Haber
2013-04-08 07:38:09
Rüzgârımız Birilerini Çok Korkutuyor

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Esat Tektaş, gerçekleştirdikleri eylemlerle, verdikleri hak arama mücadelesiyle estirdikleri rüzgârın birilerini çok korkuttuğunu belirterek, “Hak ve özgürlükler için sendikal mücadele verdiğini iddia ettikleri halde sınıfta kalan sendikaların, saklanmış kusurlarını açığa çıkaran rüzgârımız esmeye devam edecek” dedi.

Eğitim-Bir-Sen Çorum ve Kayseri şubelerinin genişletilmiş il divan toplantıları Genel Başkan Yardımcısı Esat Tektaş’ın katılımıyla gerçekleştirildi.

Başarıları paylaşmak, sorunları konuşmak, bugünlere nasıl geldiklerini, neler yaşadıklarını hatırlamak, bugün hangi noktada olduklarını değerlendirmek, nereye doğru yol aldıklarını, daha neleri, neden, nasıl yapmak ve planlamak için bir araya geldiklerini ifade eden Esat Tektaş, “28 Şubat süreci sonucu kasaları boşaltılan bankalar, fişlenerek iflasa sürüklenen fabrikalar, ikna odalarında ağlatılan, öğrenim hakkı gasp edilen genç kızlar, görevden atılan öğretmenler, devlet memurları, YAŞ kararlarıyla işinden, ekmeğinden, rütbesinden, şahsiyetinden edilen askerler, yetkileri elinden alınan cumhuriyet savcıları gördük” şeklinde konuştu.

Bu karanlık süreçlerin ürünü hükümetlerin, sürecin işletmecisi siyasetçilerin ve sürecin taşeronu sendikaların olduğuna belirten Tektaş, şunları söyledi: “Siyasi hayatıma mal olsa da 8 yıllık kesintisiz eğitimi getireceğim diye millete meydan okuyan, milletin meclisinde başörtülülere had bildirmeye kalkışan, sürecin işletmecisi siyasetçilere karşı direnerek bu günlere geldik. Başörtüsünü açmayıp direnen Merve Kavakçılar, Merve Kavakçı’yı savunan Nazlı Ilıcaklar ve devlet töresi gereği başörtüsü çıkarttırılan Nesrin Ünalların bu siyasetçilerin dayatması sonucu düşürüldükleri hallerini izledik bu güzelim ülkede.”

Değerlerimiz ve Demokrasi ile Kavgalı, Darbecilere Yandaş Sendika(cı)lar

Değerlerimizle kavgalı, darbecilere hayran sendika(cı)larla mücadele ettiklerini kaydeden Tektaş, “Sendikamıza üye olmamaları için adreslere gizli damgalı belgeler postalayan, çalışanlara gözdağı veren aciz sendikacılar gördük. Değerlerimiz söz konusu olduğunda, kırmızı görmüş boğa gibi huysuzlanan; değerlerimize, ‘bin dört yüz yıl önceki köhne fikirler’ diyebilecek kadar nasipsiz sendikacılar gördük. Toplu sözleşme hakkının verildiği referandumda hayır kampanyası yürütecek kadar ileri zekâlı(!) sendikacılar gördük. Darbecilerle, kendi evinde yan yana oturarak, muhtıralar hazırlayan sözde vatansever sendikacılar gördük. Bunlara karşı mücadele verdik de bugünlere geldik” diye konuştu.

Sendikal Tarih Sahte Kahramanları Övmeyecek

“Yıllarca sendikal mücadele yoluyla hak aramanın, sadece solculara mahsus bir iş, bir meslek olduğu toplumumuza yutturuldu. Toplumda öyle bir algı oluşturuldu” diyen Esat Tektaş, şöyle devam etti: “Bir Afrika atasözü, ‘Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar tarihler avcıları övecektir’ der. Haktan bihaber, hak kavramının içeriğinden yoksun olanların; kadınlara kumaş pantolon giyme özgürlüğü istemenin ötesinde bir ufku ve anlayışı olmayanların, özgürlükler ve hak arama adına övgüyle anılması bizleri üzmekteydi. Aslanların tarihinde avcıların övülmesine rıza gösteremezdik.”

Darbeciler tarafından dayatılan kılık-kıyafet yönetmeliğinin kaldırılması yönünde yurtta genelinde gerçekleştirdikleri eylem ve etkinliklere değinen Tektaş, “Serbest kıyafet eylemimiz, halkı mağdur etmeden; öğrencileri, eğitimden mahrum etmeden; çalışma tempomuzu düşürmeden devam eden demokratik bir eylemdir. Kamuda çalışmak için kadınlara başı açık olmayı dayatmanın din ve vicdan özgürlüğü ve Anayasa ile çeliştiğini, mevcut yönetmeliğin Anayasa’nın vermediği yetkiyi hoyratça kullandığını haykırmaya çalışıyoruz. Eylemimiz büyük bir demokratik olgunluk içerisinde devam etmektedir. Kendini sıkıyönetim komutanı olarak gören, adı sivil ama beyni üniformalı olan sözde özgürlükçü bazı kesimler, bazı sendikalar, bazı sendikacılar, kadınlara başörtüsü serbestisi anlamına da gelen eylemimize karşı direnç göstermekte, söz söylemektedir. Özgürlükler ve hak arama mücadelesinde sınıfta kalan bu çevreler bilsinler ki artık sendikal tarih onlardan övgüyle değil, yergiyle bahsedecek, sınıfta kaldıklarını yazacaktır” ifadelerini kullandı.

Dün Şapka Tak Diye Dayatılmıştı, Bugün Başörtüsü Örtme Diye Dayatılıyor

Dün İstiklal Mahkemeleri’nde İskilipli Atıf Hoca’ya ‘neden şapka giymedin’ diyenlerin, bugün onun torunlarına ‘neden başörtüsü örtüyorsun’ diye dayatmada bulunduğunu dile getiren Tektaş, “Kendisini rahmetle anıyorum. Merhum İskilipli Atıf Hoca, gördüğü büyük rüyalar sebebiyle savunma bile yapmamış; tercihini, gördüğü büyük rüyasından yana koymuş; ölümün hiçbir çeşidine aldırış etmemişti. Kurucu genel başkanımız Mehmet Akif İnan’ın dizelerinde olduğu gibi bizler de ‘Büyük rüyalarla geçmişse ömür/Hiç yanmam ölümün her çeşidine’ dedik.  Bizim rüyamız, hak ve özgürlüklerin kâmil manada kullanılması için mücadele verme rüyasıdır. Biz kararımızı verdik ve sivil itaatsizlik eylemimizi sürdürmekteyiz” dedi.

Eğitim-Bir-Sen’i ve Memur-Sen’i başörtüsü istismarcılığıyla suçlayan konfederasyon yöneticilerine de seslenen Esat Tektaş, şöyle konuştu: “Kamu-Sen yöneticileri, ‘hükümet başörtüsü sorununu çözsün, desteklemeyen namerttir’ gibi ifadeler kullanmaktadır. Sorun çözüldükten sonra onlara zaten ihtiyaç kalmayacaktır. Önemli olan sorunun çözümü için katkı sunmak, sorunu çözmek için verilen mücadelelere tam destek vermektir. Kendileri 11 hizmet kolunda teşkilatlanmış bir konfederasyon olmasına karşın, sadece eğitim hizmet kolunda serbest kıyafet uygulama eylemi kararı alabilmiştir. Bir haftada yaşadıkları binlerce istifayı önleme korkusuyla alınmış olsa da kendilerine teşekkür ediyorum ama milletimiz bu konfederasyonun yöneticilerinden korkuya dayalı 1/11 oranında kısmi mertlik değil, 11’de 11 oranında, yani yüreklerinden kopup gelen yüzde yüz oranında mertlik beklerdi.”

Kusurlarını Açığa Çıkaran Rüzgârımız Esmeye Devam Edecek

Tektaş, hak ve özgürlükler adına gerçekleştirdikleri her eylemin, milletimiz adına hayırlı sonuçlar getirdiği gibi örgütlülük bilincini de artırdığını vurgulayarak, “Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen olarak onun için daha diriyiz, onun için daha iriyiz. Bu ruh ve anlayışla 14 Şubat 1992’de başlattığımız soylu mücadelede bugün birçok başarılı hizmete, önemli birçok kazanıma ve etkinliğe imza atmış olmanın 21. yılını kutlamaktayız. Birçok büyük organizasyona ev sahipliği yapmış olmanın sevincini birlikte yaşamaktayız. Bugün yaşadığımız başarı ve sevinçlerin arkasındaki en önemli faktör sizlersiniz, sizlerin katkılarıdır. Sizleri yürekten kutluyorum, sizleri yürekten alkışlıyorum” diye konuştu.

Aristo’nun ‘İnsanların en çok korktukları rüzgârlar, saklı yerlerini açan rüzgârlardır’ sözünü hatırlatan Tektaş, sözlerini şöyle tamamladı: “Gerçekleştirdiğimiz eylemlerle, verdiğimiz hak arama mücadeleleri ile estirdiğimiz rüzgâr birilerini çok korkutuyor. Hak ve özgürlükler için sendikal mücadele verdiğini iddia ettikleri halde sınıfta kalan sendikaların, saklanmış kusurlarını açığa çıkaran rüzgârları estirmeye devam edeceğiz.” 

 

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen