Haber
2014-02-21 06:45:13
Gündoğdu: Memur-Sen Adalet ve Merhamet Konfederasyonudur

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Memur-Sen’in adalet ve merhamet konfederasyonu olduğunu söyledi. Memur-Sen’in, barış ve hakkaniyet temelli yeni bir dünya mücadelesi veren bir hareket olduğunu vurgulayan Gündoğdu, “Memur-Sen Türkiye’nin en büyük emek örgütüdür. Toplu Sözleşmede elde edilen başarı Memur-Sen’in rakipsizliğini tescillemiştir” dedi.

 

17 Aralık operasyonuna değinen  Gündoğdu, “Son operasyonda hedefin, AK Parti Genel Başkanı değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı ve Başbakan üzerinden Türkiye olduğu açıktır. Bu yüzden, kime oy verdiği, hangi ideolojiden olduğu, hangi cemiyetin ya da camianın mensubu olduğuna bakmadan herkes bu operasyona karşı ortak tavır almalıdır” şeklinde konuştu.

 

Gündoğdu, Memur-Sen’in ATO Congresium’da düzenlediği “Büyük Türkiye Buluşması- Medeniyetimiz, İnsan, Demokrasi ve Şehirlerimiz” programında konuştu. Medeniyetimizin, hem millete hem de millete hizmetle sorumlu olanlara; halka hizmeti Hak’ka hizmet saymayı, insanı yaşatmayı devleti yaşatmanın ön şartı görmeyi, kurda yem olan kuzunun hesabını dahi vermeyi salık verdiklerini kaydeden Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, şunları söyledi:

 

“Biz, bilir ve inanırız ki, dünya üzerinde Allah’a kulluktan daha büyük bir makam, Allah’ın rızasını gözeterek insana hizmet etmekten daha büyük bir onur yoktur. Hakikat yolculuğumuzun bineği medeniyetimiz, insan ve iman arasındaki kadim birlikteliği esas alıyor. Zamanda yolculuk yaparak ‘Asr-ı Saadet’ devrinde yaşama imkanımız yok. Beton yapılara dair imar planlarıyla şekillenmiş esaret şehirleri yerine, Asr-ı Saadeti var eden irfan değerleriyle imar edeceğimiz Şehr-i Saadetlerde yaşama imkanımız var. Bu noktada, belediyelerimize, belediye başkanlarımıza büyük görevler düşüyor. İnsan odaklı, insani değerleri önceleyen, ‘değerli’ deyince akla insanların geldiği Saadet Şehirleri kurabiliriz.”



 

Son Operasyonun Hedefi, Başbakan Üzerinden Türkiye’dir

 

Gündoğdu,  17 Aralık operasyonunun amacının, “Büyük Türkiye” hedefini akamete uğratmak, milleti ve devleti demokratikleşme, özgürleşme yolculuğundan döndürmek olduğunu dile getirdi.

 

“Yorulmadan daha demokratik devlet, daha özgür millet hedefine uzanmalıyız” diyen Gündoğdu, sözlerini şöyle sürdürdü: “12 Eylül 2010 referandumuyla daha da netleştirdiğimiz yol haritasına sadık kalmalı, hukukun üstünlüğüne dayanan demokratik sosyal hukuk devletini gerçek anlamda tesis etmeliyiz. Paralel devleti ve uzantılarını, yolsuzluk iddialarını hukukun evrensel kurallarına, adil yargılamaya ve bağımsız yargıya dair ilkelere sadık kalarak açığa kavuşturmalıyız. Ancak, kayıt dışı siyasete de göz yummamalıyız.”

 

17 Aralık’la birlikte varlığı açığa çıkan emniyet ve yargıdaki paralel devlet kurgusu üzerinden, geçmişte kurulan vesayet tezgâhlarının faillerinin mağdur edilmiş olabileceği gibi bir yanılgıya düşülmemesi gerektiğini vurgulayan Gündoğdu, “Bugünün vesayet tasarlayıcılarına kızgınlığımız, dünün vesayetçilerine merhamet kapılarını açmak gibi bir hatayı tetiklememelidir. Dün bu milletin önüne vesayet mayınları döşeyenler en az bugün bu işe tevessül edenler kadar, millete ve millet iradesine saygıda kusur etmişlerdir. Hukuk, merhamet değil, adalet aracıdır. Adaletin tesisinde hatalar varsa, hakkı ihlal edilenler varsa, bu ortaya çıkarılmalıdır. Ancak, hata yapıldığı hatta kumpas olduğu ön kabulüyle geçmişin vesayetçilerine kanun yoluyla yeniden yargılama hakkı verilmesi, milletin vicdanında yaralara neden olur. Yeniden yargılanma, vesayete odaklanmışların yeniden yapılanması tehdidini kendi ellerimizle oluşturmak olur. Son operasyonda, hedefin AK Parti Genel Başkanı değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı ve Başbakan üzerinden Türkiye olduğu açıktır. Bu yüzden, kime oy verdiğine, hangi ideolojiden olduğuna, hangi cemiyetin ya da camianın mensubu olduğuna bakmadan herkes bu operasyona karşı ortak tavır almalıdır. Türkiye’nin, küresel yapının at oynatma alanı haline gelmesini, milletin yeniden vesayet altına alınmasını istemeyen herkes devletin bağımsızlığından, milletin egemenliğinden, sivil siyasetten yana olmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.



 

17 Aralık operasyonunun fitilini ateşleyenlerin, çözüm sürecini sona erdirmeyi ve Türkiye’nin yeniden terör girdabına düşmesini isteyenler olduğunu belirten Gündoğdu,  yeni Türkiye ve yeni Anayasa hedefini akamete uğratmak isteyenlerin başarılı olamayacaklarını ifade ederek, şunları kaydetti: 

 

“Büyük Türkiye yolculuğunun sona ermesini ve Türkiye’nin eski günlerine dönmesini dileyenler, milletin sivil siyasete olan inancını kaybettirerek vesayete ve darbelere vize kolaylığı sağlayan üstünlerin hukuku anlayışını yeniden hayata geçirmek isteyenlerdir. Bütün bu planların, hayallerin ve hedeflerin gerçekleşmesi için ‘Uzun Adamı’, ‘Direnen Adamı’ devre dışı bırakmaya odaklandılar. Türkçe ezan zulmüne son verip ezanın tekrar ‘Rab’ca okunmasını sağlayan Menderes niçin hedef alınmışsa, ‘Direnen Adam’ onun için hedeftir. Bu ülkeyi dünyayla tanıştıran ve küresel rekabetin öznesi olacağına inandıran Özal niçin hedef alınmışsa, ‘Direnen Adam’ onun için hedeftir. Namlusu millete dönmüş tanka selam durmam çıkışıyla vesayete karşı koyan ‘Muhsin Başkan’ niçin hedef alınmışsa, ‘Direnen Adam’ onun için hedeftir. Devletin kasasına çöreklenmiş şebekenin defterini düren, D-8’le İslam dünyasını ayağa kaldırmaya çalışan ve kendisini İslam birliğine adayan ‘Savunan Adam Erbakan Hocamız’ niçin hedef alınmışsa, ‘Direnen Adam’ onun için hedeftir. Ancak, milleti unuttular. Liderlerine, egemenliğine, bağımsızlığına kurulan tezgâhları kavrayan ve idrak eden bir millet var artık. O yüzden bu sefer başaramayacaklar. Mısır’da Mursi’ye yapılanın Türkiye’de hayata geçirilmesine hem millet hem Memur-Sen izin vermeyecektir.”

 


 

Memur-Sen’in Rakipsizliğinin Tescili Toplu Sözleşmedir    

“Toplu sözleşmede elde ettiğimiz başarılar Memur-Sen’in rakipsizliğini tescilliyor” diyerek sözlerini sürdüren Gündoğdu, “Memur-Sen, Türkiye’nin en büyük emek örgütüdür. Emeğin değerli olmasının ve ekmeğin artmasının ön şartının, özgür, sivil ve demokratik bir siyasal sistem olduğunun bilincindeyiz. Bugün, Suriye’de sendikadan bahsetme imkânı yoktur. Özgürleşmeyi, demokratikleşmeyi, sivilleşmeyi, mazluma destek olmayı, zulmü ortadan kaldırmayı, insanı ve insan onurunu korumayı da görev ve sorumluluklarımız arasında görüyor, varlık nedenleri arasında kabul ediyoruz. Memur-Sen, ‘özgürlük, insana aittir, insana dairdir’ anlayışıyla hareket eden aksiyoner bir özgürlük hareketidir. Bu düşünceyle, darbe dönemlerinin, vesayet süreçlerinin eseri kanun ve kararlarla uygulamaya konulan bütün yasakların kaldırılması mücadelesi verdik, vermeye devam ediyoruz” dedi.



 

Bu mücadeleyle elde edilen  kazanımların sonuncusunun ve ülke kadınları açısından en değerlisinin, kamudaki başörtüsü yasağının kaldırılması olduğunu dile getiren Gündoğdu, “Bunu milletimize inanarak ve güvenerek başlattığımız ‘Özgürlük için 10 Milyon İmza’ kampanyasında topladığımız 12 milyon 300 bin imzayla başardık. Memur-Sen, ‘bin yıllık desende bir ve beraberiz’ çağrısını sürekli seslendiren bir kardeşlik hareketidir. Biz, etnik kimliklerin birini diğerinden daha değerli ya da değersiz gören ırkçı ideolojileri, birliğimize, dirliğimize yönelik bir tehdit olarak değerlendiriyoruz. Kardeşlik ikliminin bu toprakların mütemmim cüzü olduğu inancıyla, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesine de, ‘Çözüm Süreci’ne de destek olduk, destek oluyoruz. Akil İnsanlar Heyeti’nde yer almayı millet tarafından verilmiş bir görevin ifası olarak gördük. Türkiye’yi tabiri caizse karış karış gezdik. Çözüm iradesini destekleyecek girişimlerin ya öncüsü ya da paydaşı olduk” şeklinde konuştu.


 

Memur-Sen Barış ve Hakkaniyet Temelli Yeni Bir Dünya Mücadelesinin Adıdır

 

Arakan’da, Doğu Türkistan’da ve Suriye’de zalim yönetimlerin zulmüne maruz kalanlara el uzattıklarının altını çizen Gündoğdu, Memur-Sen’in Mısır’da demokrasiye vurulan darbeye ve özgürlük diyenleri katleden darbecilere karşı Mısır halkının yanında yer aldığını hatırlatarak, “Mısır İçin Direniş, İnsanlık İçin Diriliş mitingimizle dünyaya ses ver dedik. Rabia Platformu’nun kuruluşunda ve eylemlerinde sorumluluk almayı, ‘önce insan ve mutlaka insan onuru’ duruşumuzun gereği olarak gördük. Filistin’e ve Gazze’ye olan muhabbetimizi, katil İsrail devletine yönelik lanetimizi her fırsatta dile getirdik. Memur-Sen, kendisini cüzdan sendikacılığıyla sınırlamayıp bütün eylem ve söylemlerinde vicdan sendikacılığını ön plana çıkarmıştır. Biz, ‘insan’, ‘insan onuru’, ‘medeniyet’, ‘adalet’, ‘hakkaniyet’, ‘özgürlük’, demokrasi’ ve ‘kardeşçe yaşamak ve hakça bölüşmek’ kavramlarını merkeze almış değerler sendikacılığı hareketiyiz. Memur-Sen hak karşısında vav, haksızlık karşısında elif olmaya adananların bu çağdaki gür sesidir” ifadelerini kullandı. 

Konuşmanın Tam Metni İçin Tıklayınız

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen