Haber
2023-07-26 09:50:13
Gelir dağılımında, vergi sisteminde ve ücret skalasında adalet istiyoruz

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 7. Dönem Toplu Sözleşme sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, enflasyon baskısının en çok sabit gelirliler tarafından hissedildiğini, memurun alım gücünü yükseltecek teklifler sunduklarını söyledi.

Habertürk kanalında yayımlanan Türkiye’nin Nabzı programında Kemal Öztürk'e konuşan Ali Yalçın, daha önce altı toplu sözleşme yapıldığını ve bunlardan dördünde uzlaştıklarını, ikisinde uzlaşma sağlanamadığını hatırlatarak, bu toplu sözleşmede uzlaşmaya zemin hazırlayacak bir teklif beklediklerini ifade etti. 4 milyonu bulan kamu görevlisi, 2 milyon 300 bini aşan memur emeklisi olduğunu belirten Yalçın, “Bu kitlenin tamamı toplu sözleşmeden etkileniyor. İşimiz kolay değil, en iyisini yapmak için uğraşıyoruz. Toplu sözleşme, memurları, memur kapsamı içerisinde memur sözleşmesinin katsayı çarpanları üzerinden kitleyi ilgilendirdiği gibi, memur emeklilerini de ilgilendiriyor” dedi.

Kamu görevlisi sayısının fazla olduğuna yönelik eleştirilere değinen Yalçın, Türkiye’deki kamu görevlisi sayısının OECD ortalamasının altında olduğunu vurgulayarak, “Türkiye’de memur sayısı fazla değil. Kamuoyunda ‘memur sayısı fazla, devlet şişti’ diye bakış açısı var. Bu doğru bilinen bir yanlıştır. Bu bakış açısı hakkaniyetli ve doğru bir bakış açısı değil. Bazen personel alımı konusunda ısrarlı cümleler kurarız. ‘İdari personel ihtiyacı var’ deriz. Millî eğitimde okullardaki temizlik sorunu TYP üzerinden çözülüyor, işsizlik fonu üzerinden, geçici çözülüyor. Bence memur emeklisi sayısı da fazla değildir” şeklinde konuştu.

Emeklilere de seyyanen zam verilmelidir

Kamu görevlilerine verilen seyyanen zammın emeklilere uygulanmadığını, emeklilerde en düşük maaşın 9 bin 800 TL olduğunu kaydeden Yalçın, 8 bin 77 TL seyyanen zammın emekli kamu görevlilerine de yansıtılması çağrısında bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ücretle nasıl ayakta kalacaksınız? Emeklilerle ilgili bir an önce iyileştirmeye ihtiyaç var. Çalışırken eş, çocuk yardımı alıyor, emekli olunca onu alamıyor. Çalışırken aldığınız maaşın mutlaka yüzde 75-80’nini alabilmeniz lazım ki, iyi kötü ayakta kalabilesiniz. Bazı ödemeler emekliliğe yansımayacak şekilde verildi. Emekliler bundan dolayı zorlanıyor.”

‘2024 yılında maaş artışı üçer aylık dönemler hâlinde yapılsın’ istiyoruz

Kamu görevlilerine yapılan ilave ücret artışının eksik bırakıldığını söyleyen Yalçın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “en düşük devlet memuru maaşı 22 bin lira olacak” sözünü hatırlatarak, en düşük maaşın 20 bin lira civarında kaldığını kaydetti. Yalçın, en düşük devlet memuru maaşının ortalama memur ile karıştırıldığını dile getirerek, “Toplu sözleşmeye 1650 liralık bir artış sözüyle başlanmalıdır. En düşük maaş derken hizmetli maaşı ve bekar maaşı ifade edilir. Burada evli, eşi çalışmayan, çocuk yardımı, eş yardımı alan üzerinden hesaplandığı için 22 bin lira olarak ifade ediliyor. 1650 TL memurlar olarak alacağımız var. Önce bu söz yerine getirilmeli. En düşük maaşın 22 bin TL’ye denkleştirmesi konusuyla başlayacağız. Bu yüzdelik olarak mı, seyyanen mi olacak, önce bunu konuşmamız lazım diyeceğiz. Biz şu anki enflasyonist ortamda birinci yıl üçer aylık olsun, memurun kaybı olmasın. Yani dolaylı olarak eşel mobil sistemi bu. İkinci yılını ise altı aylık istiyoruz. İlave olarak 10’ar puan refah payı istedik. Enflasyon yüksek çıktığında, aldığınız rakamı geçtiğinde alım gücü düşüyor. 2024’te üçer aylık dönemler şeklinde toplamda yüzde 70, 2025’te altışar aylık dönemler şeklinde toplamda yüzde 40 zam talep ediyoruz” diye konuştu.

Maaşları enflasyon oranında artırmak zam yapmak değildir

Enflasyon oranında yapılan artışların yetersiz olduğunu belirten Yalçın, şunları söyledi: “Merkez Bankası enflasyona tahmini hedef koymuş. Merkez Bankası’nın hedefleri sadece 2010’da tutmuş. Ondan sonrası tutmamış. Biz Ağustos ayında başlayacağız. Bir ayda sözleşmemizi bitireceğiz. Bu sözleşme 1 Ocak 2024’te başlayıp 31 Aralık 2025’te bitecek. Bu kadar enflasyonist ortamda, bugünden yarına rakamların değiştiği ortamda bu sözleşmeyi yapalım, geleceği ilişkin tahmin üzerinden tutturalım. Mevcut sistemde toplu sözleşmelerin elimizi zayıflattığını söylüyoruz. Merkez Bankası’nın tahmin edemediği rakamları bize ‘tahmin et’ diyorsunuz. ‘Ya eşel mobil sistemi ya da refah payı verilmelidir’ diyoruz. Enflasyon oranında artış yapmak asla zam değil, ‘zam onun üzerinde olmalıdır’ diyoruz.”

Emeklilerin eş ve çocuk yardımı neden kesiliyor?

Emeklilerin yan haklarının verilerek maaş artışı sağlanması gerektiğini vurgulayan Yalçın, “Emekliler boyutuyla verilen rakamın olduğu gibi yansıtılması gerekiyor. Aile ve çocuk yardımı emekli olunca kesiliyor. Onun için emeklilerde aile ve çocuk yardımın devam etmesini bu kez yine masaya getireceğiz. Bu tabloda emeklinin ayakta kalması mümkün değildir. Cumhur İttifakı’nın bileşenleri de bunu ifade etti. Bunun bir an önce olması hakkaniyet gereğidir. Emeklilere verilen seyyanen iyileştirmenin yansıtılması gerekir. İleride emekli olacakların zarar görmemesi açısından aldığımız tüm ücretlerin emekli keseneğine yansıması lazımdır. Böylece emekli maaşları yüksek olabilecektir” ifadelerini kullandı.

Memurların ev ve araba alma imkânı kalmadı

Daha önceleri açlık ve yoksulluk sınırını yayımladıklarını söyleyen Yalçın, şöyle konuştu: “Burada işi bilimsel ölçeceksek Türkiye genelinde doneler alarak bunu yaparsınız. TÜİK burada sağlıklı veri kullanacak, herkesle paylaşacak. Bunun üzerinden siz de esinleneceksiniz. TÜİK 2022’den beri veri paylaşımını kesti. Ekonomik ve Sosyal Konsey toplanmalı ve bu veriler konseyde açık hâle getirilmelidir. Bugün memurda 30 binin altına alan bir adamın hayatta kalma şansı yok. 30 binin altında olmaması gerekir. Kiraların bu kadar arttığı yerde memur nasıl ayakta kalabilecek? Bu ücretlerle bu saatten sonra ev ve araba alma şansı yok.”

Yüksek kiralar tayinlerin iptal sebebi oldu

“Önceden, bir an önce tayin hakkı verilsin diye bakanlıklarla yaptığımız görüşmelerde bu konuya odaklanırdık. İnsanlar özellikle doğudan batıya, küçük illerden büyük illere geçiş istiyorlardı. Bu tersine döndü” diyen Yalçın, “Tayin iptal taleplerinin tümü karşılansın diye talepler başladı. Kişinin tayini çıkmış, hevesle büyükşehre geliyor. İstanbul’da değil ev kiralamak, yanına yaklaşılmıyor. Dilekçe verip tayinin iptal edilmesini istiyor. Bu talepler bazı yerlerde kabul edildi. Millî Eğitim Bakanlığı’nda önemli oranda kabul edildi. Büyükşehir tazminatı diye uzun süredir kurduğumuz cümle vardı. Sahil şeridinde, turizm beldelerinde oradaki ev ve kira fiyatlarının yükseldiğini görüyoruz. Dolayısıyla orada da benzer talepler var. İstanbul’dan şu an tayin isteyenler az değil. Ankara ve diğer büyükşehirlerde de durum öyle. Kira büyük sorun. Bu yüzden memurun kira konusunda omuzlanmasını istiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Ücret adaletini sağlayan bir kamu personel sistemi kurmalıyız

Ali Yalçın, sözlerini, “Mühendis, şube müdürü, müdür, müdür yardımcısı, şef gibi birçok ünvandaki kamu görevlisinin özel hizmet tazminatı ve ek ödemeler dâhil mali haklarının iyileştirilmesini, yardımcı hizmetler sınıfının kaldırılarak genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmesini, gelir vergisinin yüzde 15’e sabitlenmesini, görevde yükselme ve ünvan değişikliği sınavlarının üç yılı aşmayacak şekilde periyodik olarak yapılmasını, kadroya geçişte kapsam dışında kalan İHS’li personelin kadroya geçirilmesini istiyoruz” diyerek tamamladı.

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen