Haber
2012-12-01 06:33:47
Eğitim-Bir-Sen Tüzük Tadil Kongresi Yapıldı

Eğitim-Bir-Sen Tüzük Tadil Kongresi, Başkent Öğretmenevi’nde yapıldı. Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Ahmet Özer’in açılış konuşmasıyla başlayan kongrede, daha sonra verilen önerge doğrultusunda divan oluşturuldu. Divan Başkanı Halit Ortaköy, Tüzük Tadil Komisyonu için verilen önergeyi delegelerin oyuna sundu. Önergenin kabul edilmesiyle oluşturulan komisyon, çalışmalarına başlarken, kongre Genel Başkan Ahmet Gündoğdu’nun konuşmasıyla devam etti.

 

 Batı Medeniyeti Öldürmeyi, İslam Medeniyeti İse Yaşatmayı Esas Almaktadır

Açılışta konuşan Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, kendilerinin sendikacılığı para biriktirme, şöhret olma, siyasete atılma ve bürokraside mevzi kazanma gibi kuru bir dava olarak görmediklerini belirterek, insan merkezli sendikacılık yaptıklarını, demokrasiyi yeşertmek, medeniyet değerlerimizi yaşatmak için sendikacılık yaptıklarını ifade etti. Dünyadaki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Gündoğdu, Batı medeniyetini iki yüzlülükle suçladı. Gündoğdu, ABD’yi görmeden, onun yaptığı şeytanlıkları görmeden sendikacılık yapılamayacağını dile getirdi. Obama’nın babasının adının Hüseyin üzerinden sempati üretildiğini ancak bu sempatinin doğru olmadığını İsrail’in Gazze’ye yaptığı saldırıya destek vermesinden de daha iyi anlaşıldığını söyledi. Ahmet Gündoğdu, “Kapitalizm, Siyonizm ve emperyalizmle İslam medeniyetinin arasındaki fark öldürmek ve yaşatmaktır. Batı medeniyeti öldürmek, İslam medeniyeti ise yaşatmayı esas almaktadır. M.Akif Ersoy batı medeniyeti için ‘Tek dişi kalmış canavar’ diyor. Akif’e göre Batı Medeniyeti ikiyüzlüdür, kahpedir. Kuvvete dayanan, zayıfı ezen, kendinden başkasına yaşam hakkı vermeyen bu medeniyet yüzsüzdür. İslam Medeniyetine göre ise bir insan’ın ölümü kainatın ölümü; bir insan’ı yaşatmak, kainatın yaşatılması demektir. Osman Gazi “Bizim davamız kuru bir kavga ve cihangirlik davası değil, İla-yı Kelimetullahtır, Allah’ın Dini’ni yüceltmektir.” diyor. Osman Gazi burada bize sesleniyor, biz de 20 yıldır bu sese kulak veriyoruz. M. Akif İnan, ” Anamı sorarsan Büyük Doğu’dur, Batı ki sırtımda Paslı Bıçak’tır” diyor ve batının teknolojisine, teknolojik okur-yazarlığına karşı olmak değil, materyalist batı düşüncesi ve zehrine karşı ‘uyanık olma’ çağrısı yapıyor.

 

Batı Medeniyeti Düşmansız Ayakta Kalamaz

Filistinlilerin zaferini kutladığını dile getiren Gündoğdu, kendilerinin Filistinliyiz, Gazzeliyiz demekten gurur duyduklarını ifade etti. Gündoğdu, “Kudüs ve Mescid-i Aksa Şairi M.Akif İnan ‘Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde, Götür Müslüman’a Selam diyordu, Dayanamıyorum bu ayrılığa, Kucaklasın beni, İslam diyordu.’  dizeleriyle İslam Medeniyeti’ne vurgu yapıyordu. Filistinli kardeşlerimizin zaferini kutluyorum; her zaman ‘hepimiz Filistinliyiz, Gazzeliyiz, Kudüslüyüz’ demekten gurur duyduğumuzu da buradan haykırıyorum. Batının, batı medeniyetinin demokrasi anlayışı da ikiyüzlüdür, çifte standartlıdır. Batı emperyalizminin oyun ve tuzaklarına karşı her zaman uyanık olmalıyız. Batı medeniyeti düşmansız ayakta kalamaz. Ülkemiz ve insanımıza karşı; medeniyet ve kültürümüze karşı her dönem farklı metodlarla saldırılarda bulunmuşlardır. Cumhuriyetin ilk yıllarında din değiştirmeye ve ırk değişimine zorlamışlardır. Bunun savunucusu Abdullah Cevdet’tir. O’nun batı hayranlığı hıristiyan olmayı ve ‘damızlık Erkek’ ithal etmeyi beraberinde getiriyordu. İnsanımız bu sufli oyunları elinin tersiyle itmiştir. Sonra dinin içini boşaltma gayretleri gelmiştir. Baskılar, zulümler, ezanın Türkçe okutulması, camilerin ahır yapılması gibi birçok acı olay yaşanmıştır. İnsanımız 1950 seçimiyle de bu elbiseyi giymeyeceğini haykırmıştır.” şeklinde konuştu.

 

12 Eylül Referandumuyla Her Şey Bitmedi

Ahmet Gündoğdu Batı ve onun işbirlikçilerinin her zaman ve her dönemde yeni şer vizyonunu ortaya koyduğunu dile getirerek, “Sanmayın ki 12 Eylül referandumuyla her şey bitti, sanmayın ki onlar ideallerinden vazgeçtiler. Emin olun ‘yeni bir kaos senaryosu’ ile milletin değerleriyle, medeniyetimizle, kültürümüzle, inançlarımızla kavga etmenin yollarını planlayanlar hiç bitmeyecek. Önemli olan bizim ne yaptığımız ve ne yapıyor olduğumuzdur.” şeklinde konuştu.

 

28 Şubat Postmodern Darbesi Cumhuriyet Tarihinin En Acımasız Darbesidir

Gündoğdu, “60 darbesi, 70 muhtırası, 80 darbesi gibi darbeler dönemi periyodik olarak hep devam etti. Rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ‘teşebbüs hürriyeti, inanç hürriyeti, fikir ve ifade hürriyeti’ serbestliği adına 163. Madde’yi kaldırmasıyla darbeciler, ‘İrtica’ kavramını yeniden sahaya sürerek ‘İrticacı’ avına çıktı ve kirliliğe devam ettiler diyen kaydetti. Ahmet Gündoğdu, 28 Şubat postmodern darbesinin ise Cumhuriyet tarihinin en yıkıcı, enkirli ve enacımasız darbesi olduğunu dile getirdi. Gündoğdu, “Bu dönem; en büyük soygunların yapıldığı, bankaların içinin boşaltıldığı, katsayı engeli ve başörtüsü yasağıyla da millete  ‘had bildirilmeye’ devam edildiği dönemdir. 2002 de milletin tokadı ve bunu içine sindiremeyen asker, bürokrat, medya, sözde sendika oligarşisi… Ayışığı, Balyoz, Sarıkız, Ergenekon Örgütlenmeleri, önce Cumhurbaşkanlığı Seçimlerine müdahale; sonra 27 Nisan e-muhtırasıyla planlarına devam ettiler. Hükümetin ve gerçek sivil toplum örgütlerinin ‘sivil muhtırasıyla’ bir oyunun daha bozuldu ve vesayet tokmağı, batının uşaklarının kafasına indirildi. Her ne kadar Eğitim-Bir-Sen 20, Memur-Sen 18 yıldır var olsa da antidemokratik süreçlere müdahale etme gücünü ancak 2000 yılından sonra elde edebilmiştir. Ortak Akıl mitingleri, referandumdaki rolü, kesintili eğitimdeki öncülüğü bu gücünün en somut örnekleridir” dedi.

 

Biz Önce İnsan, Özne İnsan Diyoruz

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Türkiye’de sendikacılığın ya kutsal devlet, derin devlet ve bu devlete karşı bireyin itaati ve görevlerinde devlete-güce yanaşmalık şeklinde gerçekleştiğini ya da milletin inancına ve devletine düşmanlık şeklinde gerçekleştiğini söyledi. “Biz önce insan, özne insan diyoruz, milletin devletini önemsiyoruz ve devletin insana karşı görev ve sorumluluklarını önemsiyoruz.” diyen Gündoğdu, bunun için bu ülkenin geleceğini kurtarmak adına büyük başarı ortaya koyduklarını söyledi.

 

Büyük Fotoğrafta Biz ve Diğer Sendikaların Yaklaşımı

Türkiye’deki değişimlerde kendilerinin ve diğer sendikaların tutumlarına ilişkin örnekler veren Ahmet Gündoğdu, kendilerinin illegal örgütlerin karşısında solundakilerin ve sağlarındakilerin yanında; Medeniyet Değerlerinde kendilerinin yanında, solundakilerin karşısında, sağındakilerin töreye bağlı; kendilerinin darbelerin karşısında, sollarındakilerin gizli ortak, sağlarındakilerin töre gereği yanında olduğunu; referandumda kendilerinin Evet, sollarındakilerin Hayır sağlarındakilerin Hayır dediğini; Toplu Sözleşmede kendilerinin Evet sollarındakilerin Hayır sağlarındakilerin Hayır dediğini; Katsayı engelinde kendilerinin Kalksın sollarındakilerin Kalsın, sağlarındakilerin Renksiz kaldığını; Kamuda başörtü serbestliğinde kendilerinin Evet, sollarındakilerin Hayır sağlarındakilerin Törem bilir dediğini, devlet yasaklıyorsa vardır bir hikmeti dediğini; millet iradesi noktasında kendilerinin Evet sollarındakilerin Hayır, sağlarındakilerin Paşam bilir dediğini; din eğitiminde kendilerinin Evet, sollarındakilerin Hayır, sağlarındakilerin partim bilir; Milli Güvenlik dersi için kendilerinin Kalksın, sollarındakilerin Kalksın, sağlarındakilerin Kalsın dediğini; andımızın kaldırılması için kendilerinin Kalksın, sollarındakilerin Kalksın, sağlarındakilerin Kutsaldır Kalsın dediğini; Yeni Kılık Kıyafet Yönetmeliğinde kendilerinin Yetmez ama Evet, sollarındakilerin İçinde İ.H.L. ve başörtü geçen yemeğe de ilaca da Hayır, sağlarındakilerin yoksulluk olmasa özgürlükçü olacağım dediğini; kardeşliğimiz için kendilerinin Hz.Ali’nin deyimiyle; ‘İnsanlar senin ya dinde kardeşin, ya da hilkatte(yaradılışda) eşindir’, sağlarındakilerin ‘Herkes Türktür, Tanrı Türkü korusun’, sollarındakilerin Tanrı, Kürtleri ‘herkes Türktür, Kürt yoktur’ diyenlerden rövanş almak için yarattı’ dediğini kaydetti.

Milletle Birlikte Yazacağımız, Yöneteceğimiz ve Sahneye Koyacağımız İlk Senaryo Yeni Anayasadır

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu konuşmasını şöyle sürdürdü: Artık Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen ailesi ve milletimiz bu ülkenin ve değerlerimizin aleyhine yazılmak istenen her türlü senaryoyu daha yazılmadan, önlemelidir. Bunun için bizim medeniyet ve kültür davamız çerçevesinde yeni projeler, yeni senaryolar ve yeni oluşumlar geliştirmemiz, ortaya koymamız gerekiyor. Dün sendika nedir diye biz soruyorduk, bugün sendikanın ne olduğunu bize soruyorlar. Dün hakkımızı arayacak mekan ve merkezler peşindeyken, bugün hakkını arayanlar bizi merkez olarak görüyor, hakkımızı sadece siz savunabilirsiniz diyorlar. Dün üye kaydedecek temsilci azlığı yaşıyorduk, bugün on binlerce üyemiz yeni üyeler kaydediyor. Çünkü; ortada alın teriniz var, eserleriniz var. Çünkü siz katsayı zulmünü bitirdiniz. Çünkü siz kesintisiz eğitim dayatmasına son verdiniz, eğitime özgürlüğü getirdiniz. Çünkü siz okullar kışla olmayacak dediniz, milli güvenlik dersini kaldırttınız. Çünkü siz anti demokratik ve pedagojik olmayan müfredatı değiştirttiniz. Çünkü siz Din Kültür değildir diyerek okullara Kur’an ve Siyer dersini koydurdunuz. Çünkü siz Kur’an yasaklanamaz diyerek Kur’an kurslarının kapılarını çocuklarımıza açtınız. Çünkü siz imam hatipler kapatılamaz dediniz imam hatiplerin orta kısımlarını yeniden açtınız. Çünkü siz kızlarımızın başını açamazsınız dediniz imam hatipli kızlarımıza başörtüsü özgürlüğü hediye ettiniz. Çünkü siz görüşme varsa biz yokuz deyip toplu sözleşme düzenini getirdiniz. Çünkü siz ben varım, biz varız, hep birlikte varız  dediniz. Çünkü siz toplu sözleşmeye de toplumsal sözleşmeye de evet diyerek milletin iradesine sahip çıktınız. Çünkü biz hepimiz hep birlikte varız dedik. Varlığımız dosta güven, mazluma umuttur; düşmana korku, zulme tehdittir. Artık senaryoyu yazacak olan da, yönetecek olan da, sahneye koyacak olan da biziz. Bu çerçevede milletle birlikte yazacağımız, yöneteceğimiz ve sahneye koyacağımız ilk senaryo Yeni Anayasadır. Bu senaryoda; Kadınlara kamuda başörtüsü serbestîsi var. Bu senaryoda başörtülü milletvekilleri var. Bu senaryoda siyaset yapan kamu görevlileri var. Bu senaryoda grev hakkı olan kamu çalışanları var. Bu senaryoda görevi insana hizmet, hedefi insan onuru olan devlet var. Bu senaryoda her türlü etnik yapının birlikte rol aldığı kardeşlik sahnesi var. Bu senaryoda Türkiye vatandaşlığında buluşma ve büyük Türkiye idealini gerçekleştirme var.

Bu senaryonun 231 bin başrol oyuncusu var. Yarın 300 bin sonra 500 bin olacak. Küçük engelleri hayal dünyamızda büyütüp takılıp kalmayacağız. Hep birlikte bazen engellerin üzerinden atlayarak, bazen engelleri tamamen kaldırarak yolumuza devam edeceğiz. Bu senaryonun final sahnesinden dün kopanlar yarın geri gelecek. Bugün bilmeyenler yarın ben de geldim diyecek. Herkesi kucaklayacak kadar sevgimiz, herkesi mutlu edecek kadar gücümüz, herkese yetecek kadar sözümüz var.  Çünkü sevgimizi de, gücümüzü de, sözümüzü de kaynağını Rızayı kazanmayı esas alan medeniyet değerlerimizden ve milletimizden alıyoruz.  Bu davada kimin başta olduğunun hiçbir önemi yok, herkesin boşta olmamasının boş durmamasının önemi var. Bu davanın yeni bir yol haritasına ihtiyacı yok, asırlar önce çizilmiş yol haritasından sapmayacak adanmışlara ihtiyacı var. Yolunuz ve yolumuz açık olsun. Allah yardımcımız olsun. Allah’a emanet olun.

 

 

Tüzük Tadil Kongresi

Kongre sonucunda sendikamız tüzüğü yenilendi. Başbakanlık mevzuat hazırlama yönetmeliği doğrultusunda madde numaraları, madde başlıkları fıkra ve bendlerin numaralandırılması, bahsi geçen yönetmelik hükümlerine uygun olarak yeniden düzenlendi. Bunun yanında 4688 sayılı kanunda 6289 sayılı kanunla getirilen değişiklikler gereği zorunlu düzenlemeler gerçekleştirildi. Bu kapsamda 6356 sayılı (yeni) sendikalar ve toplu iş sözleşmesi kanunu hükümleri de göz önüne alındı. Yine son olarak 4. Olağan Genel Kurul’daki tüzük değişikliğine yönelik Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın tavsiyeleri dikkate alınarak buna ilişkin düzenlemeler de yapıldı. Sendikamızın yeni tüzüğü Tüzük Tadil Kongresi Genel Kurulu’nda oy birliğiyle kabul edildi.

 

Tüzük Tadil Kongresi’nin sendika yasanın değişmesiyle gündeme geldiğini anlatan Gündoğdu, yasanın geç çıkmasını eleştiren bir konfederasyon olarak, tüzük değiştirmek için genel kurul süresini beklemenin doğru olmayacağını ifade etti. Sendikal yapıda bazı unvan ve tanımlarda sıkıntı olduğunu söyleyen Gündoğdu, görev unvanlarının yeniden düzenlenmesini düşündüklerini kaydetti. Genel Kurul süresinin 4 yıla çıkarılmasını delegelerin kabul etmesi halinde buna uyacaklarını, kabul edilmemesi halinde yollarına devam edeceklerini kaydetti. 

Uluslararası örgüt kurma hakkıyla Gençlik Komisyonu oluşturulmasının da gündemlerinde olduğunu belirten Gündoğdu, ITUC ve ETUC’a müracaatlarının, buradan Brüksel’e gidenlerin kılavuzluğunda gerçekleşmediğini söyleyen Gündoğdu, uluslararası örgüt kurma ve üye olma hakkının kabul edilmesiyle bu engeli de aşacaklarını ifade etti. Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen’in, Van depremi sonrası başlattığı yardım kampanyası, Myanmar’daki Müslümanların katliamını duyurmak için gerçekleştirdiği etkinlik ve başlattığı yardım kampanyasının yanı sıra Samsun’daki selzedelerin yardımına koştuklarını belirten Gündoğdu, bir bütün olarak Memur-Sen’in her kademesinin seferber olduğunu kaydetti. Bangladeş’te Mehmet Akif İnan adına bir yetimhane yapacaklarını söyleyen Gündoğdu, oradaki Müslümanların ve yetimlerin yardımına koşmanın savundukları değerlerin bir gereği olduğunu belirtti.

 

Ahmet Özer: Bizler, atiye yürümeyi tercih ettik, bütün planlarımızı ona göre yaptık

Tüzük tadil genel kuruluna katılmak üzere Anadolu’nun dört bir yanından gelen Şube yöneticilerine teşekkür eden Ahmet Özer, “Sendikacılığa değişim ruhunu, değişim heyecanını getiren bu ülkenin dönüşümün öncüleri, siz değerli yol arkadaşlarımızla bir araya gelerek heyecanımızı paylaşmamız, hep birlikte heyecan birikimini yenilemememiz, vizyon ve hedeflerimizi tazelememiz büyük önem taşıyor. Bu yol haritamızın rehberi, yol göstericisi  sizlersiniz.” şeklinde konuştu. Özer bugünün dünyasında kurumsal değişimi başararak ayakta kalmak ya da başaramayarak krizler ve belirsizlikler anaforuna kapılıp gitmek arasında yapılması gereken tercihin, aslında geleceğe yürümekle bugünde kalmak arasında bir tercih olduğunu söyledi.

Genel Sekreter Özer, “Sivil itaatsizliği ve direniş felsefesinin öncüsü olan Mahatma GANDHI “Dünyada görmek istediğiniz değişim kendiniz olmalısınız” bu sözüyle değişimin öznesi ve öncülülüğünü vurgular. Bu bağlamda Eğitim-Bir-Sen teşkilatı, Şair Yahya Kemalin ifadesi ile diyoruz ki; Ne harabiyiz ne harabatiyiz;/ Kökü mazide olan bir atiyiz.Dolaysıyla bizler, atiye yürümeyi tercih ettik, bütün planlarımızı ona göre yaptık. Sendikal mücadelemizde medeniyet değerlerimizden asla taviz vermeden değişim ve dönüşümün öznesi ve öncüsü olduk. Her dem yeniden dirildik. Diriliş ruhun öncüsü olduk, Allahın izniyle öncü olmaya devam edeceğiz.” diye konuştu. 

Özer sözlerini şöyle bitirdi: “Bugünün sendikacılığı; yeni dinamikleri iyi anlayarak, yeni oluşumları ve tıkanma noktalarını iyi tespit ederek sağlıklı dönüşüm stratejileri üreten, derinlikli perspektif çalışmaları yaparak sürece doğru katılım yapan, süreçle birlikte dönüşen ve dönüştüren sendikacılıktır. Türkiye ancak böyle bir sendikacılık anlayışı ile hak ettiği geleceğe yürüyebilir. Bu manada gerçekleştireceğimiz tüzük tadil genel kurulumuz; ülkemize, milletimize, teşkilatlarımıza hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum. Günümüz hayırlı, birliğimiz daim olsun.”

 

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen