YGS Kaosçulari da ÖSYM de Artik Kendine Çekidüzen Vermelidir
Yüksekögretime Geçis Sinavi’nda (YGS) master kitapçikta sifreleme sonrasi baslayan tartisma, geldigi nokta itibariyle amacindan sapmis, kimileri siyasallastirmaya kalkmis, kimileri kaos olusturmak için ögrencileri sokaga dökmenin firsati olarak görmüs, kimileri ise KPSS hirsizligi dolayisiyla istifa etmek zorunda kalan Ünal Yarimagan sonrasi göreve getirilen yeni yönetimin sergiledigi acziyet nedeniyle rövans duygusuna yönelmistir. Kimileri ise, ‘ÖSYM’nin içyapisina mercek tutulursa’ kaygisi ile gürültüyü fazla çikararak kurumda yasandigi tahmin edilen iç çekismenin dikkatlerden kaçmasi için gayret göstermistir.
Egitim-Bir-Sen olarak, ilk günden itibaren olaya sagduyu ile yaklasarak, somut sonuçlar ortaya çikana kadar ne kaosçularin ne de becerisini ve acziyetini tartisilmaktan kurtaramayan ÖSYM’nin tarafinda yer aldik. Ögrencilerin ve ailelerinin yerine kendini koyup, çikarilan sesin en fazla zararinin sinava hazirlanan ögrencilere dokunacagini hesap ederek, yargi sürecini beklemenin, kesin cümle kurmak için en önemli esik oldugunu düsündük. Gelinen nokta itibariyle savcilik “sifre iddiasinin” dogrulanacagi hiçbir suç unsuru bulunmadigini açiklamistir.
Ankara Cumhuriyet Bassavciligi, “Bassavciligimizca sorusturmaya konu suçlar sebebiyle takibi gerektirir her hangi bir suç unsuru bulunmadigindan, olay nedeniyle kamu adina kovusturmaya yer olmadigina karar verildi” demistir. Yine bassavcilik, “Sistemde 1 milyon 459 bin çesit cevap anahtari var ve bunlarin hiç biri master kitapçikla ayni degil. Sifre yöntemi ile dogru yapilabilecek sorularda basarili olup diger sorularda basarisiz olan hiçbir adaya rastlanmadi” açiklamasinda bulunmustur. Bassavcilik, “görevi ihmal” iddiasiyla ÖSYM Baskani Ali Demir, YGS Koordinatörü ve diger yetkililer hakkinda YÖK’ten sorusturma izni talep etmistir.
Ankara 7. Idare Mahkemesi ise, YGS’deki sifre iddialariyla ilgili açilan davayi, Idari Yargilama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinin 2. fikrasindaki “Idari mahkemeler, idari islemin uygulanmasi halinde telafisi güç veya imkansiz zararlarin dogmasi ve idari islemin açikça hukuka aykiri olmasi sartlarinin birlikte gerçeklesmesi durumunda gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasina karar verebilirler” hükmündeki sartlar olusmadigindan, yürütmenin durdurulmasi talebini reddetmistir.
Gelinen nokta itibariyle YGS üzerinden gardlasmaktan ve kamplasmaktan vazgeçilmelidir. Bassavcilik mütalaasini tamamlayip açiklamasini yapmis ve master kitapçikta söz konusu olan sifrelemenin ögrencilerle ilgili bir boyutu olmadigini açiklamistir. LYS’ye sayili günlerin kaldigi bu süreçte, herkes sorumlu davranmali, ögrencileri ve ailelerini tedirgin etmekten vazgeçmelidir. Bassavciligin açiklamasina ragmen, ‘konuyu nasil gündemde tutabiliriz’ ugrasinin kimseye bir faydasi olmayacaktir.
ÖSYM, süreci iyi yönetememistir. Kurum içi muhtemel çatismalarin ve pasif direnisin disa yansimasi, üretilen is kalitesine yansimis ve ortaya çikan hatalar zinciri, hem kurumu yipratmis hem de toplumda tedirginlige, güven duygusunun zedelenmesine adeta zemin hazirlamistir. KPSS hirsizligi sonrasi yeni göreve gelen yönetim, güvenlik kaygisi nedeniyle hazirlandigi sinav sürecinde hata yapmistir. Ölçme ve degerlendirme uzmanlarinin olmadigi bir yönetim algisi, maalesef sorulara ve siklara bakinca, çok rahat fark edilmektedir. Sorularin kolay-orta-zor seklinde kitapçiklarda bölümlenmis olmasi ve bölümler içinde sorularin karistirilmis olmasi bu sinavlarin degismez kurali iken, güvenlik refleksi ile daha fazla kitapçik üretelim kaygisi, sinavin baska bir açidan tartisilmasini da beraberinde getirmistir. Kitapçikta ilk anda üst üste zor sorularla karsilasma olasiligini artiran bu yeni yöntem, sinav teknigi açisindan saglikli degildir.
Basina yansidigi kadariyla, ÖSYM’de çalisan 58 kisinin kari-koca, 100 kisinin birbirlerinin yakini oldugu ayrintisi da gözden kaçirilmamalidir. ÖSYM-METEKSAN arasi trafik ve emekli olanlarin METEKSAN’da istihdam edildigi iddialari dahil her saibe olusturacak ve tartisma malzemesi olacak konu irdelenmeli, sinavlarin gölgelenmesine neden olarak gösterilen gerekçeler ortadan kaldirilmalidir.
Toplumun tüm kesimleri bu konuda sorumlu davranmalidir. YGS, tartisma alanindan çikarilmali, LYS’ye hazirlanan ögrencilerin ve onlarin yasadigi motivasyon sorunu nedeniyle endiselenen ailelerinin psikolojilerinde tahribat olusturacak söz ve eylemlerden uzak durulmalidir.
ÖSYM’de kokusmusluk, Ünal Yarimagan’in istifasi ile ortaya çikmis ve ÖSYM’nin üst yönetiminde yapilan degisiklikle kurumun is isleyisindeki kroniklesmis arizalarin giderilmedigi belirginlesmistir. ÖSYM’de kafa ve beden uyumsuzlugu oldugu ortadadir.
Son dönemde ortaya çikan saibe iddialari üzerine, özellikle bazi kesimlerin, ‘ÖSYM Baskani istifa etsin’ çagrilari karsilik bulsa bile, bu, tek basina sorunu çözmeyecektir. Kalici çözüm, ÖSYM’nin, Baskani’ndan bütün alt birimlerine kadar yeniden kurgulanmasindan geçmektedir.
