Haber
2012-11-30 06:33:46
Başörtüsüne Özgürlük İçin TBMM Önünde Eylem Yaptık

Başörtüsüne özgürlük için TBMM Çankaya Kapısı önünde eylem yaparak, yasağın kamunun her alanında kaldırılması için iktidar ve muhalefet partilerinin yanı sıra sivil toplum örgütlerine bu alanda ortak çalışma yapmaları çağrısında bulunduk.

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Genel Yönetim Kurulumuz, Şube yöneticilerimiz, üyelerimiz, Memur-Sen ve bağlı sendikaların yöneticilerinin katıldığı eylemde basın bildirisini Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Arife Topçuoğlu okudu.

Başını örten vatandaşlarına savaş açanlar tarafından, en temel haklarından mahrum bırakılmak için konulan yasağın kaldırılması için eylem yaptıklarını ifade eden Topçuoğlu, duvarlarında, egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu yazılı olan TBMM’nin, milletten gelen bu talebe kulaklarını tıkamadan, gereğini yapması gerektiğini söyledi.

İkna odalarında tehdit edilmiş, onurları, kalpleri kırılmış bu ülkenin öz çocuklarının haykırışı olarak burada toplandıklarını kaydeden Arife Topçuoğlu, “İnancından dolayı başlarını örttükleri için hala ‘parya muamelesi’ gören bizlerin itirazı var. Sahip olduğumuz en temel haklarımızın yasaklanmasına itirazımız var. İnsan doğasının itirazı var. Dünyanın en şerefli, en onurlu, en mükemmel varlığına yapılana bakın. Karanlık, kibirli güç odakları çıkarlarını korumak için giriştikleri kavgayı, inancımızın gereği olan başörtüsü üzerinden yürütüyorlar” dedi.

Şiddet gördüğü için koruduğu kadının başını kapatarak TBMM’ye gelmesini, kamu hizmetinde görev almasını yasaklayarak bizzat devletin şiddet uyguladığını vurgulayan Topçuoğlu, şöyle devam etti: “Üniversitede rektörlerin lütfuyla başlarını örtebilen kızlarımız, başlarını açmadan kamuda görev yapamıyorlar. Bu cinsiyet ayrımıdır. Bu ayrıma son verilmesi için çok bedel ödedik, bundan sonra ödemek istemiyoruz. Türkiye bu ayıptan kurtulmalı, kadınları inançlarını yaşama konusunda sınırlamaktan vazgeçmelidir. Anayasa’da bulunmayan bir yasak, iç tüzük, yönetmelik hatta genelge gibi anayasaya uygun olması gereken düzenlemelerle var ediliyor. Anayasa’da korunan bir hak, yönetmelikle yok sayılıyor. Artık yeter! Aklımıza, ruhumuza giydirilmeye çalışılan deli gömleklerine ‘hayır’ diyoruz.”

Başörtüsü yasağının, sadece kadın-erkek eşitliğine değil, kadın-kadın eşitliğine de aykırı bir uygulama olduğunu dile getiren Topçuoğlu, başını örten kadınlar TBMM’ye giremezken, kamuda görev alamazken, onunla aynı inancı taşıyan erkeğin ve hemcinsi olan başı açık kadının memur olabilmesi, milletvekili seçilmesinin kendilerine adil gelmediğini, bunun devlet eliyle kadına yönelik ayrımcılık ve şiddetten başka bir şey olmadığını kaydetti.

Seslerini duyurmak için geldikleri TBMM’de yıllar önce Merve Kavakçı’ya haddinin bildirildiğini hatırlatan Topçuoğlu, “Çünkü O başörtülüydü. Milletvekilliği başörtüsü gerekçe yapılarak gasp edilmişti. Türkiye kendi insanına bunları yaparken, Avrupa’da başörtülü kadınlar bakan, milletvekili, belediye başkanı seçildiler, seçiliyorlar” şeklinde konuştu.

Bürokratik oligarşinin bir dayatması olarak başlayan başörtüsü yasağının, vesayetin zincirlerinin ve kelepçelerinin kırılıp, kirli oyunlarının bozulmasına karşın devam etmesinin kabul edilebilir bir durum olmadığını söyleyen Arife Topçuoğlu, “Bürokratik oligarşinin getirdiği yasakların hala hayatımızı yönetmesi sona ermelidir. Referandum süreciyle başlayan demokratikleşme ve özgürlükçü çabaları hem destekledik hem de hızlandırdık. Bu çabalar, 28 Şubat sürecinin dayatması kesintisiz eğitimin ve okullardaki tek tip kıyafet dayatmasının kaldırılmasını sağladı. Bunlar önemli adımlardır. Bu adımları, daha fazla gecikmeden kamuda başörtüsü yasağının kaldırılması takip etmelidir” ifadelerini kullandı.

Başörtülü kadınların sahip olduğu değerleri, birikim ve eğitimlerini görmezden gelen uygulamaların son bulması çağrısında bulunan Topçuoğlu, “Toplumsal hayatın hiçbir aşamasında sorun olarak görülmeyen başörtüsü, toplum mühendisleri eliyle sorun haline getirilmiştir. Biz sorunu, onu var eden yasağı bitirerek çözmek için buradayız” dedi.

Gerek İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde din ve vicdan özgürlüğü kapsamında başörtüsü serbestisinin açıkça ifade edildiği halde, bu pazarlık edilemez temel insan hakkın, bugüne kadar “hukuksuzların egemenliği”yle gasbedildiğini vurgulayan Arife Topçuoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Egemenlerin insafsız iradesiyle biçimlenen devlet memurları kanununun, ‘Adaylık Devresi İçinde Göreve Son Verme’ başlıklı 56. maddesi hükmünü ve diğer madde hükümlerini keyifleri istemediği için, kalpler ve kalemler titremeden uygulanması sonucu sayıları on binleri aşan aday memur ve kamu görevlisinin işlerinden olmasını yakın tarihimiz bir utanç levhası olarak yazmıştır. Çağdaşlaşma adına elimizden alınan, alınmaya devam edilen haklarımız var. Ve biz bu süreci durdurmak, gasp edilen haklarımızı almak, asli doğamızla hak ettiğimiz, özgür ve kendine yeten bir hayat istiyoruz.”

Serbest mesleklere mensup kadınların çalışma hayatı önünde de kıyafet yönetmeliğinin büyük bir engel teşkil ettiğini kaydeden Topçuoğlu, kadınların inançları doğrultusunda giyinme hakkının teminat altına alınmasını istedi. 

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen