Haber
2012-09-10 07:31:48
Yeni Dönemde Egitim Kalite, Egitimciler ise Saygi Beklemektedir

2012-2013 egitim-ögretim yili, 10 Eylül itibariyla ilkokul birinci siniflarin uyum programi sebebiyle fiilen baslamistir. 17 Eylül’de bütün okul ve siniflarda ders basi yapilacak ve yeni bir maraton baslayacaktir. Yeni egitim-ögretim yilinda ilkokulu 4, ortaokulu 4 ve liseyi 4 yil olarak 12 yil zorunlu kesintili egitimi ön gören 4+4+4 yeni egitim sistemi 1-5 ve 9. siniflarda ilk kez uygulanmaya baslanacak.

Özü itibariyla tarihi bir degisiklik olarak gördügümüz 4+4+4 egitim sisteminin uygulanacagi yeni dönemde okula kayit yasinin geri çekilmesi ve lisenin zorunlu olmasindan dolayi ögrenci sayisinda kayda deger artis söz konusudur. Kademeli egitim sisteminin uygulanacagi 2012-2013 ders yili ögrenciler, veliler ve egitim çalisanlari için hangi sartlarda baslamistir ve bu dönemde ne gibi sorunlar çözüm beklemektedir.

Derslik Açiklari Yeni Sistemi Gölgelememelidir

Ülkemiz egitimde altyapi sorunlarini yillardir giderememistir. Son 10 yillik sürede okullasma orani ve yeni derslikler kazandirmada kayda deger ilerlemeler yasanmistir. Ilkesel olarak merkezi yönetim bütçesinden en fazla payin egitime ayriliyor olmasi çok önemlidir fakat dünyadaki degiskenlere paralel egitimde zorunluluk sürelerinin degismesi derslik ihtiyaçlarini artirmakta ve altyapiya kaynak ayirmayi zorunlu kilmaktadir. Merkezi yönetim bütçesine ilaveten egitime destek projeleri ve bagisçi sayisinin artirilmasi hatiri sayilir oranda kapasite üretilmesini saglamistir. 8 yillik kesintisiz egitimde ülke genelinde ikili egitim yapan okul yüzde 51, Istanbul’da ise yüzde 67’dir. 60-66 ay arasi ögrencilerin velilerin istegi dogrultusunda okula devaminin öngörülmesi haricinde ilkokula baslama yasinda 66-72 ayin zorunlu kilinarak, sadece Eylül ayi itibariyla eski sistemden 3 ay geriye çekmenin neticesinde birinci sinifa ¼’lük yeni ögrenci katmaktadir. Lisenin zorunlu olmasi dolayisiyla yeni sistemde 190-200 bin arasi 9. sinif ögrencisi ekstradan egitime baslayacaktir. Degisiklik öncesi lise çaginda okullasma oraninin yüzde 69 oldugu bilinmektedir. Yeni egitim sisteminde zorunluluk nedeniyle okula gidecek ögrenci sayisinda ciddi oranda artis söz konusudur. 2012 yilinda ilaveten üretilen 20 bin 500 derslik, Istanbul’un bazi ilçeleri basta olmak üzere özellikle bazi bölgelerde sinif mevcutlarinin 50’nin üzerine çikmasini engelleyemeyecektir. Ülkemizin ve neslimizin gelecegi adina önemli olan kademeli egitim sisteminin saglikli olarak islemesi için okullarin normal egitim olmasi ve ayristirilmasi gerekir. Yeni egitim sisteminde özellikle 5. siniflarda haftalik ders saatlerinin 30’dan 36’ya çikmasi ikili egitim yapan okullarda giris ve çikis saatlerinde sarkmalar meydana getirecek ve bu durum ise alisilmisin disinda yeni tartisma alanlari olusturacaktir.

Hükümet bu yili egitimde altyapiyi güçlendirme anlaminda yatirim yili ilan etmeli ve özel sektörün imkânlarini egitime kazandirmak için projeler gelistirmelidir. Bu noktadan hareketle 2012-2013 egitim-ögretim yili derslik ihtiyacindaki artis sebebiyle sikintili geçecektir fakat derslik açiklari ve kademeli egitim sisteminin hayata geçirilmesindeki yönetim hatalari kesinlikle yeni sistemi gölgelememelidir.

Egitim Kurumlarinin Kaynak Problemine Henüz Köklü Çözüm Getirilememistir

Egitim kurumlarina merkezi yönetimden bütçe ayrilmamasi ve kurumlarin giderlerini Okul Aile Birlikleri kanaliyla velilerden bagis yöntemiyle karsilamasi, egitimin en önemli çikmazlarindan birisidir. Okullarda yardimci hizmetli personelin yok denecek kadar az olmasi aile birlikleri bütçeleriyle ücretli personel istihdamini zorunlu kilmakta, bu durum egitim kurumlarinda yöneticilerin egitim liderligi görevini yerine getirmesini engellemektedir. Her ne kadar Milli Egitim Bakanligi yaptigi yönetmelik degisikligi ile yöneticileri aile birliklerinin yönetsel mekanizmalarindan soyutlamis olsa da bu durum gerçegi örtmemistir. Aile birliklerinin kurgulanan islevini yerine getirdigi kurum orani ülke genelinde yüzde 10’a bile ulasmamaktadir. 2011-2012 egitim-ögretim yilinda köklü çözüm getirilmeden okul yöneticilerinin kayit döneminde bagis kabul etmeleri sebebiyle inceleme ve sorusturmalara tabi tutulmalari ve bazilarinin ceza almasi yöneticilerde moral ve motivasyon bozukluguna yol açmistir. Yeni egitim-ögretim yilinda da okullarin yardimci personel sorunlari giderilememis, kaynak problemine henüz köklü bir çözüm getirilememistir.

Ögretmenler, Aile Bütünlüklerinin Saglanmasini Beklemektedir

Ögretmenlerin il içi, il disi istege bagli yer degistirmeleri ile özür grubu atamalarinda yasanan sorunlar, henüz aile bütünlügü saglanamamis 7 bini sinif ögretmeni olmak üzere 11 bin ögretmen oldugunu ortaya koymaktadir. Tayin dönemlerinin kurgulanmasindan önce, alan degisikligi gibi bir kisim adimlarin zamaninda atilmamasi nedeniyle normlarda yasanan daralma, ögretmenlerin tayin taleplerinde hareket alanini daraltmistir. Özellikle sinif ögretmenlerinin il disi tayin taleplerinde 7 il, özür grubu tayin taleplerinde ise 10 ilin açilmasi, il emri hakkinin verilmemesi nedeniyle anayasal zorunluluk olan aile bütünlügü hala saglanamamistir. Yeni egitim-ögretim yilinin aile bütünlügü saglanamayan ögretmenlere zehir olmamasi için bir an önce ögretmen tayinleri yapilmali, aile bütünlükleri saglanmali, il emri uygulanmali ve il disi istege bagli atamalarda tayin olamayan ögretmenleri de rahatlatmak adina becayisin yolu açilmalidir.

Anadolu Liselerine Ögretmen Alimiyla Ilgili 36 Binden Fazla Ögretmenin Magduriyeti Devam Ediyor

Okullarin dönüstürülmesinin dogal sonucu olarak Anadolu kadrosuna alinan ögretmenlerle ilgili Egitim-Sen’in açtigi dava nedeniyle magdur olan 30 binin üzerindeki ögretmenin yasadigi belirsizlik hala giderilememistir. Dava sonrasi yapilan Anadolu Liselerine Ögretmen Seçme Sinavi’ni kazanan ögretmenlerin normlari çalistiklari kurumla iliskilendirilememis, sürecin uzamasi dolayisiyla yeni magduriyetlerin olusmasinin önüne de geçilememistir. 36 binden fazla ögretmen belirsizligin bitmesini beklemektedir.

Ögretmenlik Kariyer Basamaklari Uygulamasi Hayata Geçirilmeyi Bekliyor

Anayasa Mahkemesi’nin ögretmenlik kariyer basamaklari uygulamasinda kontenjan sinirlamasini iptal etmesinden sonra yeni düzenleme ile ilgili sürecin uzamasi mevcut hükümlere göre sartlari tutanlar açisindan magduriyetler olusturmaktadir. Ulusal Ögretmen Stratejisi Çalistayi’nda konu basligi olarak çalisilan ögretmenlik mesleginde kariyer basamaklari uygulamasina iliskin Bakanligin yürüttügü çalismayi yeni bir tartismaya meydan vermemek için egitimin paydaslari ile paylasarak bir an önce hayata geçirmesi gerekmektedir.

Hükümet, Ögretmen ve Ögretim Elemanlarina olan Ek Ödeme Borcunu Bir An Önce Ödemelidir

666 sayili KHK ile farkli kurumlarda ayni unvanda çalisan kamu personelinin ücretlerinde ek ödeme oranlari üzerinden esitleme yapilirken, ögretmen ve ögretim elemanlarinin ücretlerinde iyilestirme yapilmamis ve ögretmenler kamuda en düsük maas alan ikinci personel seviyesine düsürülmüstür. Hükümet yetkilileri, birçok açiklamalarinda da kabul ettikleri bu durumu, toplu sözlesme sürecinde de göz ardi ederek ögretmenlerin magduriyetini gidermemistir.

“Esit ise esit ücret” kapsaminda kurum içi ücret dengesi dikkate alinarak Milli Egitim Bakanligi ve üniversitelerde çalisan sube müdürü, sef, memur ve hizmetlilerin Maliye Bakanligi basta olmak üzere diger kamu kurumlarinda çalisan emsalleri ile ücretlerinin esitlenmesi için yillarca verdigimiz mücadelenin ögretmen ve ögretim elemanlari unutularak(!) düzenlenmis olmasi, egitimcileri huzursuz eden en önemli olaylardan biridir. Hükümet, ögretmen ve ögretim elemanlarina olan borcunu bir an önce ödemelidir.

Egitimciler Performanslarina Etki Edecek Olumlu Yaklasimlar ve Saygi Beklemektedir

Milli Egitim Bakanligi’nin yeni egitim sistemini uygulayacak olan ögretmenlerde degersizlik hissini güçlendiren bazi uygulamalari, söz ve yaklasimlari ile siyasilerin inciten beyanatlari, ülkenin gelecegini insa etmesi gereken ögretmenler tarafindan tehdit olarak algilanmistir. Basta Milli Egitim Bakanligi olmak üzere hükümet yetkilileri bu olumsuz algiyi giderecek adimlar atmali ve ögretmenlerin morali tekrar düzeltilmelidir.

Memur ve Hizmetlilerin Atama ve Yer Degisikligi Islemleri Için Yapilan Düzenleme Tamamlanmalidir

Milli Egitim Bakanligi Personeli Atama ve Yer Degistirme Yönetmeligi Taslagi konusunda çalismalar tamamlanmis olmasina ragmen söz konusu hukuki düzenleme bugüne kadar yürürlüge konulamamistir. Bu durum, ögretmen disindaki Bakanlik personelinin atama ve yer degistirme islemlerinin objektif kriterlerden uzak, suistimallere, adaletsizliklere ve hak kayiplarina neden olacak sekilde gerçeklestirilmesine yol açmaktadir. Söz konusu düzenleme ivedilikle hayata geçirilmelidir.

Yeni Dönemde Unvan Degisikligi Sinavi Yapilmalidir

14 Agustos 2011’de yapilacagi açiklanan ‘Unvan Degisikligi Sinavi’nin, Milli Egitim Bakanligi Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Degisikligi Yönetmeligi’nde yeni bir düzenleme yapilmasi gerektiginden ve basvuru tarihi itibari ile son sinif ögrencisi olup basvuruda bulunamayanlarin da magduriyetlerinin giderilmesi amaçlandigindan, ileri bir tarihe ertelendigi belirtildigi halde akabinde sinav iptal edilmistir. Iki yildan uzun bir süredir zaten yapilamayan sinavin önce ertelenmesi, akabinde iptali, Bakanligin personel yönetiminde ve personelle ilgili islem sürecinde yetersizliklerinin had safhaya ulastigini ortaya koymaktadir. Mesleki gelisme ve kariyer imkânlari, görevde yükselme ve unvan degisikligi sinavlarinin islevsiz hale getirilmesiyle hakki elinden alinan personelden verim beklemek bir yana, yetenekli personeli diger kamu kurum ve kuruluslarina gitmenin yollarini aramaya itmektedir. Bir an önce unvan degisikligi sinavi yapilmalidir.

Egitimde Kilik Kiyafet Dayatmalari Son Bulmalidir

Ülkemiz egitimde yillarca kaliteyi degil, ideolojik dayatmalari, baski ve zulümleri konustu. Üniversite kapilarindaki gözyaslari ve turnikelere sikistirilan özgürlükler yeni YÖK yönetiminin özgürlükçü uygulamalari ile üniversite kapilarinda son buldu. Hukuki dayanaktan yoksun yasak ve dayatmalar, bazi yönetmelikler dolayisiyla çalisanlara uygulanmaya devam edilmektedir. “Kamusal Alan” yalani insan onurunun önüne dikilmekte ve kamu çalisanlari inancini geregi olan en demokratik hakkini kullanamamaktadir. Yeni egitim-ögretim yilinda insanlari tek tiplestiren, onurunu hiçe sayan, karma egitim mecburiyeti dâhil bütün antidemokratik dayatmalar son bulmali, mesru talepler yerine getirilmeli ve insani merkeze alan yaklasimlarin hayata geçirilmesine ve egitimin sivillestirilmesine devam edilmelidir.

2012-2013 YÖK Reformu Yili Olmalidir

Katsayi ve basörtüsü gibi konularda bilimsel gerçeklikten uzak bagnaz yaptirimlara son veren yeni anlayisin devami olarak YÖK, yeni egitim yilinda YÖK Reformu’nu gündemine almalidir. Bilimsel ve yönetsel özerklik ile birlikte demokratik, katilimci yönetim anlayisinin geregi olarak bütün yönetsel süreçlere çalisanlarini temsilen sendikalarin dahli, egitim çalisanlarinin kilik kiyafet özgürlügünün temin edilmesi gibi birçok konuda yeniden yapilandirilmasi gereken YÖK’ün degisim ve gelisim sürecinde üniversitelere ayak bagi degil, ön ayak olmasi esas alinmalidir.

Egitim-ögretim ve bilim hizmet kolunda örgütlü ve genel yetkili sendika olarak, 2012-2013 ders yilinin; basta egitim çalisanlari, ögrenci, veli olmak üzere herkese huzur getirmesini temenni ediyor, ülkemizin hayrina vesile olmasini diliyoruz.  

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen