Haber
2012-04-02 07:30:10
Yillardir Yetkinin Hesabini Veremeyenler, Daha Masaya Oturmadan Akillarinca Hesap Sormaya Kalkiyorlar

Genel Basin Yayin Sekreterimiz Ali Yalçin, egitim-ögretim ve bilim hizmet kolunda Egitim-Bir-Sen’in yetkiyi 2011’de aldigini ve egitim çalisanlarini temsilen ilk defa toplu sözlesme masasina oturacagini belirterek, “Yillardir yetkiyi elinde bulunduranlar ve yetkinin hesabini veremeyenler, acziyet içinde olanlar; egitim çalisanlarinin sorunlariyla ilgili veremedikleri hesabin faturasini, daha masaya bile oturmadan önce akillarinca bize sormaya çalisiyorlar. Insanda azicik yüz olur. Bu konuda en son konusmasi gerekenler en önce konusmaya yeltenerek, seslerini yükselterek, akillarinca beceriksizliklerini unutturmayi hedefliyorlar. Buna kesinlikle haklari yok” dedi. 

Kirikkale Subemizin Il Divan Toplantisi Ögretmenevi’nde yapildi. “Hedef 700 bin üye ve 11 hizmet kolunda yetki” kapsaminda gerçeklestirilen Türkiye geneli Memur-Sen teskilat toplantilari 1 Nisan itibariyle tamamlanmis oldu. Toplantida konusan Genel Basin Yayin Sekreterimiz Ali Yalçin, toplu sözlesme yasasi, ek ödeme, kesintili egitim düzenlemesi, ILKSAN, egitimde sivillesme ve sivil Anayasa konularina degindi. 

Toplu sözlesme yasasinin gecikmis olmasinin sikintilarini birkaç aydir yasadiklarini ifade eden Yalçin, “Ama aceleye getirip eksik bir sekilde çikmasina müsaade etseydik, bunun sikintisini ömür boyu yasamaya devam ederdik. Geç olsun ama yarim olmasin. Hizmet kolu sözlesmesi, yerel yönetimlerde hizmet kolu sözlesmesi, hakem heyetinin yapisi gibi ana konularda taleplerimizi gerçeklestirmek adina yasanin alelacele çikmasina müsaade etmedik. Gerektigi yerde sesimizi yükselttik ve sonuç aldik” seklinde konustu. 

666 sayili KHK sonrasi olusan tabloya dikkat çeken Yalçin, sözlerini söyle sürdürdü: “Kamuda maaslarda unvanlara göre esitlik hedeflenirken, ögretmen ve ögretim elemanlari ek ödemede kapsam disinda tutularak kurum içi denge yerle bir edilmistir. Bu çarpikligi düzeltmek Egitim-Bir-Sen’in görevidir ve toplu sözlesme masasinda ilk gündemimiz olacaktir. Yasanin bir an önce çikmasi ve masanin bir an önce kurulmasi için sesimizi yükseltirken, bir tuhafligi da ibret ve hayretle müsahede ediyoruz. Biz ögretmenin maasi 1.577 TL’de kaldi derken, Türk Egitim-Sen’in bizden daha fazla ses çikarmaya çalistigina sahitlik ediyoruz. 2010’da Memur-Sen olarak diger sendikalarimiz sayesinde oturdugumuz toplu görüsme masasinda imzaladigimiz mutabakat metninde en düsük devlet memuru maasina kazandirdigimiz 235 TL’yi bir kenara koyarsaniz 9/1 ögretmenin maasi 1.342 TL’dir. Peki, bunun sorumlusu kimdir? Tabi ki masada egitimcileri temsilen yillardir yetkili olan ama yetkiyi tasiyamayan Türk Egitim-Sen’dir. Kimse sesini yükselterek suçunu bastirmaya çalismasin. Sayin Koncuk, Genel Baskanimiza bir televizyon programinda ‘ek ödeme ile ilgili eylemimize destek verecek misiniz’ diye soruyor. Cumhurbaskanligi seçim sürecinde 28 Subat provasi için ev sahipligi yaptigin ve tepkiyi görünce üç gün sonra çark ettigin 27 Mayis Milli Devrimci Dernegi, Lions Kulüpleri, Türkiye Emekli Astsubaylar Dernegi, ADD gibi kuruluslarin yer aldigi 41 kurulustan olusan Ulusal Birlik Hareketi var. Senin Memur-Sen’den destek istemeye ihtiyacin yok. Çagirirsin mahseri cümbüsçüleri efelenirsin. Bagciyi dövmek adina kalmayan kredine de yeni bonuslar eklersin. Bizim toplum nazarinda da, siyaset nazarinda da, kredimizde de, bonusumuzda da asla sorun yok. Irademiz kendi elimizde, gücümüz ise yerindedir. Sözlesmelileri kadroya nasil geçirdiysek, toplu sözlesme hakkini nasil aldiysak, ek ödemeyi de öyle aliriz. ‘Toplu sözlesme hakki yoksa, masada da yokuz’ diye resti nasil çektiysek, ek ödemede samimiyetsiz tavir gördügümüzde resti ayni sekilde çekeriz. Bundan kimsenin süphesi olmasin. Biz kimsenin stepnesi ya da siperi degiliz. Biz egitim çalisanlarinin sorunlarini çözmek için variz. Üzüm yemek için variz, bagcilari dövmek gibi bir sorunumuz, bize havale edilmis gizli görevimiz asla yok. Anlasilan yillardir yetkiyi elinde bulunduranlar ve yetkinin hesabini veremeyenler, acziyet içinde olanlar; egitim çalisanlarinin sorunlari ile ilgili veremedikleri hesabin faturasini, daha masaya bile oturmadan önce akillarinca bize sormaya yelteniyorlar. Insanda azicik yüz olur. Bu konuda en son konusmasi gerekenler en önce konusmayi seçerek beceriksizliklerini unutturmayi hedefliyorlar. Buna kesinlikle haklari yok. Egitim çalisanlari sorunlarin çözümünün nereden geçtigini biliyor. Ayrica çözümün adresinin neresi oldugunu da iyi biliyor.” 


Egitimin 4+4+4 seklinde kesintili hale getirilmesi ve egitimdeki 28 Subat vesayetinin ortadan kaldirilmasiyla ilgili konuya da deginen Ali Yalçin, “Pasalarin dayatmasi, Egitim-Bir-Sen’in diretmesi ile son bulmustur. Sura’da egitim kesintili olsun, din egitimiyle ilgili seçmeli dersler konulsun tekliflerimiz yerine gelmistir. Katsayi, üniversitelerde yasanan basörtüsü probleminin çözülmesi, Kur’an ögrenme yas sinirinin kaldirilmasi, Milli Güvenlik Dersi’nin kaldirilmasi, yargisiz infaza tabii tutulanlarin haklarinin sicil affi ile iadesi gibi birçok konuda çözümün adresi olduk. YÖK reformu, karma egitim dayatmasinin sona erdirilmesi ve demokratik egitim taleplerinin karsilanmasi, okullarda üniforma ve kamusal alan yalani gibi dayatmalarin son bulmasi için mücadelemiz sürecektir” diye konustu. 

“Sivil anayasa yapilmadan demokratiklesme ile ilgili atilan adimlarin yeterli görülmemesi gerekir” diyen Yalçin, “Eger Genelkurmay Milli Savunma Bakanligi’na baglanmamissa, darbeye davetiye çikaran TSK Iç Hizmet Kanunu’ndaki 35. madde kaldirilmamissa, din ve vicdan hürriyeti teminat altina alinmamissa, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, MGK, YÖK, RTÜK, YAS gibi darbe anayasasinin ihdas ettigi kurullarin anayasal ayricaliklari bitirilememisse, adaletin omuzlardaki yildizlarla ölçülmesine son verilememisse, kamu çalisanlari için de grev ve siyaset hakki alinamamissa, son 10 yildir yapilan iyilestirmeler geçici bir seraptan öteye geçmeyecektir. Özgürlük eksenli kazanimlara bir darbe ortami, mali kazanimlara ise bir ‘5 Nisan Kararlari’ yetecektir. Esas önemli olan sivil anayasayi gerçeklestirebilmektir” dedi. 


ILKSAN konusuna da deginen Ali Yalçin,  28 Nisan’da ILKSAN üyelerinin mutlaka sandiga gitmelerini isteyerek, “Egitim-Bir-Sen’i desteklemezsem, bu kez oy kullanmazsam bu is olmayacak demelidir. Egitim-Bir-Sen olarak çalisanlari ILKSAN kamburundan kurtarmaya, sorumlularindan ise hesap sormaya kararliyiz” ifadelerini kullandi. 

Memur-Sen Il Temsilcisi ve Kirikkale Sube Baskanimiz Oktay Sümer ise, ilde Memur-Sen olarak 5 bin üyeleri bulundugunu belirterek, “Zirveden yeni ufuklara yolculukta bu sayiyi 15 Haziran itibariyle 6 bin 500’e çikarmak için tüm gücümüzle çalisma içerisindeyiz. 11 hizmet kolunda yetki ve hedef 700 bin Memur-Sen üyesi için üzerimize düsen sorumlulugu yerine getirecegiz” seklinde konustu. 


MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen