Örgütlendikçe güçleneceğiz, güçlendikçe kazanmaya devam edeceğiz

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, üniversitelerin bilimle buluşmasına, özgür düşünceyle tanışmasına, bilgi ve teknoloji üretmesine, medeniyetimizin öz değerleriyle kucaklaşıp evrensel ilke ve doğrular ışığında yeniden yapılanmasına katkı sunmayı sadece sendikal bir misyon olarak görmediklerini, medeniyetimizi yeniden inşa ve ihya etme mücadelelerinin zirve noktalarından biri olarak da değerlendirdiklerini söyledi.
 

Latif Selvi, Kocaeli 2 No’lu Şube’nin düzenlediği ‘birlik ve beraberlik’ programına katıldı. Çok sayıda üyenin ve davetlinin katılımıyla gerçekleştirilen programda konuşan Selvi, üniversitelerde örgütlenme oranının artmasının, birikmiş sorunların daha hızlı çözüme kavuşturulmasını beraberinde getireceğini ifade ederek, “Günümüzde örgütlenmek, el ele verip sorunlarını dile getirmek çok önemlidir ve elzemdir. Sorunlarımızın çözümünü başkalarına havale edersek, elimizi taşın altına koymazsak, kimse bizim adımıza adım atmaz, sıkıntılarımızın giderilmesi noktasında mücadele vermez. Onun için sivil toplumun öneminin farkında olarak çabalarımızı artırmalı, gücümüze güç katmak için gece gündüz demeden çalışmalıyız. Örgütlendikçe güçleniyor, güçlendikçe de kazanımlarımıza yenilerini ekliyoruz” dedi.

Üniversite personelinin sorunlarının farkında olduklarını ve bunları ortadan kaldırmak için yoğun bir mücadele verdiklerini kaydeden Selvi, şimdiye kadar birçok sorunun çözümünü sağladıklarını dile getirdi.

Yükseköğretim kurumlarında teknik hizmetler, genel idare hizmetleri ve yardımcı hizmetler sınıfında çalışanların ek ödemelerinde artışlar yapılmasını ve diğer kamu kurumlarındaki emsalleriyle ücretlerinin eşitlenmesini sağladıkları, akademik personele yükseköğretim tazminatı ve akademik teşvik ödeneği adı altında ilave mali haklar temin ettiklerini, geliştirme ödeneğinin uzatılmasını, üniversite ve YÖK disiplin Kurullarında sendika temsilcisinin bulundurulmasını, yükseköğretim kurumlarında arşivci, kütüphaneci, kitap patoloğu ve sosyolog unvanlı kamu görevlilerinin ek tazminat almalarını, jüri üyeliklerine ücret ödenmesini, yardımcı doçentlerin ‘1. dereceye kadar yükselememe” sorununun çözülmesini, yükseköğretim kurumlarında yardımcı hizmetler sınıfında yer alan ‘itfaiyeci’ kadrosunun genel idare hizmetleri sınıfı olarak değiştirilmesini sağladıklarını belirten Selvi, diğer sorunları çözmek için de çalışmalarının devam ettiğini ifade etti.
 

Sorunların çözümünün takipçisiyiz

Selvi, geliştirme ödeneğinin ödenmesindeki 15 yıllık süre sınırlamasının kaldırılması, akademik personelin daha fazla bilimsel çalışma yürütebilmesi için ücretlerinde artış yapılarak girmek zorunda oldukları ders yükü ve ders saatinin azaltılması, geliştirme ödeneğinin uzmanlara ve idari kadrolarda çalışanlara da verilmesi, 657 sayılı Kanun’da yapılan düzenlemeye paralel olarak öğretim elemanları yönünden de sicil uygulamasının kaldırılması, araştırma görevlilerinin 2914 sayılı Kanun’un 7. maddesindeki usul ve esaslar çerçevesinde birinci dereceye kadar yükselebilmelerinin sağlanması, doçentlik unvanını almasına rağmen doçent kadrolarına atanamayanlara 2914 sayılı Kanun’un 5. maddesi ve kanuna ekli ek gösterge cetvelinde ‘doçentler’ için öngörülen ek gösterge oranlarının uygulanması, üniversitelerde idari personelin yer değiştirmelerinde muvafakat uygulaması yerine MEB’deki gibi puan sistemi getirilerek üniversite içi ve üniversiteler arası atama ve yer değiştirme hakkının verilmesi, üniversiteler başta olmak üzere kamuda çalışan tüm geçici personelin kadroya geçirilmesi, sözleşmelilikten kadroya geçen personelin daha önce geçici veya daimi işçi statüsünde geçen sürelerinin memuriyet hizmet süresine sayılması, ÖSYM tarafından tüm yükseköğretim kurumlarında her yıl görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının yapılması, ÖYP araştırma görevlileri yönünden yabancı dilde 65 puan şartının düşürülmesi, yeterli dil puanı alamayanların ilişiklerinin kesilmemesinin sağlanması gibi sorunları hem toplu sözleşme masasına hem de Kamu Personeli Danışma Kurulu toplantısına taşıdıklarını, bunların çözümünün takipçisi olduklarını vurguladı.
 

İyi bir YÖK Kanunu için çabalarımız sürüyor

Özgür düşünceyi temel alan, bireye başarılı bir hayat için gerekli eğitimi onun karakter ve zihin yapısına en uygun şekilde verecek, toplumun kullanımına sunulmuş bilimsel bilgi üreten ve geliştiren bir yükseköğretim sisteminin oluşturulmasını istediklerini belirten Latif Selvi, “Üniversite çalışanlarının iş güvencesine sahip çıkan, çalışanları ortak bir amaca yönelen ortaklar olarak görerek herkese hakkını teslim eden, paylaşımcı ve katılımcı bir üniversite yönetimi öngören bir YÖK Kanunu için çabalarımız devam ediyor” şeklinde konuştu.

Müfredat, özgür kimlik ve kişilik inşasını sağlamalıdır

Müfredat konusuna da değinen Selvi, bir ülkenin eğitim programlarının ya da müfredatının, o ülkenin sadece eğitime bakışını değil, aynı zamanda zihniyetini, nasıl bir birey ve toplum istediğinin yol haritasını da ortaya koyduğunu, koyması gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi: “Eğitim, bütün bir milleti, ülkeyi ilgilendirmektedir. Bu anlamda, eğitim sisteminin temel sorunlarına çözüm aramak ve bulmak konusunda çaba harcanmalıdır. Baştan beri Milli Eğitim müfredatının, geciktirilmemesi gereken bir mesele olarak milli ruh, kültür ve hayatımıza uygun düzenlenmesi gerektiğini söyledik, söylüyoruz. Fiziki imkânlar ve araçlar bakımından bariz iyileşmeler yaşanan eğitim sistemimiz, ruh ve felsefe olarak da milli dokumuza uygun bir mahiyete sahip olmalıdır. Vesayetçi bir anlayışı muhafaza eden, değerlerimizle çatışan paradigmaların belirgin olduğu müfredat programları ile ideal birey ve nesil yetiştirmek zordur. Bugün yaşanan kimi sıkıntıların temelinde yatan sebebin başında da bu meselenin milli bünyemize uygun çözüme kavuşturulmaması gelmektedir. Bu nedenle, sadece temel eğitimde değil, yükseköğretim de dahil, eğitim ve öğretimin her kademesinde demokrasilerde ve çoğulcu bir yapıda olmaması gereken ve gerçekte herhangi bir etki de oluşturmayan ideolojik endoktrinasyonun sona erdirilmesini amaçlayan, çoğulcu düşünmeyi ve farklılıklara saygıyı, empatiyi hedefleyen bir müfredat değişikliği zorunludur. Bu konuda somut adım atılmasını istiyoruz.”
 

Eğitim-Bir-Sen Kocaeli 2 No’lu Şube Başkanı Yrd. Doç. Dr. Abdülvahap Akıncı ise, “Personelin birikmiş ve göz ardı edilmiş sorunlarının ve taleplerinin yanı sıra Kocaeli’deki tek üniversite şubesi olması ve iyi niyetle gece gündüz çalışan bir ekibe sahip olması, yeni kurulmuş olan şubemize yoğun ilgiyi beraberinde getirmiştir” diye konuştu.
 

Programda Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu da bir konuşma yaptı.