Haber
2015-10-25 07:58:20
Sendikal mücadelede istikrarın adresiyiz

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Ahde vefa ile çıktığımız bu yolda feda ettiklerimiz, bedel ödediklerimiz bizim için hakikat yolculuğunun sermayesidir. Memur-Sen, sendikal mücadelede istikrarın adresidir. Ancak istikrar sadece Memur-Sen’e mahsus olmamalıdır. Siyasette, ekonomide, diplomaside ve ülkede istikrar için sorumluluk almalıyız. Bu yüzden 1 Kasım seçiminde istiklalden taviz vermeyerek istikrar diyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımlarıyla Ankara Arena Spor Salonu’nda yapılacak olan “Millete Vefa Yolunda 20 Yıl” programının ilk ayağı Ankara Büyük Anadolu Oteli’nde yapıldı.

Yeter bize vefa elbiseleri

Eski ve yeni Memur-Sen yöneticilerinin bir araya getirildiği programda konuşan Ali Yalçın, şunları söyledi: “Mensubu olmaktan onur duyduğumuz kadim medeniyet, insan tasavvurunu insani değerler ve erdemlilik üzerine bina etmiştir. İnsana eşrefi mahlûkat olma hazzını yaşatan bu değerler arasında ‘vefa’, ‘vefalı olma’, ‘vefa gösterme’  şüphesiz ayrı bir öneme sahiptir. Erdemliler hareketinin öncüsü, Kudüs Şairi, Yedi Güzel Adam’ın sivil toplumcusu ve Memur-Senimizin kurucusu Mehmet Akif İnan Ağabey’in dediği gibi, ‘Bütün giysileri yırtsak yeridir/ Yeter bana vefa elbiseleri.”

Vefa sınavlarından daima başarıyla çıktık

Memur-Senlilerin her daim vefanın çocukları olduğunu gösterdiklerini ifade eden Yalçın, Memur-Sen’in vefa sınavlarından daima başarıyla çıktığını kaydetti. Yalçın, “Bu kapsamda, başta Mehmet Akif İnan, Ahmet Yıldız, İsmail Karakaya ağabeylerimizi, Erol Battal, İbrahim Keresteci, Tahsin Suda ve Zekeriya Ceyhan kardeşimizi unutmadık, unutmayacağız. Bu vesileyle bir kez daha bu kıymetli öncülerimizi rahmetle anıyorum” şeklinde konuştu.

Unutmadık, unutmayacağız

Erdemli yolculuğa çıkarken ve bu yolda ilerlerken hep yanlarında gördükleri Hak-İş ve MÜSİAD yöneticilerini unutmayacaklarını belirten Yalçın,  şöyle devam etti: “Bu kutlu yolculuğa çıkma fikrini ateşleyen ve manevi önderlik yapan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı, büyüme ve yükseliş dönemimizde hep yanımızda olan, yol gösteren milletin adamı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı hep hatırlayacağız, küresel ve ulusal vesayetçilerle mücadelesinde hep onun yanında olacağız. Konfederasyon ve sendikalarımızın kuruculuğunu yapan, genel başkanlık, genel başkan yardımcılığı, il başkanlığı, şube başkanlığı, şube yönetim kurulu üyeliği, ilçe temsilciliği ve üyelik yapmış dava arkadaşlarımızı unutmadık, unutmayacağız.”

Davada buluşanlar duada buluşmalı

Erdemliler hareketi ve sevgi medeniyetinin mensupları olarak, öldükten sonra rahmetle anılmanın kendilerine yetmeyeceğini, yaşarken muhabbetle buluşmanın ve kucaklaşmanın gerektiğini dile getiren Yalçın, “Kucaklaşmak, sohbetle dostluğumuzu ve davadaşlığımızı pekiştirmek yakışır bize. O zaman yaşarken, görüşelim, birbirimizi görelim, birbirimize görünelim. Hasret çekelim ama hasretle bitirmeyelim ömrümüzü. Davada buluşanlar duada buluşmalı, duada buluşanlar yaşarken hep kucaklaşmalı dedik. Vefa buluşmaları başlattık” diye konuştu.

Tek gayemiz Allah rızası

Vefa ekenlerin vefa bulacaklarını vurgulayan Ali Yalçın, bu gerçeğin farkında bir teşkilat olduklarını, bu minvalde vefa toplantıları yaptıklarını, bunu yaparken tek gayelerinin Allah’ın rızasını kazanmak olduğunu söyleyerek, “Bugün, ömürlerini, bedenlerini ve akıllarını Allah’ın rızasını kazanmaya adamış vefalı insanlar olarak bir kez daha kucaklaşıyoruz. Bir kez daha vefayı iliklerimize kadar yaşıyoruz ama son kez yaşamayacağız. Bugün burada yaşanan bu sahneler biz yaşadığımız sürece, Memur-Sen var olduğu sürece, yaşanmaya ve yaşatılmaya inşallah devam edecek” ifadelerini kullandı.

Memur-Sen, diğer ülkelerde yuvalar kuruyor, yaralar sarıyor

“Vefa insanları tarafından kurulan Memur-Sen, vefa rüzgârını sadece ülke sınırları içerisinde estirmekle yetinemezdi, yetinmedi” diyen Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “İşte bu yüzden, Filistin'e destek vermek zorundaydık, verdik. Gazze'nin acılarına ortak olmamız gerekiyordu, olduk. Çin tarafından Uygurlu kardeşlerimize yapılan mezalimi haykırmak zorundaydık, haykırdık.  Somalili çocuklara el uzatmak zorundaydık, uzattık. Kardeş ülke Pakistan halkının yardımına koşmak gerekiyordu, koştuk. Katil Esad'ın zulmünden kaçıp ülkemize sığınan Suriyeli kardeşlerimize Ensar anlayışı ile sahip çıkmamız gerekiyordu, çıktık. Ortak kültür ve medeniyet dostlarımız ve kardeşlerimizle buluşmalar gerçekleştirdik. Ne benci olduk ne de bencil olduk. Bütün bunları hep birlikte yaptık. Dün, genel merkezinde çay dahi demleyecek mali gücü bulunmayan Memur-Sen, bugün dünyanın başka ülkelerinde aş evleri kuruyor, kazanlar kaynatıyor, yuvalar kuruyor, yaralar sarıyor. Bu sonucun arkasında vefa var, adanmışlık var, sendikamızı zirveye taşıma kararlılığı var.”

850 bini aşan üye sayısıyla hem genelde hem de hizmet kollarının tamamında yetkili olan Memur-Sen'in kuruluş hikâyesinin fedakârlıklarla ve kararlı mücadelelerle dolu olduğunu ifade eden Yalçın, “Kutlu idealler adına başlatılan bu soylu mücadelenin başlangıcından bu yana yaşananları anlatmaya ne sayfalar ne de burada birlikte geçireceğimiz süre yeter. Aynı şekilde Eğitim-Bir-Sen'imiz, Sağlık-Sen'imiz, Diyanet-Sen'imiz, Bem-Bir-Sen'imiz, Büro Memur-Sen'imiz, Toç-Bir-Sen'imiz, Enerji-Bir-Sen'imiz, Bayındır Memur-Sen'imiz, Ulaştırma Memur-Sen'imiz, Birlik Haber-Sen'imiz ve Kültür Memur-Sen'imiz de zorlu yollardan geçerek, imkansızlıkları aşarak, sistemin koyduğu barikatları kaldırarak yetkili ve etkili oldular, üyelerine hizmet yolculuğunda gece gündüz yol aldılar” dedi.

Akif ismi gibi direndik, sebat ettik

Konuşmasına ‘Akif’ isminin anlamına değinerek, devam eden Yalçın, “Akif direnen, sebat eden demektir. Bu noktada, Memur-Sen'in kurucu genel başkanının Mehmet Akif İnan ağabey olmasına büyük anlamlar yüklemek mümkün. Haksızlıklara karşı direnmek için kurulan Memur-Sen'in kurucu genel başkanının ismiyle müsemma aksiyoner bir dava adamı olduğuna hem fikiriz. Milletle resmen çekişme halinde olan, millet düşmanlığı yapan sözde sivil toplum kuruluşlarıyla mücadele etti. 28 Şubat'ta 5'li çete gazete, gazete, televizyon, televizyon dolaşarak darbe çığırtkanlığı yapıp, generallerin brifinglerine katılmayı onur sayarken, Memur-Sen,  Mehmet Akif İnan ağabeyin öncülüğünde Nemrut'un yaktığı ateşi söndürmek için su taşıyan karınca misali, 28 Şubat sürecinin ülkenin ve milletimizin başına açacak felaketlere dikkat çekti. Sendikamız ve konfederasyonumuz, başta İstanbul teşkilatları olmak üzere, yaptığı eylemlerle 28 Şubat sürecini boykot ediyordu.  Tarih ve bu vefakâr millet; Memur-Sen'in 28 Şubat sürecindeki onurlu, soylu ve dik duruşunu, bu dik duruşun mimarı olan ve söz konusu millet iradesiyse dik başlılık yapmayı görev sayan onurlu, soylu insanları yani sizleri unutmayacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Dik duruşumuzu bozmadık

Kendilerinin de Akif İnan’ın izinden gittiğini, dik duruşlarını hiç bozmadığını vurgulayan Yalçın, şöyle konuştu: “Ayışığı, Balyoz, Sarıkız, Yakamoz, Eldiven darbe girişimleriyle başlayan, ülkemize büyük zararlar veren 367 kriziyle devam eden, 27 Nisan e-muhtırasıyla zirve yaptırılmak istenen Ergenekon darbe sürecini, ortak akıl mitingleriyle püskürten Memur-Sen oldu, sizler oldunuz. Darbelerle vesayetlerini güçlendirmek isteyenlerin heveslerini, ortak akıl mitingleriyle kursaklarında bıraktınız, boğazlarında düğümlediniz. 12 Eylül Referandumu’nda taraftar değiliz milletin tarafıyız diyerek, demokrasiden yana olduk, darbecilerin hayalini kurduğu vesayet iklimine karşı birlikte mücadele verdik, yüzyıllık vesayetin kalıntılarını yüzde 58'le temizledik. Darbeciler adına sendikacılık yapanları deşifre ettik,  emeğin gücünü darbeciler adına, vesayetçiler namına kullanan sendikaların, milleti hedef alan kirli senaryolarda figüranlık yapan sendikacıların ipliğini pazara çıkardık. Vesayetin artçıları olan Gezi kalkışması, 6-8 Ekim Kobani ayaklanması, 17-25 Aralık darbe girişimiyle amansız mücadele eden Memur-Sen oldu, sizler oldunuz. 7 Haziran seçimlerinden sonra terörü devreye sokan iç ve dış güçlere karşı Diyarbakır'da yaptığınız mitingle, 'Teröre hayır kardeşliğe evet' eylemleriyle en güçlü sesi yükselten Memur-Sen oldu, sizler oldunuz. Millet için, milletle birlikte, milletin gücüyle ve milletin iradesiyle, millet adına sendikacılık yapmanın hazzını yaşadık, onurunu paylaştık.”

Yalçın, millete ve ülkeye vefa borçlarını ifa ettiklerini kaydederek, “Milletimizin huzur ve refaha kavuşmasını engelleyen, ülkemizin kalkınması ve dünyada söz sahibi olması noktasında barikat oluşturan yasakların, vesayetlerin kalkmasında öncülük ettik” diye konuştu.

Yalçın, konuşmasında şunları sıraladı:

“Darbecilerin sanık kürsüsüne oturtulması da yemez dedik. Darbeci üretme çiftliği işlevi gören TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. Maddesi kaldırılmalı ve bu çiftlik kapatılmalı dedik, kapandı.

Mühendislik projesi olarak kullanılan Emasya protokolü yırtılıp atıldı.

28 Şubat sürecinde generallerin emir eri YÖK yöneticilerinin ‘sınır tanımaz yasaklarından’ başörtüsü yasağı kaldırıldı.

Kamu kurum ve kuruluşlarındaki kılık kıyafet dayatması büyük oranda kaldırıldı.

TBMM'nin, öncelikle İçtüzüğündeki "tayyör dayatmasından" ve "başörtü yasağından" kurtulması gerekir dedik. Meclis'te başörtüsü yasağı kaldırıldı. Böylece Türkiye kamusal alan yalanından kurtuldu.

Yargılanamaz denilen generaller ve darbeciler yargılandı.

Okulları kışlayan çeviren, fişleme apoletine dönüşen, Milli Güvenlik Dersi’ne son verildi.

Anadolu çocuklarının önünde dağ gibi engel oluşturan katsayı adaletsizliği tarihin çöp sepetine atıldı.

Çocuklarımız ve gençlerimiz 28 Şubat mekanizmasının dayattığı ucube kesintisiz eğitimden kurtuldu.

İmam hatiplerin orta kısımlarının yeniden açılması sağlandı.

Tüm okullarda Kur’an ve Siyer öğretimi getirildi.

Kur’an kurslarında yaş sınırlaması kaldırıldı.

Medeniyet ve kültür dillerimizden Osmanlıca Türkçesi seçmeli ders olarak müfredatta yer aldı.

Tek tip insan yetiştirmek ve vesayet aracı olarak kullanılan andımız zorunlu olmaktan çıkarıldı.

Değerler eğitimini geleceğe taşımak, medeniyetle bağımızı sürdürmek ve inşacı süreci devam ettirmek için gençlere büyük bir önem verdik, bu anlayışla Genç Memur-Sen'i kurduk. Bu noktada teşkilatlarımızın özel bir hassasiyet göstermesini, gençlere sahip çıkmasını bekliyorum.”

20 yıllık dönemde siyasal reformlara ve sistemsel dönüşümlere katkı yapmanın yanında ekonomik ve sosyal kazanımların altına imza atarak kamu görevlileri için rekor sayıda kazanım ürettiklerini, enflasyonun üzerinde mali haklara kavuşturduklarını, kamu görevlilerine vefa anlayışlarının sonucunda yüzlerce insani ve vicdani kazanım elde ettiklerini ifade eden Ali Yalçın, söz konusu maddeleri şu şekilde sıraladı:

“Kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı elde ederek çalışma hayatında büyük bir sosyal devrim gerçekleştirdik.

Uzun yıllardır mücadelesini verdiğimiz sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi talebimizi büyük oranda gerçekleştirdik.

4/C’lilerin mali, sosyal ve özlük haklarında ciddi iyileştirmeler sağladık.

Birinci ve ikinci toplu sözleşmelerde elde ettiğimiz kazanımların üzerine bu yıl üçüncü toplu sözleşmeyle 213 yeni kazanım üreterek tarihi başarının altına imza attık.

İnsanların Cuma namazı ibadetini özgürce yerine getiremediği 28 Şubatlardan Cuma namazı izninin toplu sözleşmeyle belirlendiği demokratik bir zemine kavuştuk.

Necip Fazıl Kısakürek'in Sakarya Türküsü'ndeki ifadesiyle ‘Öz yurdunda garip, öz vatanında parya!’ muamelesine tabi tutulanlara öncülük yaptık, hak ettikleri yerlere taşıdık. 28 Şubat'ta bedel ödemiş kamu görevlilerinin mağduriyetlerini giderdik.

20 yılda büyük mesafeler kat ettik ancak yetmez diyoruz. Yeni hedeflerle yeni yolculuğumuza devam ediyoruz. Bu kapsamda;

-Sivil, demokratik, özgürlükçü ve milleti kucaklayan anayasa yapılması,

-Kamu görevlilerine yönelik siyaset yasağının kaldırılması,

-Toplu sözleşmenin parçası olan grev hakkının verilmesi,

-Emeklilere sendika hakkının tanınması,

-Örgütlenmenin önündeki tüm engellerin kaldırılması,

-Tercih hakkını yok eden karma eğitime son verilmesi,

-Üniformalı kamu görevlilerine uygulanan başörtüsü yasağının kaldırılması,

-Filistin'e yönelik ambargonun sona erdirilmesi, İsrail işgalinin bitirilmesi,

-Mısır'da SİSİ darbesinin son bulması,

-Kanlı terör örgütlerinin imha edilmesi,

-Tüm dünyadaki sömürünün ortadan kaldırılması için soylu mücadelemizi artırarak devam ettireceğiz.”

Büyüyeceğiz

Yalçın, “Bunun içinde Öncü Medeniyet, Güçlü Sendikacılık ve Büyük Türkiye Parolası ile 1 milyon üyeye ulaşmayı hedefliyoruz. 1 milyon varış noktamız değil, yeni başlangıç noktamızdır. Hedefimiz bütün kamu görevlilerini Memur-Sen'in üyesi, soylu mücadelemizin ortağı yapmaktır. İddiamız Kamu Sen ve KESK Genel Başkanlarını da Memur-Sen'e üye yapacak iradenin bizde olduğudur. Zirveden yeni ufuklara misyonumuz budur. Kararlı adımlarla güvenli yarınlara vizyonumuzun sonucu budur. Biz rakiplerimizi yok ederek değil, Memur-Sen ailesine dahil ederek büyüyeceğiz” diye konuştu.

Siz değerli öncülerimizi saygıyla selamlıyorum

“Kimseyi küçümsemeyeceğiz, hiç kimseye büyüklenmeyeceğiz. Sadece ve sadece emeğin mücadelesini vererek ekmeğimizi büyüterek hakkı kuşanıp hakkımızı isteyerek büyümeye, devam edeceğiz” diyen Yalçın, “Ahde vefa ile çıktığımız bu yolda feda ettiklerimiz, bedel ödediklerimiz bizim için hakikat yolculuğunun sermayesidir. Memur-Sen sendikal mücadelede istikrarın adresidir. Ancak istikrar sadece Memur-Sen'e mahsus olmamalıdır. Siyasette, istikrar, ekonomide istikrar,  diplomaside istikrar ve nihayetinde ülkede istikrar için sorumluluk almalıyız. Bu yüzden 1 Kasım seçiminde istikrarı sürdürecek, parlak bir istikbali üretecek, istiklalden taviz vermeyecek iradenin yanında olacağız. Kim bu ülkeyi güçlü Türkiye'ye dönüştürecekse, kim bu ülkeyi Eski Türkiye'den kurtaracaksa, kim Anadolu'yu Yeniden Büyük Türkiye'nin kuruluş merkezi yapacaksa onu destekleriz. Kim dünyadaki zulme direnecekse, vahşet erbabına haddini bildirecekse, daha adil bir dünya için yola düşecekse onunla o yolda oluruz, yol arkadaşlığı yaparız. Taraftarlık yapmayız, ancak hakkın tarafında yer alırız.  10 Yılda bir vesayet ayarı çekenlere her seçimde demokrasi ayarı çeken milletimiz 1 Kasım'da da gerekli cevabı verecektir. Bu düşüncelerle, milletimizin bin yılı aşkın süredir müntesibi olduğu değerlerin ışığında 1995 yılının 9 Haziran'da hak için yola düşen Memur-Sen'in siz değerli öncülerini, saygıyla selamlıyorum. Allah yar ve yardımcımız olsun” şeklinde sözlerini tamamladı.

Gündoğdu: Memur-Sen mücadelenin adıdır

Memur-Sen Onursal Başkanı, AK Parti Milletvekili ve Meclis İdare Amiri Ahmet Gündoğdu, “Vefa'nın İstanbul'da bir semt olarak kalmaması ve yaşatılması en çok Memur-Sen'e yarar. Herkesten Allah razı olsun, Akif İnan ağabey başta olmak üzere vefat etmiş bütün öncülerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Memur-Sen, mücadelenin, davanın ve duruşun adıdır, bu duruşu daima göstereceğine de inanıyorum. Akif İnan Ağabey'e bıraktığı bu değerli miras için bir kez daha teşekkür ediyorum” dedi.

Aksu: Sıla-i rahim bizleri memnun etti

Sıla-i rahmin dinimizde önemli bir değere sahip olduğunu kaydeden Memur-Sen eski Genel Başkanı Ahmet Aksu ise, “Bu değeri yaşatan değerli Genel Başkanımıza teşekkür ederim. Aynı davaya baş koymuş arkadaşlarımızı bir kez daha gördüğümüz için çok memnun oldum. Hepimize ilk önce Peygamber Efendimizin, daha sonra da Hz. Hüseyin efendimizin yolundan ayrılmamaya davet ediyorum” diye konuştu.

Uğurlu: Memur-Sen daima hakkın yanında olmuştur

Kısa bir selamlama konuşması yapan Memur-Sen eski Genel Başkanı Fatih Uğurlu, “850 binlere ulaşmış bir Memur-Sen'imiz var, 1 milyon üye hedefinin de en kısa zamanda gerçekleşeceğine inanıyorum. Memur-Sen her zaman hakkın yanında haksızlığın karşısında olmuştur, daima da olacaktır ifadelerini kullandı.

Kur’an tilavetiyle başlayan program, belge takdimiyle sona erdi. 

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen