Haber
2025-08-06 19:54:26
KAMU İŞVERENİNİN TEKLİFİ, ÇALIŞANLAR ARASINDA ÜCRET ADALETİNİ SAĞLAMALI

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı, Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti Başkanı Ali Yalçın, toplu sözleşme masasında kamuda farklı statülerde çalışanların ücret dengesinin sağlanması gerektiğini belirterek, “Ünvan, yetki, sorumluluk ücret skalası boyutunu yeniden ayarlamak gerekiyor. Çünkü kamuda çalışma barışı son derece önemli. Bu da ücret adaletiyle olur.” dedi.

Ali Yalçın, NTV canlı yayınına katılarak toplu sözleşme sürecine dair açıklamalarda bulundu. 

 

Merkez Bankası enflasyon hedeflerine göre masaya gelmenin doğru bir yaklaşım olmadığını ifade eden Yalçın, bu konunun tecrübe edildiğini ve tekrar tecrübe etmenin anlamının bulunmadığını vurguladı.

 

İşçi toplu sözleşmelerinin ilk 6 ay geride kaldıktan sonra görüşüldüğünü, memur toplu sözleşmelerinin ise 6 ay öncesinden başladığını anlatan Yalçın, bu durumun ilk verilen zam oranının birkaç ay içinde erimesine ve memurun reel olarak kaybetmesine yol açtığını söyledi. Yalçın, tüm bu nedenlerle  toplu sözleşme sisteminin baştan sona yenilenmesi gerektiğine işaret etti. 

 

Bu anlamda kamu görevlilerinin durumunu anlamak ve mali durumlarını iyileştirmek, gelir. adaletini sağlamak gerektiğini vurgulayan Yalçın, şöyle devam etti:

 

“Onun için biz masaya giderken bu durumu dikkate alarak tekliflerimizi oluşturduk ve dedik ki 2026 ve 27 yılları için iki yıllık süreçte bir defa 10 bin TL taban aylık iyileştirmesi ile başlanmalı. Bunu neden söyledik, çünkü seyyanen iyileştirme 8.077 TL emeklilere verilmediği için memur emeklilerinin bu anlamda durumu perişan hale dönüştü. Bunun hiçbir izahı yok. Bir defa onların bunu alması gerekiyor. Buna ilave olarak bizim mutlaka ama mutlaka görev aylığı ile emekli aylığı arasındaki memurların makasının açılmış olduğu gerçeğini görerek bunu daraltmak için taban aylıktan bir defa bir besleme yapmak gerekiyor. Ve ilk iki ayda üç ayda bir ayda şimdi de yarısı giden bu verilmiş olan komik zamların oluşturduğu bir reel kayıp var. Bunu gidermek için de 10 bin TL bir refah payıyla masada başlanması gerekiyor.”

 

Yalçın, Memur-Sen olarak masaya sundukların tekliflerin tek tek nedenlerini açıklayarak, “Ortada gerçekten tahammül edilmez bir durum var. Memurun alım gücü düştü ve bu beklenti anketleri enflasyon hedefleri üzerinden gelen yaklaşım memuru bu anlamda hakikaten zayıflattı. Bunu tamir etmek gerekiyor. Bu toplu sözleşme bunun için son derece önemli.” Dedi.

 

“Kamu işvereni ücret adaletini sağlayacak şekilde davranmalı”

 

İşçilerle ilgili toplu sözleşme sürecinin tamamlanmasına sevindiklerini kaydeden Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: 

 

“İşçi kardeşlerimize hayırlı uğurlu olsun. Niye buna sevindik? Şunun için, bizim toplu sözleşme süreci içerisinde zaten bir aylık bir toplu sözleşme zaman dilimimiz var. Zaten şurada kaldı 11 günlük bir süre. Şimdi ayın 19’unda bitecek. Bu süre içerisinde 4 milyona varan memurun ve 2,5 milyonu aşan memur emeklisinin meselesini masada tartışacağız ve yüzlerce madde var. O yüzden bir de işçi sözleşmesi ile ilgili Bakanlığın dikkatinin başka yere yayılmasını engellemek gerekiyordu. Bu açıdan bitmiş olması önemli. Çıkan sözleşme boyutuyla da bakıldığında hayırlı olsun dedim. Orada da bir barem, bir çıta bir işaret var. Bunu da kamu işvereni görüyor. Çünkü kamuda şöyle bir durum var, dün de bunu bakanlık önünde ifade ettim. Çalışanlar arasında bir kıyas, çalışanlar arasında çalışma barışını bozan ücret adaletsizliği bizim istediğimiz bir şey değil. Biz emekçiyiz, işçi de bizim memur da bizim, emekli de bizim. Dolayısıyla biz hepsini temsil eden bir kitleyiz. Hepsinin meselesine duyarlı bir kitleyiz. Fakat burada kamu işvereninin mutlaka ama mutlaka ücret adaletini sağlayacak şekilde davranması gerekiyor.”

 

“KÇP sonrasında ortaya çıkan rakamları “maliye bürokrasisi”, “kamuoyu” ve “memurlar” biliyor”

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2023 yılında, “En düşük memur maaşı, kamudaki en düşük işçi maaşının üstünde olacaktır” şeklinde temel bir yaklaşım ortaya koyduğuna işaret eden Yalçın, “Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) sonrasında ortaya çıkan rakamları “maliye bürokrasisi”, “kamuoyu” ve “memurlar” biliyor. Ben burada rakamsal bazda bir kıyasla girmem ama bu önemli bir eşik ve önemli bir parametre. Bunun üzerinden işveren ilk teklifini buna göre ayarlayarak gelmeli diyorum.” diye konuştu. 

 

Toplu sözleşme tekliflerini piyasa gerçekleri üzerinden hazırladıklarının altını çizen Yalçın, “Burada saha gerçekleri üzerinden, piyasa gerçekleri üzerinden, marketteki, pazardaki etiket üzerinden oluşturduk. Bunun için tekliflerimizi birinci yılda yüzde 88, ikinci yılda da yüzde 46 olacak şekilde bir oransal bütünlük içerisinde masaya taşıdık. Bu çalışanlar tarafından da istişare ile geldiği için yani önce talepler ‘talebiniz teklifimiz olsun’ diye sahadan toplandı. Sonra teşkilat toplantılarımızı yaptık. İl temsilcileri toplantısı, genişletilmiş başkanlar kurulu, başkanlar kurulu, yönetim toplantısı gibi tüm istişari süreçler işletilerek, adım adım süzülerek ve belli bir olgunlaşmayla oluşturulduğu için sahada da bir karşılık gördü ve evet teklifler son derece yerinde ve doğru diye bu anlamda herkes tarafından kabullenildi. Kamuda çalışma barışı boyutuyla yapılan değerlendirmelerde ortaya çıkan tablo da bizim tekliflerimizin ne kadar gerçekçi olduğunu çok net olarak ortaya koydu. Şimdi bu teklife uygun teklifi bekliyoruz ve geciktirmeden istiyoruz. Niye? Çünkü ön müzakere kısımları bitti. Bundan sonraki her gün kaybı memurun aleyhinedir, masada zaman daraldığı için bir an önce ön teklifin gelmesi lazım.” diye konuştu. 

 

Yalçın, Memur-Sen olarak Aile Yılı’na özel olarak oluşturdukları teklifleri açıkladı ve bunun yanında bayram ikramiyesinden birinci derecenin verilmesine varana kadar birçok başlığı masaya götürdüklerini anlattı.

 

“Birinci dereceye 3600 ek gösterge çalışması hızlandırılmalı”

 

Ali Yalçın, 3600 ek gösterge birinci dereceye yükselen kamu görevlilerinin hepsine verilmediği için 470 bin kişinin süreç içerisinde rahatsız olduğunu kaydetti. 

 

Bu konunun çözüme kavuşturulmasını istediklerini dile getiren Yalçın, “Şimdi masaya giderken şunu diyoruz, bu süre içerisinde bu çalışma yapılmalı, çalışma yapılmayacaksa 2026’ya sarkacaksa o zaman madde buna göre olmalı ve bu masada artık çalışma yapılacak değil, bu şekilde uygulanır demeliyiz. Çalışma buna göre o zaman hızlandırılmalı diyoruz. Çünkü bunun ötelenmesi değil, zamanında yapılması önemli. Burada hem çalışan açısından hem de emekli olmuş birinci dereceye kadar ulaşmış mağduriyet yaşayanlar açısından bu teklif önemli. Bunun bir an önce gerçekleşmesi gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

 

“Teklif için 12 Ağustos’a kadar beklemenin bir anlamı yok”

 

Yalçın, ön müzakerelerin tamamlandığını, ilk teklifini bir an önce sunulması gerektiğini vurgulayarak, “Ayın 12’sine kadar beklemenin bir anlamı yok, zaten takvim bizde sıkışmış durumda. Her yıl 21-22’sine doğru giderken, şimdi 19’unda takvim iş günü hesabına göre resmi durum dikkate alındığında bitmesi gerekiyor. 28 Temmuz’da başladık, iyi niyet olarak takvimin dışında başladık. Bu kıymetliydi ama zamana yaydıktan sonra o zaman 28’inde başlamanın da bir anlamı yok. Yani o iyi niyeti devam ettirmenin yolu bir an önce teklifi getirip esas müzakerelerin bunun üzerine yürümesini sağlamak olmalı.” ifadelerini kullandı.

 

 

“Kamu işvereni, yaptığı sözleşmeleri biliyor; bu önemli bir eşik ve parametredir”

 

Masadan çözüm bekleyen birçok başlık bulunduğunun altını çizen Yalçın, şunları kaydetti:

 

“Birinci dereceye 3600 ek gösterge var, kamuda mühendislerin ve teknik hizmetler sınıfının bozulan ücret skalası dolayısıyla haklı bir sitemleri ve öfkeleri var. Bunu son derece anlamlı ve son derece yerinde buluyoruz. Akademisyenlerin ücret durumu hakikaten hiç izah edebilecek bir şey değil. Hele bu son toplu sözleşmeden sonra ortaya çıkan tablo insanları öfkelendirmekten başka bir işe yaramıyor. Onun için bir an önce mühendisinden şube müdürüne, akademisyenden yardımcı hizmet sınıfı çalışanlarının genel idare hizmetleri sınıfına aktarılmasına, genel idare hizmetleri sınıfı çalışanlarının durumunu iyileştirmeye, ilave bir derece vermeye, aile yardımı kısmını onarmaya, emekli kamu görevlilerinin durumunu toparlamaya varana kadar birçok hususun bu masada düzelmesi gerektiğini herkes biliyor ve biz de bu bilinçle ve bu ihtiyaçla masada bulunuyoruz. Onun için masanın bu sorunların tamamına çözüm üretme mecburiyeti ve aciliyeti var. Çünkü ortada şöyle bir tablo var, ister kabul edelim, ister kabul etmeyelim. Üniversitenin önünde görev yapan iki güvenlik görevlisi arkadaşımız, statüsü farklı; birisi memur, diğeri işçi, aynı işi yapıyorlar. İkisinde de güvenlik görevlisi ünvanı var. Aralarındaki ücret bütünlüğünü sağlamak gerekiyor. Ücret adaletini sağlamak gerekiyor ve Cumhurbaşkanımızın kıstasını da burada hesaba katarak bunu sağlamak gerekiyor. Fazla mesailerinde birisi 100 TL alıyor günlük kaldığında memur, öbürü 1.500 TL alıyor. Arada uçurum, 15 kat bir fark var. Bu olabilecek bir şey değil. Bu çalışma barışını tehdit eder, insanları huzursuz etmeye devam eder. Onun için bu toplu sözleşme masasında kamuda aynı işi yapan farklı statülerde bulunanların ücret dengesini sağlamak lazım. Ünvan, yetki, sorumluluk ücret skala boyutunu yeniden ayarlamak gerekiyor. Çünkü kamuda çalışma barışı son derece önemli. Bu da ücret adaletiyle olur.”

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen