibi sorumluluklari da vardir” degerlendirmesinde bulundu.
Gerginligin taraflarindan olan bagimsiz milletvekili adaylarinin da, hangi sartlari tasimalari ve hangi evraklari YSK’ya teslim etmeleri gerektigi konusunda bilgi sahibi olma sorumlulugu oldugunu vurgulayan Ahmet Gündogdu, “Hem eksik evrak teslim ederek bu kararin alinmasina sebep olacaksiniz hem de bu eksiklik üzerinden gerginlik siyaseti yaparak Türkiye’yi siddet sarmalina sokacaksiniz. Milletin bu anlayisi tasvip etmesi ve onaylamasi mümkün degildir. Hiç kimse ama hiç kimse, demokratik haklari milletin sabrini test etme araci haline getiremez, getirmemelidir. Memur-Sen olarak, demokratik tepkiye ve hak arayisina ‘evet’; siddete, kaosa ve teröre ‘hayir’ diyoruz” seklinde konustu.
Gündogdu, sözlerini, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayrami’ni kutlayarak tamamladi.
