Zam Orani Yüzde 12 Olmalidir
Genel Baskanimiz Ahmet Gündogdu, kamu çalisanlarinin maaslarina Ocak 2009’da yüzde 12 zam yapilmasini istedi.
Gündogdu, Memur-Sen Genel Merkezi’nde bir basin toplantisi düzenleyerek, gündeme iliskin açiklamalarda bulundu. Kamu çalisanlarina 2008 yilinda yüzde 5.96 zam verildigini hatirlatan Gündogdu, buna ragmen enflasyonun yüzde 10.76 olarak gerçeklestigini söyledi.
Kamu çalisanlarinin Kasim ayi itibariyla enflasyon bazinda yüzde 4.8 alacagi bulundugunu, bu rakamin Aralik ayinda yüzde 5’i asacagini ifade eden Gündogdu, “Memur-Sen olarak 2008 yili enflasyon farki olarak yüzde 5, 2009 toplu görüsmelerinde birinci 6 ay için kararlastirilan yüzde 4 ve 2009 yili birinci 6 aylik dönemde olusacak yüzde 3’lük enflasyon farki tahminiyle birlikte Ocak 2009’da yüzde 12 maas zammi istiyoruz” dedi.
Toplu görüsmeler sonunda imzalanan mutabakat metninin gereklerinin yerine getirilmesi konusunda ‘gevseklik’ oldugunu kaydeden Gündogdu, bu konudaki adimlarin ivedilikle atilmasini talep etti.
Ek Ödemelerdeki Adaletsizlik Giderilmeli
Ek ödemelerle ilgili 399 Sayili Kanun Hükmünde Kararname’ye tabi KIT personeline adil davranilmadigini vurgulayan Gündogdu, bu konudaki magduriyetlerin biran önce giderilmesi gerektiginin altini çizdi. “Maiyetinde çalisan personele ek ödeme verilen yöneticiler ek ödemeden yararlandirilmayarak, hiyerarsik yapiyla örtüsmeyecek bir portre ortaya konmustur” diyen Gündogdu, “Ayni kariyere sahip farkli unvan gruplarindaki teknik sef ve müdür yardimcisi gibi benzeri unvanlarin da ek ödemeden faydalandirilmasini bekliyoruz. Bu konu, tüm çabalarimiza ragmen bugüne kadar çözümlenmemistir. Ayni kararname kapsamindaki yüksekokul mezunlarinin hak kayiplarinin biran önce giderilmesini, geriye dönük tahsilatin durdurulmasini ve bu kapsamda bulunanlarin diger statülerde istihdam edilen kamu görevlilerinde oldugu gibi 2008 yili zammindan ve ek ödemelerinden yararlandirilmasini talep ediyoruz” seklinde konustu.
Sivil Bir Anayasa Ertelenemez Bir Siyasi Sorumluluktur
Gündogdu, Türkiye’de yeni bir anayasaya ihtiyaç oldugunu belirterek, yeni anayasayla kamu çalisanlarina toplu sözlesme hakki taninmasini ve siyaset yasaginin kaldirilmasini istediklerini dile getirdi. Merkezinde milli iradenin konuslandigi, sivillesmeyi, demokratiklesmeyi ve özgürlesmeyi temel deger olarak benimseyen yeni bir Anayasa’yla yönetilme istegini yineleyen Gündogdu, sözlerini söyle sürdürdü:
“Kamuoyunun bu yöndeki beklentisini de ifade eden bu talebimiz, mevcut Anayasa’nin mini paketlerle degistirilmesi yöntemiyle karsilanmasi mümkün degildir. Kamuoyunun bu tür mini paketlerle oyalanmasinin, ülkemize, telafisi imkansiz zararlar içeren büyük faturalar çikaracagi öngörümüzü sizin araciliginizla ilgililerle paylasmak istiyoruz. Seffaf ve hesap verebilir devlet, özgür ve katilimci birey, demokrat ve özgürlükçü yönetim için yeni ve sivil bir Anayasa’nin yürürlüge konulmasi, kaçinilmaz ve ertelenemez bir siyasi sorumluluktur.”
Asgari Ücret Açlik Sinirinin Üzerine Çikarilmali
Devam eden asgari ücret tespit görüsmelerine de deginen Gündogdu, asgari ücretin vergi disi birakilarak, Kasim ayinda tespit ettikleri 816 YTL’lik açlik sinirinin üzerine çekilmesi gerektigini ifade ederek, “TÜIK’e göre, yilin üçüncü çeyreginde ekonomi yüzde 0.5 büyüdü. Bu, ekonominin durgunluga dogru yöneldigini göstermektedir. Bir baska ifadeyle, ekonominin canlandirilmasi gerekiyor. Bu gerekliligi yerine getirmek için en uygun araçlardan biri ise likiditenin arttirilmasidir. Krizi asmak ancak toplam satinalma gücünü, dolayisiyla toplam üretimi artirmakla mümkündür. Asgari ücret, tüm dünyayi etkisi altina alan küresel krizin etkisini azaltacak, iç talebin canlandirilmasina imkân saglayacak sekilde belirlenmelidir. Finans kuruluslarina mali destek sunan hükümetin, ekonomiye canlilik kazandirmak amaciyla, asgari ücretlilerin ve diger çalisanlarin satin alma güçlerini artirmaya dönük olarak asgari ücreti açlik sinirinin üzerinde olacak sekilde belirlemesi ve diger çalisanlarin maas ve ücretlerinde de bu orana paralel bir artis yapmasi fiili duruma uygun bir yaklasim olacaktir.
Istihdam artirmaya odakli politikalar yürürlüge konulmalidir. Bu kapsamda kamuya ögretmen, doktor, hemsire, memur ve hizmetli alimi yapilarak istihdam alaninda canlilik saglanmalidir. Gelir vergisi oranlari, çalisanlar açisindan 5 puan indirilmek suretiyle uygulanmalidir. GAP, DAP ve KOP gibi projeler suretle bitirilmeli yeni üretim ve istihdam alanlari açilmalidir. Profesyonel askerlik ve bedelli askerlik yeniden gündeme alinmalidir. Merkez Bankasi faiz indirimine gitmelidir. Üretime ve istihdama duyarli egitim sistemine geçilmelidir. Kayitdisilik kayit altina alinmali, lüks tüketim vergileri artirilirken, temel tüketim maddelerinden alinan vergilerde indirime gidilmelidir” degerlendirmesinde bulundu.
Çalisanlarin Nefesini Kesen IMF’yle Anlasma Istemiyoruz
Uluslararasi Para Fonu (IMF) ile Türkiye arasinda ilk anlasmanin imzalandigi 1958’den bu yana yarim asir geçtigini, bu süre içerisinde IMF’yle 19 stand-by anlasmasi imzalandigini animsatan Gündogdu, “Yeni bir stand-by anlasmasi için görüsmeler devam ediyor. Hükümetin, devam eden finansal krizi gerekçe göstererek IMF’yle anlasma yapma yönünde bir egiliminin oldugunu görüyoruz. Yapilan anlasmalarla sadece kendisine kazandirmayi hedefleyen IMF’yle yeni bir anlasma yapilmamasi çagrisinda bulunuyoruz. Ancak, biz dâhil olmak üzere kamuoyunun muhalefetine ragmen anlasma yapilir ve iddia edildigi gibi 20 milyar dolarlik bir kredi kaynagi saglanirsa, bu kaynak, bankalar ve diger finans kuruluslarina degil, özellikle basta KOBI’ler olmak üzere reel sektörü desteklemek ve satin alma gücü krize bagli olarak küçümsenmeyecek oranda düsen dar ve sabit gelirli çalisanlarin (isçi, memur, asgari ücretli ve emekli) ücretlerinde artis yapmak amaciyla kullanilmalidir. IMF, Güçlü Türkiye idealinin önündeki en büyük engellerden biridir. Krizden kurtulalim derken, paçamizi IMF’ye kaptirmak, ölümle sitma arasinda tercihte bulunmaktan farksizdir. Bu anlamda, IMF’yle stand-by anlasmasi yapmak yerine; milletin, sivil toplumun, kurumlarin, siyasetin, bürokrasinin birikim ve deneyimleri devreye sokulmali ve hazirlanacak kaynak paketleri, olusturulacak yeni uluslararasi pazarlar araciligiyla krizi gerçekten firsata dönüstürebiliriz. Aksi halde, IMF açisindan bir firsat ülkesi konumuna geliriz. Birilerinin dedigi gibi, IMF’nin hedefi nefes aldirmak degil, çalisanlarin ve üretenlerin nefesini kesmektir” seklinde sözlerini tamamladi.
