Haber
2011-09-19 07:24:20
Yeni Egitim-Ögretim Yilinda Egitimde Vesayetin Izleri Silinmelidir

2011-2012 egitim-ögretim yili, yaklasik 16 milyon ögrenci ve 750 bini askin egitim çalisani için basladi. 

 

Egitim ögretim yilinin açilmasina sayili günler kala Milli Egitim Bakanliginin Teskilat ve Görevleri Hakkinda Kanun’da KHK ile yapilan degisikligi ögretmenlerin özür grubu tayin hakkina getirilen kisitlama disinda temel sorunlara yaklasim açisindan önemli bir adimdir. Kök sorunlara yönelik kalici çözüm üretme adina 1739 sayili Milli Egitim Temel Kanunu’nda da paralel degisiklikler yapilmalidir.

 

Egitim çalisanlarinin mesleki performansini artiracak, onlari, verdikleri hizmetin önemine uygun bir hayat standardina çikaracak adimlar atilmali ve egitimde vesayetin izleri silinmelidir.

 

Yeni dönemde, basta sivil anayasa olmak üzere egitimin ve egitim çalisanlarinin sorunlarina çözüm üretilmesi, 28 Subat döneminden kalma militarist uygulamalarin kaldirilmasi yönündeki beklentilerin bir an önce karsilanmasi gerekmektedir.

 

MEB Teskilat Kanunu’nda Yapilan Degisikliklerin Çogunu Olumlu Buluyoruz

652 sayili Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yeniden düzenlenen Milli Egitim Bakanliginin Teskilat ve Görevleri Hakkinda Kanun’da yapilan degisiklikleri bir iki nokta hariç olumlu karsilamaktayiz. Milli Egitim Bakanligi merkez teskilatinin hantal yapisini ortadan kaldirmaya yönelik, genel müdürlüklerin birlestirilmesi ve verimi yükseltmek için teskilat yapisinda degisiklik yapilmasi yönündeki talebimizin gerçeklestigini görüyoruz.

 

Milli Egitim Bakanligi merkez teskilati birimleri arasinda birbirleriyle benzer görev alanlarina sahip birimlerin birlestirilerek hizmet birimlerinin sayisinin azaltilmis olmasi, hem egitim sisteminin bütünlük içinde degerlendirilmesini hem de egitim sistemine yönelik degisim arayislarinin ortak bir kurguda yürütülmesinin saglanacak olmasi sendikamizca olumlu karsilanmistir.

 

Genel Idare Hizmetleri sinifinda ek ders alanlara makam tazminati verilmesi ve ek ders ücretinin sadece derse girenlere verilmesi talebimizin de yeni degisiklikle “ek ödeme” ve “ek ders” ayrimi ile dikkate alinmis olmasi memnuniyet vericidir. Genel idare hizmetleri sinifinda sef, sube müdürü, ilçe milli egitim müdürü, il egitim denetmenleri kadrolarinda görev yapan çalisanlarin ücretleri, diger kamu kurum ve kuruluslarinda emsali kadrolarda görev yapanlardan az olmamak kaydiyla ek ödemeyle düzenlenmelidir. Ayrica VHKI, memur, teknisyen, hizmetli, soför, kaloriferci gibi kadrolarda görev yapanlar da ek ödemeden yararlandirilmalidir.

 

Il milli egitim müdürü, ilçe milli egitim müdürü gibi hizmet noktalarinda görev yapanlarin yer degistirmeleri, hizmet süreleri, performans ve yeterlikleri dikkate alinarak, bölge hizmeti ve rotasyon sarti düzenlemesini bir baska önemli yenilik olarak görüyoruz.

 

Özür Grubu Tayinleri ile Ilgili KHK Karari Kabul Edilemez

Ögretmenlere es durumu, saglik, egitim gibi zorunlu nedenlerden taninan özür grubu tayin hakkinin, yilda iki kez yapilirken, 652 sayili KHK düzenlemesi ile yilda bir kez yaz tatillerinde yapilacak olmasi kabul edilemez bir durumdur. KHK’da magduriyete kapi aralayan, aile bütünlügünü engelleyen bu düzenlemenin ortadan kaldirilmasi gerekmektedir. Ayrica yüksek lisans, doktora gibi akademik kariyer yapmak isteyen egitim çalisanlarinin ögretim özrü tayin hakki ile ilgili istismari engellemek için düzenleme yapilacagina iliskin açiklama tedirginlik olusturmustur. Egitimcileri akademik çalismaya özendirmek ve bunu kolaylastirmak gerekmektedir.

 

Sendika olarak, ögretmenlerin özür durumuna bagli yer degistirmelerine getirilen kisitlamaya karsi süreç içerisinde her türlü demokratik ve hukuki mücadelemizi sürdürecegiz.

 

Degerler Egitimine Önem Verilmelidir

Egitim sistemimizin degerlerden, karakter egitiminden çok test çözmedeki basariyi kistas almasi hep tartisma konusu olmustur. Yeni egitim-ögretim yilinda gerek geride kalan 12 Eylül 2010 Anayasa referandumunda getirilen degisikliklerin gerekse gündemde olan sivil anayasa taleplerinin çerçevesinde egitim müfredati içeriginin masaya yatirilmasini, egitim sistemimizin karakter, ahlak ve deger kazandiran bir muhtevaya kavusturulmasini bekliyoruz.

 

Egitimde Vesayetin Izleri Yok Edilmelidir

Ülkemizde demokrasinin üzerinde vesayet oldugu gibi, egitimde de vesayet maalesef devam etmektedir. Egitim ortamlarinda sivillesme, ögretim programlarinda vesayeti mesrulastiran ögretilerden arindirma isleminin yapilmasina acilen ihtiyaç vardir. Yeni degisen 3797 sayili Milli Egitim Bakanliginin Teskilat ve Görevleri Hakkinda KHK’da da vurgulandigi üzere, egitim ve ögretim ile ilgili gerekli görülen konulari tetkik etmek ve tavsiye niteliginde kararlar almakla görevli Bakanligin en yüksek danisma kurulu olarak tanimlanan Milli Egitim Surasi’nin aldigi kararlar raflardan indirilmelidir. Bu baglamda, 18. Milli Egitim Surasi’nda alinan kararlar geregi, Milli Güvenlik Dersi’ne subaylar yerine brans ögretmenlerinin girmesine iliskin karar basta olmak üzere, 28 Subat postmodern darbe sürecinin dayatmasi sonucu uygulamaya konulan kesintisiz zorunlu egitim, egitim süreleri; 1+4 yil temel egitim, 4 yil ortaögretime hazirlik egitimi ve 4 yil zenginlestirilmis seçeneklerle ortaögretim olmak üzere pedagojik, kademeli ve yönlendirmeye uygun hale getirilmelidir.

 

Askeri okullarin Milli Egitim Bakanligi’nca denetlenmemesi, demokratik egitim hakkinin taninmayip karma egitim dayatmasinin olmasi, kadin çalisanlarin kilik kiyafetini sorun haline getiren ‘kamusal alan’ yalaninin devam ettirilmesi, din egitiminin önündeki engellerin ve tabulastirilan “and” gibi ritüellerin sorgulanmamasi, ögrencilere okul üniformasi zorunlulugu gibi konular, egitimin ve egitim sisteminin demokratiklestirilmesinin önündeki engeller olarak durmaktadir. Egitim sistemini demokratiklestirecek adimlar bir an önce atilmalidir.

 

Egitimcilerin Hayat Standardi Yükseltilmelidir

Ögretmenligin gelir düzeyi ve statüsünün yükseltilmesine dönük çalismalara hiz verilmelidir. Katki düzeyi yüksek ögretmenler ödüllendirilmeli, ayrica zorunlu hizmet alanlarindaki egitim kurumlarinda görev yapan egitim çalisanlarina zorunlu bölge hizmet tazminati ödenmelidir.

 

Egitim çalisanlarina ödenmekte olan ek ders ücreti en az 12 TL’ye çikarilmali; ek ders ücretleri vergiden muaf tutularak, vergi matrahina dâhil edilmemeli, okul yöneticilerinin 6 saat derse girme zorunlulugu ‘6 saate kadar derse girer’ seklinde degistirilmelidir. Is yükünden dolayi 6 saat zorunlu derse düzenli giremeyen yöneticilerimiz, ‘yedegi olmayan ögrencilerin egitiminde istenmeden olusan bosluktan dolayi vicdan muhasebesi yapmak zorunda kalmaktan’ kurtarilmalidir.

 

Ikili egitim yapan okullarin yöneticileri haftada 40 saatten fazla çalismaktadir. Söz konusu okul yöneticilerinin çalisma süreleri dikkate alinarak, ek ders ücretlerinde artis yapilmalidir.

 

KHK ile ‘ek ders’ ve ‘ek ödeme’ ayrimi yapildigindan, Maliye Bakanligi’nda bekleyen Ek Ders Taslagi yeniden gözden geçirilerek ögretmenlerin hak kayiplari karsilanmalidir.

 

Seçmeli Din Egitimi Talepleri Dikkate Alinmalidir

28 Subat dayatmalarindan olan biri olan ‘Kur’an kurslarina yas sinirlamasi getiren düzenlemenin’ Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldirilmasini yerinde ama geç kalinmis bir karar olarak degerlendiriyoruz.

 

Çiraklik egitimini sekteye ugratan anakronik uygulamaya da ivedilikle son verilmelidir. Egitimin kesintisiz hale getirilmis olmasi nedeniyle hem mesleki egitim hem de din egitimi yara almaya devam etmektedir. 28 Subat sürecinin egitimin ruhuna aykiri günümüze kadar süregelen dayatmalari egitimden temizlenmeli, meslek ve din egitiminin önündeki engeller kaldirilmali, seçmeli din egitimi dersleri ile halkin taleplerine cevap verilmelidir.

 

YÖK’ün yeni Katsayi Yaklasimi Temenni Olmaktan Öteye Geçmelidir

Meslek liseleri aleyhine uygulanan ‘katsayi’ uygulamasi hala devam etmektedir. YÖK’ün bu uygulamayi kaldirmaya yönelik yeni yaklasimlarini destekliyor ve çözümün gecikmemesini istiyoruz. Egitimin prangalari olarak adlandirdigimiz bu kisitlamalarin bu ülkenin kaderi olmamasi için Egitim-Bir-Sen olarak israrimizi sürdürmeye devam edecegiz.

 

Hiçbir Üniversitede Antidemokratik Uygulama Olmamalidir

Üniversitelerde GIH sinifi çalisanlarinin ve akademik personelin sorunlarinin çözümü kolay olmamaktadir. Üniversite yönetimlerinin sendikalari paydas olarak görme ve çözüm ortagi olarak kabul etme aliskanliklari maalesef gelismemistir. Disiplin kurullarinda yargisiz infazlar engellenememektedir. Kamuda oldugu gibi, üniversitelerin de disiplin kurullarinda mutlaka sendika temsilcileri bulunmalidir. Bazi üniversitelerin özgürlükçü bir çizgiye gelmede direnme ve kilik kiyafet gibi konularda provokatif davranma aliskanliklari devam etmektedir. Antidemokratik uygulamalar üniversite yönetimlerine yakismadigi gibi, akademik camianin itibarina da zarar vermektedir. Üniversitelerin demokratiklestirilmesi, sivillestirilmesi ve özgürlestirilmesi konusunda YÖK bünyesinde ayri bir baslik açilmalidir.

 

Egitim Kurumlarinin Bütçe Sorunu Acilen Çözülmelidir

Egitim kurumlarina bütçe ayrilmamasi nedeniyle Okul Aile Birlikleri vasitasiyla velilerden aidat ve ‘zorunlu bagis’ alinmasi sorununa hala bir çözüm bulunamamistir. Okul yönetimi, ögrenci, ögretmen ve veli arasina ‘zorunlu bagis’ ve tahsildarligin girmis olmasi, egitimi olumsuz etkilemektedir. Egitimde hizmet satin alinarak okullara yardimci hizmetli personel takviyesi yapilmis olmasi, okul idarelerini biraz rahatlatmis ama takviyenin sinirli sayida kalmasi nedeniyle sorunu kökten çözmemistir. Okullara, ihtiyaçlarina göre bütçe ayrilmali, egitim çalisanlari tahsildarlik yapmak gibi onur kirici ve egitim disi bir angaryadan kurtarilmalidir. Bakanligin egitim kurumlarinin giderlerini göz önüne almadan kayit döneminde yayinladigi genelge, iki arada bir derede kalan egitim yöneticilerini daha da zor durumda birakmistir. Bakanlik, egitim kurumlarinin kaynak sorununa köklü çözümler getirmelidir.

 

Ögretmen Açigi ve Derslik Ihtiyaci Giderilmelidir

Egitim-Bir-Sen olarak, gösterdigimiz yogun gayretlerle sözlesmeli ögretmenlik garabetine son verilmistir. Fakat ögretmen istihdaminda ücretli, vekil ögretmenlik gibi farkli uygulamalar bütün çarpikligi ile devam etmektedir. Bu ucuz isçilik anlamina gelen palyatif uygulamalara son verilerek, tüm ögretmenlerin kadrolu olarak istihdami saglanmalidir. Her yil ortalama 35-40 bin ögretmen atamasi yapilmasina ragmen ögretmen açigi devam etmektedir. Ögretmen açiginda 100 binin üzerindeki ihtiyaç, kadrolu ögretmen atamasi yapilarak giderilmelidir.

 

Mevcut hükümet döneminde cumhuriyet tarihinde yapilan toplam derslik sayisinin yarisi kadar derslik yapilmis olmasini takdir ediyoruz. Okul ve derslik yapimina daha fazla agirlik verilmeli, sinif mevcutlari OECD ortalamasina indirilmelidir. Ikili egitim yapan bütün kurumlarin normal egitime geçirilebilmesi ve etkin egitim için yeni okul ve dersliklere ihtiyaç vardir.

 

Kariyer Basamaklari Sinavi ile Ilgili Düzenleme Bir An Önce Yapilmalidir

Kariyer Basamaklarinda Yükselme sinavlarinda basarili olan, ancak kontenjan sinirlamasindan dolayi degerlendirme sonucunda uzman ögretmenlik sertifikasi alamayan ögretmenlere, Anayasa Mahkemesi karari geregi, sertifikalarini vermeye iliskin yaklasim olumlu olmakla birlikte, sinavi kazanmis ancak kontenjan sinirlamasindan dolayi degerlendirmeye basvurmadigindan sertifika alamayanlarin magduriyeti devam etmektedir. Bu durumda olanlarin magduriyeti de giderilmelidir. Ayrica, Anayasa Mahkemesi karari geregi Kariyer Basamaklarina iliskin yeni düzenlemenin hala yapilmamis olmasi, süre sinirlamasiyla sinava girememis olanlara yeniden sinava girme hakki taninamamasi, yillardir elestirdigimiz bir sorun olarak durmaktadir. Düzenlemeler ivedilikle tamamlanarak, sinav takvimi bir an önce açiklanmalidir.

 

MEB Personeli Yer Degistirme Yönetmeligi Çikarilmalidir

Sendikamiz ile Bakanlik arasinda imza altina alinan Kurum Idari Kurulu (KIK) kararlari geregi, genel idare hizmetleri, yardimci hizmetler ve teknik hizmetler sinifi çalisanlarinin atama ve yer degistirmelerine iliskin yönetmelik çalismasi baslatilmis, taslak olusturulmus fakat yönetmelik bir türlü çikmamistir. Yardimci hizmetler sinifi çalisanlarinin görev tanimlari yapilarak, personelin atama ve yer degistirme islemlerinin amirlerin keyfi uygulamalarina birakilmamasi için yönetmelik bir an önce çikarilmalidir.

 

4/C’li Personel Için de Bir Yil 12 Ay Olmalidir

Bir yilda 11 ay çalistirilan ve ücret alan, aile yardimi alamayan, is güvenceleri olmayan, aldiklari yetersiz ücret ile ayakta durmaya çalisan 4/C’li personelde, 4/B sözlesmeli personelin kadroya geçisi ile birlikte hakli beklenti olusmustur. Gümrük ve Ticaret Bakani Hayati Yazici’nin 12 Haziran seçimleri öncesi Konfederasyonumuz Memur-Sen’i ziyareti esnasinda duyurdugu 4/C’li personele aile yardimi müjdesinin hayata geçirilmesini bekliyoruz.

 

Kamuda farkli istihdam sekillerinden vazgeçilerek, kurum içerisinde ayni isi yapan personel arasindaki ayrimciliga son verilmeli, 4/C’li personel için de bir yil 12 ay olmalidir.

 

Yeni egitim-ögretim yilinda bütün egitim çalisanlarina ve ögrencilerimize basarilar dileriz.

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen