Haber
2016-03-09 07:00:44
Akgün: Batıdan doğuya doğru bir güç kayması yaşanıyor

 

Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, “Orta Doğu sorunu, küresel, bölgesel ve devlet-toplum düzeyinde üç aşamada analiz edilebilir. Küresel sistem açısından eskiden beri hâkim olan Batı merkezi güç kaybetmeye başlamıştır. Batıdan doğuya doğru bir güç kayması olduğu görülmektedir. Difüzyona uğrayan bir gücün varlığı ve yeni bir yapılanmanın oluşumu görülüyor. Batı dışı yeni bir dünyaya doğru eviriliyoruz” dedi.



Eğitim-Bir-Sen Genel Merkezi’nde düzenlenen Kültür Sohbetleri programına katılan Prof. Dr. Birol Akgün, “Suriye, Orta Doğu ve Türkiye ” konulu bir sunum yaptı. Küresel sistemde bir kriz yaşandığına dikkat çeken Akgün, “İkinci kriz aslında bununla bağlantılı olarak bizim coğrafyamızda yaşanıyor. Küresel sistemdeki en kırılgan konumlardan biri bizim coğrafyamızda devam eden süreçtir. II. Dünya Savaşı sonrasında post kolonyal dönemde bu coğrafyada kurulan düzen, öyle halkların rızasına, olayına, meşruiyetine dayalı bir düzen değildi. Daha çok yukarıdan empoze edilmiş olan Batı çıkarları ile kendi çıkarlarını birleştiren müstevlilerin bölgede kurduğu seküler, otoriter rejimler aslında bağımsızlığını büyük mücadeleler sonunda kazanmış halkların varlıklarını yok saydılar. Sadece Cezayir’de bir buçuk milyonu aşkın insan bağımsızlığını kazanmak için şehit oldu. Ancak paradoksal bir biçimde bu coğrafyaların tamamında Batı’nın uydusu iktidarlar işbaşına geçtiler. Batı’nın çıkarları ile uyumlu bir jeopolitiğin bir parçası olarak Saddamlar, Esedler, Burgibalar gibi tipik seküler, otoriter sistemler ya da İslam kaynaklı monarşiler üzerinden idare edilen bir sistem inşa edildi” şeklinde konuştu.



Akgün, Orta Doğu’nun, bulunduğu konum itibarıyla stratejik bir yer olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: “Bu bölge, manevi, kültürel olarak büyük ülkelerin doğduğu bir merkezdir. İkincisi, enerji bakımından  önemli bir yer. Bölgenin dünya petrol rezervlerinin büyük bir kısmına sahip olması, bölgeyi sürekli iktidar çekişmelerinin odağına yerleştirmiştir. Nerede petrol kaynağı varsa, oranın başı beladan kurtulmuyor. Bu önemli materyalleri koruyacak gücünüz de yoksa, o zaman birilerinin çıkarlarının kurbanı haline geliyorsunuz. Bu durumun en tipik halini de Orta Doğu’da görüyoruz. Su yolları gibi kaynaklar da bu bölgede bulunuyor. Cebelitarık’tan başlayıp, Süveyş Kanalı’ndan, Yemen’den Malezya’ya, Malakka Boğazı’na  kadar uzanan çizgiler dünyada en önemli geçiş yollarıdır.”




 

Birleşmiş Milletler krizleri çözmekte yetersiz

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin dünya krizine karşı yeterince ilgi göstermediğini dile getiren Akgün, “BM Güvenlik Konseyi, şu aralar dünya gündemini yoğun şekilde meşgul eden Suriye ve Ukrayna konularını ele almaktan çekiniyor. Suriye’de 300 bini aşkın insan hayatını kaybetti. Tüm dünyaya 4 milyon mülteci ihraç edildi ve bir 4 milyon insan da Suriye içinde yer değiştirdi. Ama tüm bunlara rağmen BM Güvenlik Konseyi üzerine düşeni yapmadı. BM Şartı’na göre hiçbir ülke güç kullanarak başka bir ülkenin toprağını kendi ülkesine ilhak edemez. Bu, çok temel uluslararası bir hukuk kuralıdır. Ancak Rusya, tüm dünyanın gözü önünde Kırım’ı kendi toprağı haline getirdi. Aynı şekilde Ukrayna’nın üçte biri Rusya’nın işgali altındadır. Şimdi Rusya aynı şeyi Suriye üzerinde yapmaya çalışıyor. Dünya yönetişim krizi çözülmediği sürece şu an yaşanan krizler daha da artacak. Ya büyük devletlerin birbirleriyle sürtüşmeye girdiği coğrafyalarda ya da kendi içerisinde sorun yaşayan ülkelerin tekrar sisteme geri kazandırılması konusundaki alanlarda krizler yaşanacak. Önümüzdeki yirmi, otuz yıl boyunca dünya bu krizleri çözmekle uğraşmak zorunda kalacak” ifadelerini kullandı.




 

Suriye’nin toprak bütünlüğü korunmalıdır

Kontrollü kaos üzerinden sınırların tekrar çizilmek istendiğini belirten Akgün, “Bölge ülkeleri, dışarıdan müdahaleye açık hale getirildi. Bu bölgede küçük devletçikler kurulmak isteniyor. Bunun için bölgedeki büyük İslam ülkelerinin mezhep farkı gözetmeksizin bir araya gelerek direniş hattı oluşturmaları gerekmektedir. Toprak bütünlüklerini koruyabilmek için bu direniş hattı şarttır. Suriye’de bir geçiş dönemi yaşanacak ve Esed süreç sonunda mahkûm olacaktır. Süreç sonunda Suriye’de federatif bir yapı kurulmak isteniyor. Direniş hattı, Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumaktan geçiyor” diye konuştu. 


 

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen