Haber
2010-09-18 07:21:46
Yeni Egitim-Ögretim Yili Pek Çok Sorunun Gölgesinde Basliyor

Yaklasik 16 milyon ögrenci ve 650 bin ögretmen için 2010-2011 egitim-ögretim yili aydinlik, demokratik, özgürlük alanlarinin alabildigine genis- ledigi bir Türkiye umudunu doruga çikaran agirlikli gün- demin olusturdugu beklenti ve heyecanla basliyor. Egitimin pek çok sorunu çözüm bekliyor; egitimcilerin kendilerini egitim hizmetine odaklamasina engel olan pek çok sorunu devam ediyor, ancak sorunsuz bir Türkiye’ye giden yolda milletin belirleyiciligiyle atilan güçlü adimlar, egitimin ve egitimcinin sorunlarinin çözümüne iliskin umut vaat ediyor.

 

Millet, Darbeyle Kirletilen 12 Eylül’ü ‘Evet’le Temizledi

12 Eylül Anayasasi’nin kimi maddelerinde degisiklik öngören Anayasa degisikligi paketini milletin onayina arz eden referandumla ilgili temel söylemimizi, “Millet, darbeyle kirletilen 12 Eylül’ü ‘Evet’le temizleyecek” seklinde sloganlastirmistik. Referandumda ortaya çikan sonuç, bu söylemimize uygun tecelli etmistir. Milletimiz, referandumdaki karariyla 30 yillik militarist dayatmayi sona erdirmis, millete ragmen karar verenleri millet adina karar vermeye davet etmis, demokrasi ve özgürlük istedigini beyan etmis, kisaca ‘ben milletim, egemenlik benimdir’ demistir. Seklî olarak bakildiginda, milletimiz Anayasa’nin bazi maddelerini degistirmistir. Esas açisindan bakildiginda ise referandumun sonucu, Anayasa’nin bazi maddelerinin degismesinden çok daha farkli anlamlari da ihtiva etmektedir. Millet, Anayasa degisikligine “Evet” diyerek kendisinin ve ülkesinin gelecegini degistirmistir. Gelecegin yol haritasini çizme ehliyetinin de, yetkisinin de kendisinde oldugunu bir kez daha deklare etmistir. Millet, “Egemenlik, kayitsiz sartsiz milletindir” sözünü gerçek anlamiyla yeniden tezahür ettirmistir.

 

Milletimizin olusturdugu bu tablo, toplumun bütün kesimlerince “yeni ve sivil bir Anayasa” karari olarak algilanmalidir. Inaniyoruz ki, bu toplumsal sözlesmeye “Evet” diyenler de, “Hayir” diyenler de, “Evet” ya da “Hayir” demesi engellenenler de gençlerimize ve çocuklarimiza miras olarak yeni, sivil, demokratik ve özgürlükçü bir Anayasa’yla yönetilen Türkiye birakmak konusunda hemfikirdir.

 

Anayasa degisikligi paketinin milletimizce kabul edilmesinin hemen ardindan milletin tayin ettigi istikamet dogrultusunda, gelecegimizi birlikte sekillendirmenin heyecani içerisinde, hiç vakit kaybetmeden Anayasa degisikligi paketinin gerektirdigi ikincil mevzuat çalismalariyla es zamanli olarak yeni Anayasa çalismalarina baslanmasi gerektigini düsünüyoruz.

 

12 Eylül 2010 tarihinde kabul edilen Anayasa degisikligi paketiyle kamu çalisanlari basta ‘toplu sözlesme hakki’ olmak üzere ciddi kazanimlar elde etmistir:

Kamu çalisanlarinin fislenmesine son verilmis,

Kamu çalisanlari da Anayasa Mahkemesi’ne bireysel basvuru hakkina kavusmus,

Kamu çalisanlarina, kinama ve uyari cezalarinin iptali için yargiya basvuru hakki verilmistir.

 

Kamu Görevlilerinin Sendikal Mücadelesinde Yeni Bir Dönem Basladi

Hiç süphesiz ki, kamu görevlilerinin ortak hak ve menfaatlerini korumanin ve gelistirmenin mücadelesini veren bir örgüt olmak yönüyle Anayasa degisikligi paketinde bizim için en önemli hüküm, kamu görevlilerine toplu sözlesme hakki verilmesini saglayan hükümdür. Toplu sözlesme hakkinin degisiklik paketinde yer almasi da, Konfederasyonumuzun israrli çaba ve girisimlerinin sonucudur. Toplu sözlesme hakkinin fiilen kullanilmasi için mutlaka yasal bir düzenleme yapilmasi gerekmektedir. Anayasa’da yapilan degisiklikle, toplu sözlesme hakkina iliskin genel çerçeve ortaya konulmustur. Toplu sözlesme hakkinin kapsami, istisnalari, toplu sözlesmeden kimlerin yararlanacagi, toplu sözlesmenin nasil yapilacagi, toplu sözlesme hükümlerinin emeklilere nasil yansitilacagi kanunla, yani TBMM tarafindan düzenlenecektir. Yine, toplu sözlesmenin anlasmazlikla sonuçlanmasi halinde devreye girecek olan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun üyeleri, yapisi ve karar alma sekli de kanunla belirlenecektir. Bu kanunlarla ilgili mevzuat çalismalarinda, yetkili konfederasyon olan Konfederasyonumuz Memur-Sen’in görüs, öneri ve degerlendirmeleri mutlaka alinmalidir. Kaldi ki, 2010 toplu görüsmeleri sonucunda imzalanan mutabakat da bunu gerektirmektedir. Bu çerçevede, ortak bir çalisma yapmak suretiyle toplu sözlesme hakkinin fiili kullanimina iliskin kanuni düzenlemelerle ilgili çalismalar öncelikle baslatilmali ve tamamlanmalidir.

 

Son Toplu Görüsme Masasinda Fiili Toplu Sözlesme Imzalanmistir

Kamu görevlilerine toplu sözlesme hakki veren Anayasa degisikligi paketinin referanduma sunulmasiyla ilgili tarihin Yüksek Seçim Kurulu tarafindan 12 Eylül 2010 olarak belirlenmesiyle, yasa geregi 15 Agustos-30 Agustos 2010 tarihleri arasinda ‘Toplu Görüsme’ler son kez gerçeklestirilmistir. Konfederasyonumuz, “2010 yilinda fiili toplu sözlesme imzalamak istiyoruz” kararliligiyla toplu görüsme masasina oturmus, bu kararlilikla yürütülen mücadeleyle, son toplu görüsme masasinda fiili toplu sözlesme imzalanmistir.

 

Bu sözlesmeyle,

-2011 yilinda kamu görevlilerinin aylik ve ücretlerine birinci alti ay için yüzde 4, ikinci alti ay için yüzde 4 olmak üzere yillik yüzde 8,16 artis yapilacaktir. Merkez Bankasi’nin 2011 enflasyon tahmininin ortalama 5,3 oldugu dikkate alindiginda, maas artis oraninin enflasyon tahmininin üzerinde olmasi saglanmistir.

-Evli, 3 çocuklu, esi çalismayan sendika üyesi 14/2’deki bir hizmetlinin 2011 Temmuz maasi 1.541 TL olacaktir. Bunun anlami, en düsük memur maasinda yilsonu itibariyle yüzde 18 artis gerçeklesmesidir.

-Çalismayan es için yapilan aile yardiminda, yüzde 8’lik artisa ilave yillik bazda 40 TL artis saglanmistir. Asil önemlisi, sözlesmeli personelin de bu yardimdan yararlanmasi saglanmistir. Sözlesmeli personel ayliklarinda 1 Ocak 2011’den itibaren 114 TL’lik ilave bir artis olacak, 1 Temmuz 2011’de ise bu artis yaklasik 140 TL’ye ulasacaktir.

-2008 yilinda üzerinde mutabakata varilan ve 2009 ve 2010 yillarinda herhangi bir artis yapilmayan ek ödemelerde, Ocak 2011’den geçerli olmak üzere en düsügü 80 TL artis yapilmistir.

-Toplu görüsme ikramiyesi yeniden hayata geçirilmis ve 3 ayda bir sendika üyesi kamu görevlilerine 45 TL ikramiye ödenmesi saglanmistir.

Son toplu görüsmeler, özellikle sözlesmeli ögretmenler açisindan hatiri sayilir kazanimlar saglamistir. Bunlardan bazilari sunlar:

-Sözlesmeli personele es durumu özrüne dayali yer degistirme hakki verilmesi,

-Sözlesmeli personelin yöneticilik yapabilmesi,

-Sözlesmeli personel pozisyonlarinin iptal edilmesi durumunda, bu personelin diger sözlesmeli personel pozisyonlarina yerlestirilmesinde objektif sistem kurulmasi,

-Ilk defa sözlesmeli personel aliminin söz konusu olmasi durumunda, öncelikle kurum içi ilana çikilarak bos pozisyonlarin kurum içinden doldurulmasi akabinde bosalan pozisyonlar için disaridan personel alimi yoluna gidilmesinin degerlendirilmesi,

-Sözlesmeli personele sürekli görev yollugu ödenmesi konusunda çalisma yapilmasi,

-Sözlesmeli personelden sözlesme ücreti damga vergisi alinmamasi ya da bunun kurum tarafindan karsilanmasi.  

 

Sinav Sisteminden Kaynaklanan Sorunlara Çözüm Üretilmelidir

Egitim sistemimiz, ana sorunlarinin gölgesinde, palyatif müdahalelerle yürütülmeye çalisilmaktadir. Egitim sistemimizin en önemli problemi sinav ve dershane odakli olusudur. Su an dershane sayisinin ortaögretimdeki okul sayisini geçmis olmasi oldukça düsündürücüdür.

 

Sinav ve dershane odakli olmaktan kurtulmanin yolu, okullardaki yönlendirme çalismalarinin güçlendirilmesinden geçmektedir. Bireyin en önemli gelisim asamasi olan meslek seçimi, hayati boyunca verecegi en önemli kararlardan biridir. Meslek seçiminin bilinçli bir yöntemle yapilmasi, hem kisi ve ailesi açisindan hem de ülkenin gelecegi açisindan önem arz etmektedir. Meslek seçiminde ögrencinin bireysel özellikleri yaninda ilgi, yetenek ve degerlerinin önemli oldugu, ailelerin ve ögretmenlerin bu noktayi göz önünde bulundurarak mesleki yönlendirme yapmalari önemlidir.

 

30 Bin Ögretmenin Atamasinin Ertelenmesi Ciddi Sikintilar Olusturacaktir

Sinav sistemi, adaletin terazisi gibidir. Sistemin birikimi ölçme ve ölçütler çerçevesinde yerlestirme isleminde bulunma islevine hangi ölçüde olursa olsun, bir müdahalede bulunulmasi kabul edilebilir, affedilebilir degildir. ÖSYM’nin sinavlariyla belirlenen; istir, astir, ekmektir, yasamdir. Bu hususta terazinin diline müdahalede bulunmak büyük ihanettir, emek hirsizligidir. Sinavlara hazirlanmak için ekonomik yük altina giren, gece gündüz ders çalisarak emek sarfeden ‘hak etmis’lerin emeginin birileri tarafindan sorularin sizdirilmasi suretiyle ‘hak etmemis’lere aktarimi son derece asagilik bir faaliyettir.

 

Bugüne kadar ÖSYM’ye güvenilmis, herkes, agabey-dayi arayisina girmeden, ancak sinavlara hazirlanmak suretiyle emeline ulasabileceginin bilincine varmis ve sistem oturmustu. Bugün gelinen noktada yitirilen en önemli sey güvendir. Güvenin yitirilmis olmasi kaosa davetiye çikarmaktadir.

 

ÖSYM yeniden organize edilmelidir. Bunun için de ilk olarak, bu kadar skandala ragmen hala o koltukta neden oturdugunu anlayamadigimiz ÖSYM Baskani derhal görevden alinmalidir.

 

KPSS sonuçlari üzerindeki tartisma yüzünden 30 bin ögretmenin atamasinin ertelenmesi, egitim-ögretimin baslamasiyla ögretmen ihtiyaci olan okullarda ciddi sikintilar olusturacaktir. Bu sikintilari az da olsa giderecek olan ve 18-27 Agustos 2010 tarihleri arasinda basvurulari kabul edilen 3 bin civarindaki “kurumlar arasi ilk atama/kurum içi atama, kurumlar arasi yeniden atama, açiktan ilk atama, açiktan atama ve milli sporcularin atamasi”, KPSS ile ilgili sorusturmanin sonucu beklenmeden hemen yapilmalidir.

 

149 Bin Ögretmene, 76 Bin Derslige, 30 Bin Hizmetliye Ihtiyaç Vardir

Tespitlerimize göre, Türkiye genelinde 149 bin ögretmen açigi bulunmaktadir. Bununla birlikte 250-300 bin ögretmen adayi da atama beklemektedir. Ögretmen açiginin giderilmesi için en az 100 bin ögretmen hemen atanmalidir. Özellikle Dogu ve Güneydogu Anadolu bölgelerinde ögretmen açigi oldukça fazladir. Bu yörelerde çalisan ögretmenlere ücret anlaminda pozitif ayrimcilik yapilarak, illerin durumuna göre tazminat ödenmelidir.

Derslik basina ortalama 28 ögrenci düsmesi için toplamda 76 bin derslige ihtiyaç bulunmaktadir. Bu açigin giderilmesi yönünde çaba gösterilmesi gerekmektedir.

Egitim kurumlarinda, hizmetli yetersizliginden dolayi temizlik ve hijyen yeterince saglanamamaktadir. Okullarin birçogunda hizmetli bulunmamakta, her yil açilan yüzlerce yeni okula yeterince hizmetli verilememektedir. Okullarda bulunan mevcut hizmetliler de verimli çalistirilamamaktadir. Anadolu’nun birçok yöresinde temizlik konusunda durum bütünüyle içinden çikilmaz bir haldedir. Bu nedenle, Bakanlik okullarin temizlik sorununu çözmek için en az 30 bin hizmetli alimi yapmalidir.

 

Okullardaki Siddetin Önüne Geçilmelidir

Milli Egitim Bakanligi, okullar açilirken, ögrencilerin güvenligi, yasanan siddet olaylari, kantinlerde gida güvenligi ve hijyeni saglamak yönünde gereken tedbirleri almalidir. Bu konularla ilgili ögretmen ve ögrencilerle yaptigimiz arastirmada çok çarpici sonuçlar ortaya çikti.

 

17-31 Mayis 2010 tarihlerinde 12 ilde, 300 okulda, 600 ögretmen ve bin 200 ilk ve ortaögretim ögrencisiyle yüz yüze yaptigimiz “Okul Ortaminin Güven ve Saglik Yönünden Degerlendirilmesi” arastirmasina katilan ögrencilerin yüzde 74’ü, ögretmenlerin ise yüzde 62,3’ü okullarinda siddet olaylarinin yasandigini belirtiyor.

 

Ögrencilerin yüzde 28,5’i okulda siddete maruz kaldigini ifade ederken, ögretmenlerin yüzde 8,2’sinin okulda siddete maruz kaldigi görülüyor. Ögrenciler, okulda maruz kaldigi bu siddeti en fazla diger ögrencilerin (yüzde 46) uyguladigini, daha sonra sirasiyla ögretmenlerin (yüzde 29,3), okul yöneticilerinin (yüzde 13,5), okul etrafinda dolasan ve ögrenci olmayan çocuklar ve gençlerin (yüzde 9,4) uyguladigini kaydediyor.

 

Okullarin Temizligi Yeterince Yapilamiyor

Ögrencilere göre okullarin yüzde 33,8’inin koridor ve siniflari bazen temizlenip bazen temizlenmezken, yüzde 12,1’inin ise çok nadir temizleniyor veya hiç temizlenmiyor. Ögretmenlere göre ise, okullarin yüzde 28’inin koridor ve siniflari bazen temizlenip bazen temizlenmiyor, yüzde 3’ünün ise çok nadir temizleniyor veya hiç temizlenmiyor.

Okullarin yüzde 37,2’sinin lavabo ve tuvaletleri bazen temizlenip bazen temizlenmezken, yüzde 17,6’sinin ise hiç temizlenmedigi veya çok nadir temizlendigi ifade ediliyor. Ögretmenlere göre okullarin yüzde 28’inin lavabo ve tuvaletleri bazen temizlenip bazen temizlenmiyor, yüzde 5,7’si ise hiç temizlenmiyor veya çok nadir temizleniyor.

 

Okullarin yüzde 32,4’ünde lavabo ve tuvaletlerinde sivi sabunun bazen oldugu bazen olmadigi, yüzde 20,7’sinde ise hiç bulunmadigi veya çok nadir bulundugu görülüyor.

 

Kantinler Yeterince Saglikli Degil

Ögrencilerin yüzde 20,3’ü okullarindaki kantinin yeterince saglikli olmadigini, yüzde 30,2’si ise kismen saglikli oldugunu düsünüyor. Saglikli oldugunu düsünenlerin orani yüzde 49,5. Ögretmenlerin ise yüzde 14,4’ü okullarindaki kantinin yeterince saglikli olmadigini, yüzde 33,7’si ise kismen saglikli oldugunu düsünüyor. Saglikli oldugunu düsünenlerin orani yüzde 51,9.

 

Ögrencilerin yüzde 72,6’si, ögretmenlerin ise yüzde 49,4’ü okuldayken yiyecek içecek ihtiyacini kantinden karsiliyor. Arastirmaya katilanlar ögrencilerin yüzde 16,7’si okulunun kantininde çalisanlarin saglik kosullarina uymadigini belirtirken, yüzde 29,9’u kismen uydugunu dile getiriyor.

 

Okul Servis Araçlarinin Denetimi Artirilmalidir

Okula servisle gelen ögrencilerin yüzde 11,9’u servis aracinda kendini güvenli hissetmiyor. Ögrencilerin yüzde 13,7’si servis soförünün kendine kaba davrandigini belirtiyor. Servis soförünün trafik kurallarina uymadigini söyleyen ögrencilerin orani yüzde 8,6. Ögrencilerin yüzde 78,4’ü servis aracinda emniyet kemeri takmadigini belirtiyor.

 

Arastirmaya katilan ögretmenlerin yüzde 12,4’ü okul servis soförlerinin ögrencilere davranislarinin uygun olmadigini düsünüyor. Yüzde 13,3’ü okul servis soförlerinin trafik kurallarina uymadigini ifade ediyor. Ögretmenlerin yüzde 82,3’ü okul servis soförlerinin çocuk psikolojisi, iletisim gibi konularda hizmetiçi egitimden geçirilmesi gerektigine inaniyor.

 

Okul yolunun trafik açisindan ögrenci için güvenli olmadigini düsünen ögretmenlerin orani yüzde 50,4. Ögretmenlerin yüzde 44,2’si okul çevresini ögrenciler için güvenli bulmuyor.

 

Okullarin Ortami Güvenli ve Saglikli Hale Getirilmelidir

Türkiye’deki okullarin ortaminin egitim ve ögretim açisindan güvenli ve saglikli mekânlar haline getirilmesi, siddetten, tehlikeden ve sagliga zararli durumlardan uzak tutulmasi gerekir. Bu durumlar saglanamadigi takdirde, sadece okullarda ögrenciler ve ögretmenler degil, egitim süreci, okulun yakin-uzak çevresi ve bütün toplum olumsuz etkilenir.

 

Okullarda etkili ögrenmenin gerçeklestirilmesi ve ögrencilerin kendi potansiyellerini gelistirebilmeleri için, okulun ögrenci ve ögretmenler açisindan güvenli ve saglikli bir mekan olmasi gerekmektedir. Güvenli ve saglikli bir ögrenme ortami olmadan ögretmenler ögretimde, ögrenciler de ögrenmede sikinti yasar. Bunun önüne geçilmesi için okullarin güvenli ve saglikli hale getirilmesi bir zorunluluktur.

 

Bunlarin yani sira egitimin ve egitim çalisanlarinin diger sorunlarindan bazilarina da kisaca deginmek istiyoruz.

 

Okullara Bütçe Ayrilmalidir

Her kayit döneminde ‘bagis’ adi altinda velilerden para toplanmasi, basta maddi durumu iyi olmayan veliler olmak üzere toplumda rahatsizliga neden olmaktadir. Bakanlik, bunun önüne geçmek için okullara belli bir bütçe ayirmali, ihtiyaçlar bu bütçeden karsilanmalidir.

 

Ek Ders Ücretleri Vergiden Muaf Tutulmalidir

Kurum Idari Kurulu’nda alinan karar geregi olarak ek ders ücretlerinin vergiden muaf tutulmasi ve vergi matrahina dahil edilmemesinin saglanmasi yönünde çalisma yapilmalidir.

 

Ikili Egitim Okul Yöneticilerinin Ek Derslerinde Iyilestirme Yapilmalidir

Bir devlet memurunun haftalik çalisma süresi 40 saat olup, 40 saatten fazla yapilan mesaiye ücret ödenmemektedir. Ikili egitim yapan okullarin yöneticileri 07:00-18:00 saatleri arasinda görev yaparak haftada 40 saatten fazla çalismaktadir. Ikili egitim yapan okul yöneticilerinin çalisma süreleri dikkate alinarak ek derslerinde iyilestirme yapilmalidir.

 

KBYS ile Ilgili Yasal Degisiklik Biran Önce Yapilmalidir

Kariyer Basamaklarinda Yükselme sinavlarinda basarili olup ancak kontenjan sinirlamasindan dolayi degerlendirme sonucunda uzman ögretmenlik sertifikasi alamayan ögretmenlere Anayasa Mahkemesi’nin iptal karari dikkate alinarak, uzman ögretmenlik sertifikasi verilmelidir. Anayasa Mahkemesi’nin iptal karari geregi Kariyer Basamaklarinda Yükselme Sinavi ile ilgili yasal degisiklik yapilarak uzman ögretmenlik sinavi bir an önce yapilmalidir.

 

Parasiz Yatili ve Burslu Ögrenci Okutma Hakki

Parasiz yatili ve burslu ögrenci okutma ve onlara yapilacak sosyal yardimlara iliskin mevzuata “egitim çalisanlari” ifadesi konularak, memur ve yardimci personel çocuklarinin da bu haktan yararlanmasi saglanmalidir.

 

Unvan Degisikligi Sinavi Hemen Yapilmalidir

Milli Egitim Bakanligi kadrolarinda görev yapan tekniker, teknisyen, mimar ve mühendis kadrolari için ihtiyaç durumu da dikkate alinarak unvan degisikligi sinavi hemen yapilmalidir.

 

Idarecilerin ‘6 Saat Derse Girme Zorunlulugu’ Kaldirilmalidir

Kurum Idari Kurulu’nda alinan kararin geregi yapilarak egitim kurumlari yöneticilerinin aylik karsiligi haftada 6 saat derse girme zorunlulugunun kaldirilmasi için baslatilan süreç tamamlanmalidir.

 

Sözlesmeli Ögretmenlerin Kadroya Geçirilmesi Çalismalari Sonuçlandirilmalidir

Sözlesmeli ögretmenlerin kadroya geçirilmesi konusunda verilen sözler bir beklenti olusturmustur. Bu beklenti bir an önce karsilanmali, sözlesmeli ögretmenlerin kadroya geçirilmesine iliskin çalismalar sonuçlandirilmalidir.

 

Ögretmen Disindaki Egitim Çalisanlarinin Görev Tanimlari Yapilmalidir

Toplu Görüsme ve Kurum Idari Kurulu kararlari geregi ögretmen disinda kalan egitim çalisanlarinin görev tanimlari yapilarak, bu personelin atama ve yer degistirme islemleri ögretmenlerde oldugu gibi bir sisteme baglanmalidir.

 

Ek Ödeme Almayan Egitim Çalisanlarinin Ücretlerinde Iyilestirme yapilmalidir

Milli Egitim Bakanligi’na bagli birimlerdeki Genel Idare Hizmetleri Sinifi çalisanlari (il ve ilçe milli egitim müdür ve yardimcilari, sube müdürü, müfettis ve sef) ek ödeme almadiklari için idari hiyerarside ücret dengesizligi yasanmaktadir. Bu dengesizligin giderilmesi için bu yöneticilerin de ücretlerinde iyilestirme yapilmalidir.

 

ILKSAN’a Zorunlu Üyelik Uygulamasi Sona Erdirilmelidir

ILKSAN’a zorunlu üyelik uygulamasi sona erdirilerek, üyelikten ayrilmak isteyenlerin magdur edilmemesi için aidatlari ILKSAN Sosyal Yardimlar Yönetmeligi’nin emeklilik yardimi kapsaminda hesaplanarak iade edilmelidir.

 

Egitimi Boykot Çagrilari Çocuklarimiza Haksizliktir

Bir siyasi partinin, egitimi boykot çagrilarina destek verecegini açiklamasi tehlikeli bir yaklasimdir. Çocuklarimizin bir hafta okula gönderilmemesi, onlara yapilacak en büyük haksizliktir. Onlarin egitimlerinden geri kalmalarinin vebali agirdir. Bundan kimse siyasi rant devsirmeyi aklindan geçirmesin ve hiç kimse siyasal atraksiyonlarina çocuklari alet etmeye kalkismasin.

 

Yeni egitim-ögretim yilinin egitim çalisanlari, ögrencilerimiz ve velilerimiz için huzurlu ve basarili bir yil olmasini diliyoruz.

 

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen