Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Ahmet Özer, Mevlana’nın pergel metaforunda olduğu gibi, hem köklü ve güçlü değerlere sahip olmayı hem de kozanın dışına çıkarak evrensel değerlerle buluşmayı ilke edindiklerini ifade ederek, “Sabit ayak ne kadar güçlü, zemini ne kadar sağlamsa, seyyar ayağın menzil alanı da o kadar artar. Biz, sendika olarak bu anlayışla hareket ediyoruz” dedi.
Eğitim-Bir-Sen Ankara 1 No’lu Şube Kadınlar Komisyonu, Mevlana’nın 740. Vuslat Yıldönümü münasebetiyle Mamak Kültür Merkezi Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde düzenlediği program yoğun katılımla gerçekleşti.
Şube Kadınlar Komisyonu Başkanı Fatma Maraş’ın selamla konuşmasıyla başlayan programa Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Halil Etyemez, Maliye Bakan Yardımcısı Abdullah Erdem Cantimur, Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Ahmet Özer, 22. Dönem Şanlıurfa Milletvekili Şair M. Atilla Maraş, Mehmet Ali Bulut, Hasan Gökmenoğlu, Altındağ Belediye Başkan Yardımcısı Yunus Keleş, Mamak Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Müfit Yıldırım, il milli eğitim müdür yardımcıları, ilçe milli eğitim müdürleri, şube müdürleri, okul müdürleri ve çok sayıda üye katıldı.
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Ahmet Özer, böylesine önemli bir etkinliğe imza attığı için Şube yönetimi ve kadınlar komisyonu üyelerine teşekkür ederek başladığı konuşmasında, Mevlana’nın pergel metaforuna dikkat çekti.
Mevlana’nın Pergel Metaforuna Uygun Bir Anlayışla Hareket Ediyoruz
“Ben iki ayaklı bir pergel gibiyim/Bir ayağım sapmadan hakikat üzerinde durur/Diğer ayağım her yeri gezer ve dolaşır/Yetmiş iki milletin halini inceler” diyen Mevlana’nın bu duru, katıksız sözlerle, hem köklü ve güçlü değerlere sahip olmayı hem de kozanın dışına çıkmayı salık verdiğini belirten Özer, “Sabit ayak ne kadar güçlü, zemini ne kadar sağlamsa, seyyar ayağın menzil alanı da o kadar artar. Seyyar ayak da geri dönüşümüyle birlikte sabit ayağın yerini sağlamlaştırır. Sendika olarak biz de bu anlayışla hareket ediyoruz” şeklinde konuştu.
Mevlana’nın Şems’e olan sevgisinin, Allah’a olan aşkının ölçüsü olduğunu kaydeden Özer, evrensel barışın, sevginin, hoşgörünün, tevazu ve doğruluğun simgesi olan Mevlana’yı, Mevlana’ya yakışır bir tarzda anma, anlama ve anlatma sorumluluklarının bulunduğunu söyledi.
Halil Etyemez, Mevlana’dan okuduğu rubailerle geceye renk kattı. Etyemez, katılımcılara, Kur’an ahlakına sahip olanların birbirlerine hoşgörüyle yaklaşacağını vurguladı.
Kır: Mevlana, İnsan Severdir Ama Asla Bir Hümanist Değildir
Eğitim-Bir-Sen Ankara 1 No’lu Şube Başkanı Mustafa Kır, her yönüyle ruhumuzu sıkan dünyanın ağır atmosferinden sıyrılıp, Mevlana’nın manevi atmosferinde ruhlarımızı biraz olsun serinletme adına böyle bir program düzenlediklerini ifade ederek, “Hatalarımıza ve kusurlarımıza, Mevlana’nın hoşgörüsüyle bakacağınıza yürekten inanıyorum” diye konuştu. Mevlana’yı mistik bir şair, hümanizmin besleyicisi gibi tanıtma gayretlerinin, O’na yapılabilecek en büyük bühtan olduğunu vurgulayan Kır, “Mevlana; İslamsız tasavvuf, ibadetsiz din arayışı içinde olanlar tarafından Allah’a karşı insanı, Vahye karşı aklı, dine karşı pozitivist bilimi ilahlaştıran Hümanist ve mistik bir şair gibi tanıtılmaya çalışılmaktadır. Şu iyi bilinmelidir ki dili, dini, ırkı, rengi ne olursa olsun bütün insanları Hak nurundan bir parça olarak gören Mevlana, insan severdir ama asla bir hümanist değildir” ifadelerini kullandı.
Gece, Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçısı Ali Toprak’ın tasavvuf musikisi konserinin ardından yapılan Sema gösterisiyle sona erdi.