Yazı
Yazar : Ali DENİZ
2025-09-09 14:00:28
Görüntülenme
Soykırıma Ortak Olan Sessizlik
Ali DENİZ
Soykırıma Ortak Olan Sessizlik
Ali DENİZ

Yedi yüz gün… Tam yedi yüz gündür Gazze’nin üzerine ölüm yağıyor. Yedi yüz gündür çocuklar açlıktan ağlıyor, anneler yavrusunu koruyamadan can veriyor, babalar evlatlarının cansız bedenini enkaz altından çıplak elleriyle çıkarmaya çalışıyor. Yedi yüz gündür bir halk, dünyanın gözü önünde, bombalarla, açlıkla, susuzlukla, hastalıkla yok edilmeye çalışılıyor. Bu bir savaş değil, adı konmuş bir soykırımdır.

 

2,4 milyon insanın yaşadığı küçücük toprak parçasının yüzde 90’ı yıkıldı. Maddi kayıp 68 milyar doları aştı. Ama asıl kayıp; gülüşleri çalınan çocuklar, yarım kalan hayatlar, yok edilen aileler oldu.

 

Bu gerçekler, Filistin Diplomasi Merkezi (FİDE) ve Hükümet Medya Ofisi tarafından belgelenen rakamlarla gözler önünde: 73.731 insan şehit oldu ya da kayıp. 64.300’ünün cansız bedeni hastanelere ulaştı, 9.500 kişi hâlâ enkaz altında. Bunların 20 binden fazlası çocuk, 12.500’den fazlası kadın. Bir yaşını göremeden hayatı sönen 1.009 bebek, doğar doğmaz şehit edilen 450’den fazla yavru… 8.990 anne, 22.404 baba katledildi. 2.700 aile tamamen yok oldu, bazı ailelerden yalnızca bir tek kişi hayatta kaldı. Bu, bir halkı kökten silme iradesidir.

 

Şehit edilenler arasında 1.670 sağlık çalışanı, 248 gazeteci, 139 sivil savunma görevlisi, 173 belediye çalışanı ve 860 sporcu bulunuyor. 39.000’den fazla aile topluca katledildi. Ölümlerin yüzde 55’inden fazlası çocuklara, kadınlara ve yaşlılara ait. Açlık bir silah gibi kullanıldı: 376 kişi açlıktan öldü, bunların 134’ü çocuktu. Yardım malzemelerinin hatalı bırakılmasıyla 23 kişi, zorunlu göç kamplarında soğuktan 17 kişi – çoğu çocuk – hayatını kaybetti. Yetersiz beslenme yüzünden 12.000’den fazla düşük gerçekleşti, böbrek hastalarının yüzde 41’i tedavisizlikten can verdi.

 

Gazze’de 162.005 yaralı var. 19.000’i uzun süreli rehabilitasyon gerektiriyor. 4.800 ampütasyon vakası kaydedildi, her beşinden biri çocuk. 1.200 kişi felç kaldı, 1.200 kişi görme yetisini yitirdi. 429 gazeteci yaralandı, 48’i tutuklandı. 6.691 sivil ve 362 sağlık çalışanı zindanlara atıldı. Geriye 21.182 dul kadın, 56.320 yetim çocuk kaldı.

 

Eğitim de hedef alındı. 662 okul doğrudan vuruldu, 163 okul ve üniversite tamamen yok edildi. Okulların yüzde 95’i zarar gördü, yüzde 90’ından fazlası kullanılamaz halde. 13.500 öğrenci şehit edildi, 785.000 öğrenci eğitimden mahrum bırakıldı. 830 öğretmen ve 193 akademisyen öldürüldü. Bu, geleceğin öldürülmesidir.

 

İbadethaneler bile bombalandı: 833 cami yıkıldı, 180 cami ağır hasar aldı, 3 kilise tekrar tekrar vuruldu. 40 mezarlık yok edildi, 2.450’den fazla naaş mezarlıklardan çıkarılıp alıkondu. 268.000 konut tamamen yıkıldı, 148.000 ağır hasar aldı, 288.000’den fazla aile evsiz bırakıldı. 2 milyon insan zorla göç ettirildi, 273 sığınma merkezi hedef alındı. İnsanlar yalnızca evsiz değil, çadırsız bile bırakıldı.

 

Yardım da engellendi. 111.600 yardım kamyonu Gazze’ye sokulmadı. 46 yardım mutfağı, 61 gıda dağıtım merkezi bombalandı, 128 insani yardım konvoyu hedef alındı. Yardım almak için sıraya giren 2.362 sivil öldürüldü, 17.434 kişi yaralandı. 650.000 çocuk, 40.000 bebek açlıktan ölme tehlikesiyle yaşıyor. 22.000’den fazla hasta yurt dışında tedaviye ihtiyaç duyuyor, 5.200’ü çocuk. Ama sınır kapıları kapalı. 12.500 kanser hastası, 350.000 kronik hasta ve 107.000 hamile kadın ölümle baş başa.

 

Gazze’nin damarları da hedef alındı. 725 su kuyusu, 134 su projesi, 5.080 kilometrelik elektrik ağı, 2.285 trafo, 235.000 elektrik sayacı yok edildi. 700.000 metrelik içme suyu ve kanalizasyon hattı imha edildi, 3 milyon metreden fazla yol altyapısı yok edildi. Tarımın yüzde 94’ü, seraların yüzde 85’i tahrip edildi. Balıkçılık tamamen çöktü. Halkın nefes alacağı hiçbir kapı bırakılmadı.

 

Ve bütün bunlar olurken dünya sustu. Sözde insan hakları savunucuları körleşti, kulaklarını tıkadı. “Bir daha asla” diye nutuk atan Batı, 21. yüzyılın en büyük soykırımı karşısında sessizliğe gömüldü. Müslüman ülkelerin liderleri ise koltuklarına yapışarak acizliklerini tarihe yazdırdılar. Çocuklar açlıktan ölürken saraylardan sadece kınama açıklamaları çıktı. Bu sessizlik, bu eylemsizlik, bu acizlik soykırımın suç ortaklığıdır.

 

Ama denizlerden yükselen bir vicdan var: Sumud Filosu. Karadan kapatılan yollara inat, denizden insanlığın onurunu taşıyan gemiler. Bu gemiler sadece gıda değil; vicdan, umut ve direniş taşıyor. Her yelken zalimin suratına çarpan bir tokat, her dalga ablukayı parçalayacak bir çığlık.

 

Gazze’nin 700 günü, insanlığın kara lekesidir. Bu sınavda ya zalimin ortağı olacağız ya da mazlumun yanında dimdik duracağız. Bugün yapılacak en büyük görev, Gazze’yi gündemde tutmak ve Sumud Filosu’nun çabasını büyütmektir. Çünkü Gazze’yi yaşatmak, insanlığın onurunu yaşatmaktır.

 

Vesselam…

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen