Örgütlü dayanışmayla eğitim çalışanlarının her türlü hakkını koruma temel amacının yanında, eğitimi memleketin kültür ve irfan davasında bir değer ve ideale dönüştürme mücadelesi içinde olan Eğitim-Bir-Sen, 14’üncü kez genel yetkiyi üstlenmenin onur ve iftiharını yaşamaktadır.
Her yıl 15 Mayıs’ta Çalışma Bakanlığımızın ilgili taraflarla müştereken yürüttüğü ve sendikalı çalışanların sayı ve tasnifini kayıt altına alan yetki tespiti süreci tamamlandı. Sendika üyesi kamu görevlilerinin Milli Eğitim Bakanlığı ve devlet üniversitelerindeki sayılarını tespit için yapılan toplantılar tamamlanarak mutabakat metinleri imzalandı.
Resmi kayıtlara göre Eğitim-Bir-Sen’in, üye sayısını hizmet kolunun her alan ve kademesinde artırarak kökleştiği zirvede, Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü ve sendikası olduğu bir kez daha kabul ve ilan edilmiştir.
421 bin 671 olan üye sayımız yaklaşık 7 bin artırarak 428.632’ye çıkmıştır. Böylece eğitim çalışanları tarafından 2011’de sendikamıza tevdi ve teslim edilen temsil yetkisi, 14’üncü kez tescil edilmiştir.
Bu tescil, eğitim camiamızın takdir ve teveccühüyle birlikte, eğitim çalışanlarıyla her konuda bütünleşen sendikamızın köklü, kararlı, tutarlı, gerçekçi, istikrarlı anlayış ve mücadele yönteminin de tescili anlamına gelmektedir. Tahsis edilen zamanlar tesis edilen güveni müesses kılmıştır.
Eğitim-Bir-Sen’in başarısı evvela eğitim meselesini ülke ve dünya gerçekliklerine uygun usul ve içerikle, insanımızın kültür, yaşantı ve tasavvurlarıyla bütünleşerek ele almasındadır. İsabetli teşhisler, gerçekçi çözümler, samimi gayret ve mücadelesindedir.
Deprem ve 15 Temmuz direnişinde olduğu gibi, söz konusu vatan ve milletin ikbali, istikbali ise, canımızı dişimize takarak sorumluluk aldığımızı, aldığımız sorumluluğun gereğini, işi savsaklamadan yerine getiren bir teşkilat olduğumuzu herkes gördü.
İnsanımızın gerek salgın döneminde, gerek Öğretmenlik Meslek Yasası’nda ve gerekse depremde bütün varlık, yetenek ve imkanımızla, yanına ve yardımına koştuğumuzu görmesi bize olan haklı teveccüh, sevgi ve güveni büyüterek yinelemiş, Eğitim-Bir-Sen’i bir kez daha hak aramanın merkezi, milli dayanışmanın adresi yapmıştır.
Eğitim-Bir-Sen’e olan teveccüh, akla, ilme, millete, tarihe, kültüre, hayata olan teveccühtür. Bize teveccüh birliğe, bütünlüğe, dayanışmaya, kardeşliğe, güvene yöneliştir. İmana, umuda, bilgiye, duyguya, değerlere, huzura yöneliş…
14 Şubat 1992’de eğitimci, şair, yazar Mehmet Akif İnan ve arkadaşları tarafından eğitim çalışanlarının hak ve menfaatlerini en iyi şekilde korumak ve geliştirmek amacıyla kurulan Eğitim-Bir-Sen, 33 yıldır kazanımlarla dolu köklü mücadele geçmişiyle, milli irade ve demokrasinin önündeki engelleri aşarak sendikacılığın yüz akı, milli iradenin teminatı olmuştur. Faaliyetini sadece eğitim çalışanlarının daha fazla özlük hakları kazanımıyla sınırlamayan sendikamız, hep kötü hatıralarla anılan sendikacılığımıza, yerli bir duruş, milli bir duyarlıkla ilmi, akademik, sosyal, kültürel, sanatsal boyutlar ve ufuklar kazandırmıştır.
Önemli olanın, sahnede teneke çalmaktan başka hünerleri olmayan kimilerinin hakikati gizleme boş çabalarına kanmadan, kapılmadan, gerçekleri manasız laf cambazlıklarıyla istismar etmeden, insanımızın teveccühüne şimdiye kadar mazhar olduğumuz gibi, bundan sonra da hakkıyla layık olmaktır. Bu sebeple kuruluşumuzdan bu yana ahlaki ilkeye dönüştürdüğümüz gibi bundan sonra da toprağımıza yabancılaşmadan, insanımızla aramıza mesafe koymadan doğru bildiğimiz yolda yürümeye devam edeceğiz.
Bu yol genelde insanımızın özelde eğitim çalışanlarının elde ettiği maddi, manevi kazanımlarla refahı ve mutluluğu artırma yoludur.
Etkili olmakla kazandığımız yetki, yetkili olmakla sürdürdüğümüz etki sonucu Eğitim-Bir-Sen, kendine has sendika modelini artık tarihe ve küresel ölçekte bütün yeryüzü coğrafyasına mal olacak tarzda teşkil etmiştir.
Bu üslup ve modelin ana esprisi, evvela üyeleriyle organik bütünlük ve kaynaşmayı sağlamak, sağlamlaştırmak, milletinden ve medeniyet değerlerinden uzak düşmemek, toprağına yabancı olmamak, dünyayı, hayatı, toplumu dikkat ve rikkatle gözlemek, kök değerlerinden taviz vermeksizin kendini yenileme becerisini göstermek, birlikte başarmanın haz ve heyecanını duymaktır.
Elde ettiğimiz haklar, ürettiğimiz kazanımlarla, yeni ufuklardan yeni umutlara yürüyüşümüzde ‘Eğitim-Bir-Sen’siz olmaz’ diyerek bizimle bütünleşen bizi zirveye yerleştiren, zirvede kökleştiren üyelerimize binler kez, 428 bin 632 kez teşekkür ederiz.
Bugün üyelerimiz bizimle, biz üyelerimizle omuz omuza daha güçlüyüz. Yarın hep birlikte Türkiye olarak daha güçlü olacağız!