Yalçin: Unutmayalim ki En Önemli Güvencemiz Sendikamizdir

Karaman Subemiz, Genisletilmis Il Istisare ve Mehmet Akif Inan’i Anma toplantilari gerçeklestirdi. Sube Yönetimi, Ilçe Temsilcilik yönetimleri ve Karaman merkezde bulunan Isyeri temsilcilerinin katilimiyla yapilan toplantilara Genel Basin Yayin Sekreterimiz Ali Yalçin katilirken, Yazar Rasim Özdenören, Mehmet Akif Inan’in edebi kisiligi, sahsiyeti ve sendikaciligi ile ilgili bir sunum yapti.

Genisletilmis Il Istisare Toplantisi’nda konusan Genel Basin Yayin Sekreterimiz Yalçin, egitim çalisanlarinin bazi can yakan sorunlarinin çözümünde yasanan gecikmelerde en kolay ulastiklari yerin sendika olmasindan dolayi tepkilerini dogal olarak sendikaya ilettiklerini belirterek, “Bu, son derece olagan bir durumdur ama bazen sendikasizlarin, bazen bürokrasinin, bazen de siyasilerin sendikalari itibarsizlastirmaya yönelik atraksiyonlarinin pesine takilanlari ve psikolojik harekâta yenik düsenleri asla anlasilir bulmuyorum. Kamu çalisanlarinin ‘bu sorun çözülmez’ diye baktiklari çok önemli sorunlar eger çözüldüyse, bu, örgütlü yapinin kazanimi ve sendikal gücün dogal sonucudur. Kimse ‘kamuda çalisiyorum’ diye kendini güvencede sanmasin. Unutmayalim ki, en önemli güvencemiz sendikamizdir” dedi.

“Ek ödemelerde ögretmen ve ögretim elemanlarinin es geçilmis olmasi, ek ders ücretinin birim saatinin düsük olmasi, idarecilerin 6 saat derse girme zorunlulugundan dolayi yasadigi zorluklar, es durumu tayinleri ile ilgili sinirlama, okullarin bütçe problemi ve okullara bagis sorusturmasiyla tüm yöneticilerin potansiyel suçlu gibi ilzam edilmesi, ögretmenlerle ilgili son dönemde Bakanlik dâhil yetkililerin söylemlerindeki özensizlik, 4/C’li personelin durumu gibi önemli sorunlarimiz var” diyen Yalçin, bunlar önemli sorunlar ve bir kismi son birkaç ay içinde gündemimize giren sorunlar ama unutmayalim ki, çözdügümüz sorunlar bunlarin yaninda çok da hafife alinmayacak sorunlardi” seklinde konustu.

Eger bu gün; promosyonlarin çalisanlara dagitilmamasi, 4/B sözlesmeli ögretmenlerin kadroya alinmamasi, sicil affi çikarilarak basta Metin Bostancioglu dönemi olmak üzere bazi bakanlar döneminde yargisiz infaza tabi tutulup meslekten atilanlarin haklarinin iade edilmemesi, Toplu Görüsme yerine Toplu Sözlesme hakkinin verilmemesi, uyari ve kinama cezalarina yargi yolunun açilmamasi, il disina çikislarda izin saçmaliginin kaldirilmamasi, uzman ögretmenlik davalari ile yokusa sürülmemizin son bulmamasi, il disiplin ve yüksek disiplin kurullarinda sendika temsilcilerinin bulunmamasi gibi birçok sorun konusulmuyorsa, bunun, sendikal gücün ve örgütlülügün sayesinde oldugunu belirten Ali Yalçin,  “Öyleyse hiçbir üyemiz kendisine ve sendikasina haksizlik yapmasin” ifadesini kullandi.

Yalçin, “Esit ise esit ücret” kapsaminda yapilan düzenlemede muadili olmadigindan hareketle ögretmenlerin ve ögretim elemanlarinin ek ödemede kapsam disinda tutulmasinin kralin çiplak oldugunu ortaya çikardigini söyleyerek, ögretmenin 1.577 TL ile egitim çalisanlari içerisinde en düsük ücret alan ikinci çalisan olmasinin utanilacak bir durum oldugunu kaydetti.

Yalçin, “Hükümet 4688 sayili Kanun ile ilgili adimi daha fazla geciktirmemeli, Bakanlar Kurulu’ndan bir an önce Meclis’e göndermelidir. Taslak ivedilikle yasalasmali ve toplu sözlesme süreci baslamalidir. Hükümet, Toplu Sözlesme Masasi’na ise kesinlikle mazeretle gelmemelidir” diye konustu.

Karaman Sube Baskanimiz Yunus Özdemir ise, sendika olarak Karaman’da çalisma tempolarinin artarak devam ettigini dile getirerek, “Yetki yolculugumuzu il bazinda 15 Haziran’da tamamlamis olacagiz” dedi.

Özdenören: Akif Inan Tam Bir Eylem Adamiydi

“Mehmet Akif Inan’i Anma” programinda konusan Yazar Rasim Özdenören, Mehmet Akif Inan’in tam bir eylem adami oldugunun altini çizerek, söyle konustu: “Üstad Necip Fazil, Ankara’ya geldiginde Akif’e misafir olur, Akif’i çok severdi. Akran olmayi istercesine, ‘Akif, sen keske daha önce dogmus olsaydin’ derdi. Akif Inan’in hitabeti çok güçlüydü. Eger siyasete girmis olsaydi, hitabetiyle muhakkak siyasetin en önemli figürlerinden biri olurdu. Ama o sendikaciligi seçti ve sendikacilikta da bagimsiz kalmaya özen gösterdi.”

Akif Inan’la lise döneminde, 1959 yilinda Maras Lisesi’ne Urfa’dan sürgün geldiginde ve Alaaddin Özdenören ile ayni sinifa verilmesi dolayisiyla kisa süre içerisinde tanistiklarini ve Akif’in siir yazdigini ögrendiklerini söyleyen Rasim Özdenören, “Kardesim Alaaddin bir gün bana gelerek ‘Abi okula bir ögrenci geldi, güzel siirler yaziyor’ dedi. Ben bunun gayet normal oldugunu söyleyince, O, ‘Bildigin gibi degil. Akif aruzla siir yaziyor’ dedi. Akif, çok kisa sürede etrafinda kabul gördü. Cahit Zarifoglu, Erdem Bayazit, Alaaddin Özdenören, Hasan Seyithanoglu basta olmak üzere, baslanilan yeni yolculukta Akif Inan çok önemli bir isimdi” seklinde konustu.

Akif Inan üzerine söylenecek çok söz oldugunu ifade eden Özdenören, sözlerini söyle sürdürdü: “Akif Inan’in sendikacilik hayatinin baslamasinda Hak-Is eski Baskani Rahmetli Necati Çelik’in çok önemli bir yeri var. Necati Bey, konuyu kendisine açtiginda, Akif teklifi ilk kez bizimle paylasti. Rahmetli Erdem Bayazit basta olmak üzere hepimiz isabetli olacagini söyledik. Çok zorluklar çekti. 14 Subat 1992’de Egitim-Bir’i kurdugunda yeni bir toplanma mekâni olustu bizler için. Sendikaciliga çok emek verdi. Akif, maasini sendika giderlerine harcardi çogunlukla. Iyi hatipti ve konusuna vakifti.”

Akif Inan’in sendikaci yönüyle ilgili hatiralarini da anlatan Özdenören, “Akif’in mücadeleci bir yönü vardi. Her ortama katilir, dogru bildiklerini hiç çekinmeden herkesle paylasirdi. Sendika çalismalarinda durusunu, kisiligini hiç bozmadi. Siyasetle hep mesafeli oldu. Sendikanin özgür ve bagimsiz kalmasina çok özen gösterdi. Bugün sendika bu noktalara geldiyse, bunda Akif’in hassasiyetlerinin hala korunmasinin önemli bir payi var” dedi.

Prof. Dr. Turan Karatas ile birlikte gerçeklestirdigi sunumda, Karatas’in, “Akif Inan’in çok mütevazi olmasina ragmen sözünü sakinmayan, bulundugu ortama hakim olan bir kisiliginin oldugunu” hatirlatmasi üzerine Özdenören, sunlari kaydetti: “Akif’in ömrü büyük rüyalarla geçti. Eger bizlerle tanismamis olsaydi meydanlarin, salonlarin adami olurdu. Siyasette büyük basarilar elde ederdi. Fakat özellikle Nuri Pakdil onu hep frenledi. Ona, ‘Yavas gidelim Akif! Bizim mücadelemiz edebiyat alaninda olmali’ derdi.”