Haber
2011-09-09 07:24:17
Yüksekögretimin Sorunlarini ve Çözüm Önerilerimizi YÖK Baskani Özcan’a Sunduk

Egitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Baskani Ahmet Gündogdu, YÖK Baskani Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’la görüserek, üniversitelerin ve personelinin sorunlarini ve çözüm önerilerimizi iletti.

 

Gündogdu, son yillarda Türkiye’nin ekonomik ve dis politikadaki degisimine paralel olarak, egitim alaninda da birtakim girisim ve degismelerin yasandigini ifade ederek, “YÖK’ün daha demokratik bir yönetime kavusmasi, yeni üniversitelerin açilmasi ve üniversitelerdeki çalisan kadro sayilarinin artirilmasi gibi önemli girisimler olmasina karsin; üniversitelerde ögrencilerin, akademik ve idari personelin, ayrica bir kurum olarak üniversitelerin halen birtakim sorunlari da devam etmektedir. Egitim-Bir-Sen ve Memur-Sen olarak, YÖK’ün özgürlükler ve kalite adina yapmis oldugu her türlü demokratik girisime destek verdik ve vermeye devam edecegiz” dedi.

 

Son zamanlarda gündemden düsmeyen ÖSYM ile ilgili sorunlarin da, kilik kiyafetten dolayi bayan ögrencilere ve çalisanlara yapilan cinsiyet ayrimciliginin da karsisinda olduklarini, toplumun ve bir sivil toplum kurulusu olarak bu yöndeki beklentilerinin henüz karsilanmadigini belirten Gündogdu, sunlari söyledi:

“YÖK’ten ve üniversitelerden, artik Türkiye’nin yüksekögretimi adina bir 21. yüzyil vizyonu ve misyonunu görmek istiyoruz. Seksenli yillardan kalma ideolojik eksenli slogan üreten, farkliliklara müsaade etmeyen, kendi degerlerine yabanci, baska deger ve toplumlari önceleyen bir anlayis ve yaklasimdan uzaklasip; asil fonksiyonu olan egitim, arastirma ve gelistirmeye odakli, esnek düsünebilen, demokratik ilkelerin hâkim oldugu, çatismadan ziyade rekabetin oldugu; üniversitelerin sadece kendileriyle degil, diger dünya üniversiteleriyle de temasi olan ve rekabet edebilen yaklasimlari destekliyoruz.”

Gündogdu, daha sonra, YÖK Baskani Özcan’a, üniversitelerin ve üniversite çalisanlarinin sorunlarini ve çözüm önerilerimizi içeren bir rapor sundu. Özcan’a sundugumuz raporun içerigi su sekilde:

 

Özlük Haklari ve Atamalar

-657’ye bagli devlet memurlarinda oldugu gibi, 2547 sayili Kanun’a bagli çalisan tüm ögretim elemanlari için de sicil uygulamasi kaldirilmalidir.

-Asker akademisyen uygulamasi baslatilmalidir. Askerlik görevini yapmayan ögretim elemanlarinin, ögretim elemani ihtiyaci olan üniversitelerde, Milli Egitim Bakanligi’ndaki asker ögretmen modelinde oldugu gibi, belli bir süre görevlendirme ile askerlik hizmeti yapmasi saglanmalidir.

-Üniversitelerdeki idari personel hakkindaki her türlü atama ve yer degistirme islemleri, seffaflik ölçüsünde MEB’de oldugu gibi, elektronik ortam üzerinden objektif puanlama sistemiyle gerçeklestirilmelidir.

-Doçentlik basvurularini degerlendirme süreci oldukça uzun sürmektedir. Bu durum birçok akademisyeni hem maddi hem de manevi olarak her bakimdan magdur etmekte ve çalismalarini verimsiz bir sürece itmektedir. Basvurudan sonra jürilerin belirlenmesi ve eser incelemesi en fazla 4 ay içinde, eserlerden geçen adaylarin mülakatlari ise en fazla 2 ay içinde yapilmalidir.

-Doçentlik sinavlari sesli ve görüntülü olarak kayit altina alinmalidir. Danistay kararlari da sesli ve görüntülü kaydin olmasi gerektigi yönündedir.

-Akademik yükselmelerde aranan yabanci dil sinavi kriteri belli dillerle sinirlandirilmamali, Türkiye’nin dünya ile entegrasyon süreci dikkate alinarak kapsam genis tutulmalidir.

-Akademik yükseltmelerde görev alan jüri üyelerinin keyfi uygulamalarini engellemek amaciyla Üniversitelerarasi Kurul’a (ÜAK) bagli olarak jüriler için de doçent adaylara etik kurula verme hakki taninmali, hukuki ve kurumsal girisimler gerçeklestirilmelidir.

-2547 sayili Yüksekögretim Kanunu’nun 13. maddesinin b bendinin 4. fikrasindaki, “Rektörler, gerekli gördügü hallerde üniversiteyi olusturan kurulus ve birimlerde görevli ögretim elemanlarinin ve diger personelin görev yerlerini degistirmek ve bunlara yeni görev vermek” ifadesi iptal edilmeli ve yerine objektif kriterler konulmalidir.

-Okuyan kadinlarda oldugu gibi, çalisan kadinlara da kilik kiyafet konusunda yapilan cinsiyet ayrimciliginin kaldirilmasi yönünde girisimler baslatilmalidir. Özgürlüklerin ilk adresi, üniversitelerdir.

 

Maas ve Ücretler

-Ögretim elemani ve idari personel gibi, üniversite çalisanlarinin maaslari artirilmalidir. Diger mesleklerdeki (saglik çalisanlari, güvenlik birimleri ve din görevlisi vb.) maas artislari üniversite çalisanlarina göre oldukça yüksek oranda gerçeklesirken, üniversite çalisanlarinin ücret artislari sinirli seviyede kalmistir. 2002’den bu yana üniversitelilerin bu beklentisi tam olarak karsilanmamistir.

-Ögretim elemanlarina, performansa göre ek ödeme yapilmalidir. Performans kriterleri açik ve seffaf olmalidir.

-Ögretim elemanlari için zorunlu ve maksimum ders yükünün azaltilip ders ücretlerinin artirilmasi yerinde bir uygulama olacaktir. Aksam ya da ikinci ögretim derslerinin en fazla saat 21:30’a kadar tamamlanmasi karari alinmalidir.

-Akademik jüri üyeliklerine ücret ödenmelidir.

-Üniversitelerde 2914 sayili Kanun’un 14. maddesi kapsaminda verilen gelistirme ödenegi üniversitelerdeki idari personele de ödenmelidir.

-Akademik personelin baska kurumlar için yaptiklari arastirma ve proje bedeli olarak aldiklari ücretten döner sermaye adiyla yapilan kesintiler oldukça yüksektir (vergilerle birlikte yüzde 45 civarinda). Bu oranin makul seviyeye çekilerek, akademisyenlerin mesru ölçüde daha fazla is üretmesinin önü açilmalidir.

 

ÖSYM Konusu

Özellikle son zamanlarda sorun yumagi olarak anilan ÖSYM’nin yapisi, personel kalitesi ve çalisma kosullari yeniden ele alinarak, kalite ve güven eksenli gerekli kararlarin ve tedbirlerin alinmasi gerekmektedir. Yasananlar, Türkiye’nin enerjisini ve sinerjisini bos yere tüketmekte olup, kamuoyu nezdinde de olumsuz bir imaj olusturmustur.

 

Yüksekögretim Kurulu’nun Yeniden Yapilandirilmasi

-YÖK’ün, egitimle, egitim çalisanlari ve yüksekögretimle ilgili konularda, yeni anayasa çalismalarinda kalite ve özgürlükten yana daha aktif olmasi gerekmektedir. 12 Eylül darbesinin ürünü olan mevcut anayasa Türk üniversitelerini temsil etmemektedir. 21. yüzyila hazirlanan Türkiye’nin demokratik degisimi üniversitelerin öncülügünde olmalidir.

-Yapilacak düzenlemelerde, yetkiler sahislarda degil, kurullarda toplanmali ve önemli kararlar kurullarda alinmalidir. 

-Özel girisimciler de, belirlenecek sartlara göre, üniversite açabilmelidir.

-2547 sayili Yüksekögretim Kanunu, 2809 sayili Yüksekögretim Kurumlari Teskilat Kanunu, 2914 sayili Yüksekögretim Personel Kanunu ve diger mevzuat yenilenmelidir.

-Özel statülü devlet üniversitesi, mütevelli heyetiyle yönetim, isletme hakkinin devri gibi yeni açilimlara müsait hale getirilmelidir. Çok kisa bir çerçeve yasasi çikarilmali ve yüksekögrenimin ana unsurlari düzenlenmelidir.

-Egitim, ögretim, akademik yükselmelerde tüm üniversitelerin uymasi gereken asgari kosullar Çerçeve Yüksekögretim Yasasi ile belirlenmelidir.

-Yüksekögretim Kurulu ve Üniversitelerarasi Kurul birbirinden ayrilarak, Yüksekögretim Kurulu ve Üniversitelerarasi Kurul’un görev ve yetki alanlari kesin hatlarla belirlenmelidir.

-Üniversite içi bütün seçimlerde akademisyenler, idari kadroda çalisanlar ve ögrenci temsilcilerine oy kullanma hakki verilmelidir.

-Yeni üniversitelerin personel ihtiyaci giderilmeli, fiziki imkânlari artirilmali, özellikle ilçelerde görülen ‘baraka üniversite’ konumundan bir an önce çikarilmasi için gerekli adimlarin atilmasi önemli bir girisim olacaktir.

Görüsmede, Memur-Sen Genel Sekreteri Günay Kaya, Memur-Sen Genel Teskilatlanma Sekreteri Metin Memis, Memur-Sen Genel Mevzuat ve Toplu Sözlesme Sekreteri H. Bayram Tonbul ve Genel Sekreterimiz Ahmet Özer de yer aldi.

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen