Haber
2011-10-15 07:28:23
Türkiye Bulusmamiz Büyük Bir Cosku Ile Gerçeklesti. Yeni Üye Hedefimiz 85 Bin

5. Genisletilmis Sube Yönetim Kurullari Istisare Toplantimiz, Bera Alanya Otel’de 840 sube yöneticimizin katilimiyla yapildi.

 

Toplantida, yeni üye hedefi 85 bin olarak kararlastirildi. Böylece 15 Haziran 2012 mutabakatlarinda üye sayisi hedefimiz en az 280 bin olarak açiklandi.

 

Egitim-Bir-Sen ve Memur Sen Genel Baskani Ahmet Gündogdu, toplantinin açilisinda yaptigi konusmada, Milli Egitim Bakani Ömer Dinçer ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakani Taner Yildiz’a seslenerek, “Ustalik dönemi bakanliginiz, çalisanlarin moralini bozma bakanligina dönüsmesin” dedi.

Genel Baskanimiz Ahmet Gündogdu’nun konusmasinin satir baslari söyle:

 

Enerjiyi Mesaide Degil, Akdeniz’de Arayin!

Enerji Bakani Taner Yildiz mesai gün ve saatleriyle ilgili bir açiklama yapti. Birincisi, bu isin muhatabi Çalisma Bakanligi’dir. O yüzden mesai saatini öneren yanlis bakan, bakan yanlis olunca öneri de yanlis oluyor. 2.5 milyon memurun bagli oldugu Çalisma Bakanligi, isçi ve memur sendikalarinin bagli bulundugu üçlü danisma kurullari var. Anlamadigim diger husus, enerji tasarrufu için ‘Cumartesi günü devlet dairesi açilsin’ denilmesi. Cumartesi açilan kurumlarda dogalgaz yakilacak, kömür yakilacak, bunlar enerji degil mi, sadece elektrik mi enerji? ‘1970’lerde Cumartesi çalisiliyordu’ diyor Sayin Bakan. Dogru, 70’li yillarda Cumartesi çalisiyorduk ama insanlar 70 Sent’e muhtaçti. Simdi Cumartesi-pazar çalismiyoruz ama dünyanin en hizli büyüyen 3. ekonomisiyiz. Demek ki 2,5 milyon memur bugün isinin hakkini veriyor. Sayin Ali Babacan Istanbul Forumu’nda konusma yapmisti: “Eger mesai saatini memurlar için 2-3 saat indirirsek issizligi de 2-3 puan asagi çekmis oluruz.” Simdi maliyeye hükmeden bakan böyle söylüyor, enerjiden sorumlu bakan daha fazla çalisilsin diyor. Sabah günes dogarken gelsinler, aksam günes batarken gitsinler. Evet, günesin batisi ve dogusuyla ilgili bir sorun var ancak sorun güneste degil. Hala bu ülkede binlerce okulda ikili egitim yapiliyor. Günes dogmadan okula gelen çocuklarimiz, ögretmenlerimiz var; günes battiktan sonra evlerine dönen ögretmenlerimiz, ögrencilerimiz var. Ikili egitim yapan kurumlarin yöneticileri haftada 12 saat fazla çalisiyor ve devletten alacaklidir. Enerji ihtiyacimizin oldugunu biliyorum. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanimiz Sayin Taner Yildiz’in çok gayretli oldugunu da biliyorum. Inanin yurtdisindan gelmiyor, çok gayretli bakanlarimizdan biri ama bu aralar Israil, Rum kesimiyle isbirligi yaptigi Akdeniz’de top kosturuyor. Akdeniz bizim, Kibris da bizim. Biz oradaki hakkimiza sahip çikalim. Sayin Bakanimiz enerjiyi mesai saatinde degil, Akdeniz’de arasin.

 

Egitim-Bir-Sen Oldukça ‘Kavimler Göçü’ Yasanmayacak

Ögretmenlere iller arasi rotasyon uygulanmasi çalismalarinin basina yansimasi üzerine Milli Egitim Bakani Sayin Ömer Dinçer ile görüstük. Bakan ‘böyle bir sey yok’ dedi. Ben de sunu söylüyorum: Egitim-Bir-Sen oldugu sürece ‘kavimler göçü’ yasanmayacak. Hem egitimin kalitesinin artmasi için ögretmenler lokomotif diyeceksiniz hem de ögretmenin sürgününden kalite bekleyeceksin. Bunu kabul etmemiz mümkün degildir. Benim Sayin Taner Yildiz ve Ömer Dinçer’e çagrim sudur: Ustalik dönemi bakanliginiz, çalisanlarin moralini bozma bakanligina dönüsmesin.

 

Kesintili ve Karma Mecburiyeti Olmayan Egitim Istiyoruz

Kesintisiz zorunlu egitim bilimsel mi, hayir; pedagojik mi, hayir; bunun için bilimsel çalisma yapildi mi, hayir. 18. Milli Egitim Surasi’nda söyle bir öneride bulunduk: Anaokulu bir, ilkokul dört, ortaokul seçmeli dersler havuzunun oldugu, lisede nereye yönelecegini belirledigi ona göre meslek egitimi, dil egitimi, çiraklik egitimi, üniversite egitimi gibi dersler alabildigi dört yil olmak üzere 9 yillik zorunlu ama kesintili egitim modeli. Liseyi istege bagli model seklinde öneriyoruz. Lise diplomasi istensin ama devam mecburiyeti olmasin. Isteyen ögrenci 4 yillik egitimi 2 yilda bitirebilsin. Artik ögrencilerin zekâlarinin önüne barikat kurmaktan vazgeçip, onlarin önünü açmaliyiz. Egitim-Bir-Sen olarak, 1+4+4+4 modelinde kararliyiz.

 

Karma egitim mecburiyeti sona erdirilmelidir. Çocuklarini kiz lisesine veya erkek lisesine göndermek isteyen velilere devlet yardimci olmak zorundadir. Güneydogu’da sorun var, kiz çocuklari okumuyor. Çünkü din egitimi yeterli verilmemis, kiz okullari da kapatilmis. Aileler de kizlarini karma egitim veren okula göndermek istemiyor. Bu ailelerin isteklerini dikkate alan bir çalisma yapilmalidir.

 

Ya Okullarin Altyapi Sorununu Çözün ya da Dogru Genelge Gönderin

Egitime bütçeden ayrilan para genel manada derslik açigi, egitim çalisaninin parasi için kullaniliyor. Hala tebesir parasi, elektrik, su parasi okullara gidiyor degil. Sayin Bakan genelge göndermis, ‘kayit sirasinda bagis almayin’ diye. Istismar edenlere karsiyiz. Yüzde bir dahi olsa, istismar eden varsa, her türlü cezayi verin ve kapinin önüne koyun ama bir tarafta veli, çocugu o okulu hak etmedigi için prestijli gördügü bir okul müdürünü araya koyup su 2 bin TL’yi alin okula kaydettirin diye zorla bagis verirken, diger taraftan mahrumiyet bölgesinde bir müdür 5 TL, 10 TL bagisi alamiyorsa, sorun var demektir. Okul yöneticileri senede bir gün tencereyi açacakti, rahmet yagacakti, onda da siz tencereyi ters çevirdiniz. Arkasindan da bagis alanlara sorusturma açilsin, olmaz. Ya okullarin altyapi sorunlarini çözün ya da dogru genelgeler gönderin. Bu saglikli bir yaklasim degildir.

 

 

Ara Dönemde Özür Grubundan Tayin Isteyecekler Çözüm Bekliyor

Teskilat yasasi bir devrim niteligindedir. Teskilat yasasinda itiraz ettigimiz tek madde, özür grubu tayinini yilda ikiden bire indiren madde. Aile birlestirme en önemli konulardan biri iken, es tayinlerinin Subat’ta kalkmis olmasi teskilat yasasinin tek eksigi. Bu eksik telafi edilmeli ve ögretmenlerin aile bütünlügü mutlaka saglanmalidir. Ara dönemde özür grubundan tayin isteyecekler çözüm bekliyor.

 

Milli Güvenlik Dersi’ne Tarih Ögretmeni Girmelidir

Milli Güvenlik Dersi’ne askerlerin girmesine karsiyiz. Askerler egitimi bize biraksinlar, gidip teröriste haddini bildirsinler. Milli Güvenlik Dersi’ni en iyi tarih ögretmenleri verir. Milli Güvenlik Dersi dolayisiyla okullarin kislaya döndürülmesine ‘hayir’ diyoruz. Okullar kisla degil, okullarda komutan istemiyoruz. Geçenlerde bir yerde gördüm; ders anlatmaya gelen komutanin aracinin yaninda bir asker, sinifin kapisinda bir yaver, bir ögrenci de görevlendirilmis, dikkat çekiyor. Bu, demokratik bir ülkeye yakismayan ilkel bir görüntüdür. Bu ilkellikten kurtulmamiz gerekiyor.

 

Milli Güvenlik Dersi’ne giren askeri oradan göndermekle bitmeyecek bir milli güvenlik anlayisi var, bundan da kurtulmamiz lazim. Çocuklarimizin kiyafetiyle düsüncesi paralel oranda sivillesirse, hedefimize ulasmis oluruz. 18. Milli Egitim Surasi karari geciktirilmeden uygulansin.

 

Kadinlar Arasi Esitlik Istiyoruz

Devlet hala kadinlari kendi aralarinda kategorize etmeye devam ediyor. Üniversite kapilarinda turnikelere sikistirilan özgürlükler, simdi bazi ögretim üyelerinin iki dudagi arasina sikismis durumda. Bilim adami geçinen zavallilar hala yasakçilikta direniyorlar. Onlarin da neslinin tükendigini, artik tarihin çöp sepetindeki yerini alacaklarini çok iyi biliyoruz.

 

Basörtüsünü yasaklayan bir anayasa ve kanun maddesi yok. Serbest olmasi için de anayasada bir maddeye gerek yok. Bu dogal hukukun garantisi altindadir. Televizyonlari izliyoruz, en özgürlükçü bayanlar bile ‘Evet üniversitede basörtülü kizlar okusun ama Meclis’te ne isi var’ diyor. Nasil demokrat olacagiz? Bu nasil anlayis ki, yüzde 99’u Müslüman olan bu ülkede Merve Kavakçi’ya haddi bildirilirken, Meclisi Hiristiyan parlamenterlerden olusan, halkinin yüzde 99’u Hiristiyan olan Belçika’da Merve Kavakçi ayakta alkislaniyor. Iste laikligin nasil bir din olarak, sopa olarak kullanildiginin tablosu bu. Hani millet iradesi? Onun için diyorum ki, kadin erkek esitligi degil, kadinlar arasi esitlik istiyoruz.

 

 

Bu bir Anayasa sorunudur. Eger Anayasaniz çagdassa, insani özgürlestirir; çagdas degilse, yasaklarla sinirlar. Meclis’te, devlet dairesinde, üniversitede, okulda kadinlarin kategorize edilmesine taraf olamayiz. ‘Kamusal Alan’ diye yutturulmaya çalisilan yalan son bulmali ve kadinlar her türlü çalisma ortaminda özgür olmalidir. Dogal hukuk bunu gerektirir. Ama hukukta olmadigi halde bunlar yasak diye dayatiliyor. Ülke bu garabetten bir an önce kurtulmalidir. Yeni Anayasa, öyle bir Anayasa olmalidir ki, dogal hukukun garantörlügünde kimse bu yasaklarin rüyasini dahi görememelidir.

Anayasayi ideolojilerden arindirabilirsek, andimiz diye bir sey de kalmayacak.

 

Dogu ve Güneydogu’daki Ögretmen Açigi Sorunu Stajyerlerle Çözülemez

Ögretmenler göçünün, rotasyonun gerçeklesmesine asla müsaade etmeyecegiz. Güneydogu’daki arkadaslarimiz diyor ki, rotasyona, kavimler göçüne karsi olalim ama bizde ögretmen yok, buna çözüm bulalim. Bunun çözümünü biz zaten bulmusuz. Hakkari’deki ögretmene 1000 TL, Haymana’daki ögretmene 500 TL fazla verirseniz ögretmen sorununu asmis olursunuz. Yani kalkinmasina göre, yerine göre bir bedel belirler, onu fazladan ögretmene verirseniz hiçbir sorun kalmaz. Bir iki sene sonra özür grubu atamasiyla batiya gidecek stajyer ögretmenlerle bu sorun çözülmez. Doktora gelince 10 bin TL veriyorsunuz, yine de doktor bulamiyorsunuz. Ögretmene 1000 TL verseniz ögretmen sorunu kalmayacak, yine de vermiyorsunuz.

 

 

Egitim Türkiye’nin En Önemli Meselesi ise…

Egitim, Türkiye’nin sözde en önemli meselesidir. Hayir! Egitim, Türkiye’nin en önemli meselesi ise, terör de bu ülkenin basinin belasiysa, Dogu’da, Güneydogu’da ögretmen açigi olmamalidir. Egitim, stajyer asker ögretmenlige kurban edilmemelidir. En tecrübeli, en birikimli, en donanimli, bu ülkenin çimentosu olan dini degerlere sahip, ‘Bizler bu ümmetin birer ferdiyiz’ diyerek halki kucaklayacak, geleneksel degerlerine saygi gösterecek bürokrati, idareciyi, ögretmeni oraya göndereceksiniz. Sorunun çözüm yolu budur.

 

Daga çikmayi önleyecek, batakligi kurutacak formüllerin üzerinde durmak zorundayiz. Bu formüllerin içerisinde egitim, egitimin sorunlari, altyapi, ögretmen, ögretmene bakis, ögretmenin rehberligi gibi konular yer almaktadir. Öyle ‘ben ögretmeni seviyorum’ demekle olmaz, ögretmenin insaciliginin önündeki engelleri kaldirmak da bir sevgi modelidir.

 

Gündogdu’nun ardindan Hak-Is Genel Baskani Mahmut Arslan da bir konusma yapti.

 

Sekretarya Egitimleri Yapildi

Konusmalardan sonra, Genel Baskanimiz Ahmet Gündogdu Sube baskanlariyla; Genel Sekreterimiz Ahmet Özer, Sube sekreterleriyle; Genel Mali Sekreterimiz Esat Tektas, Sube Mali sekreterleriyle; Genel Teskilatlanma Sekreterimiz Murat Bilgin, Sube Teskilatlanma sekreterleriyle; Genel Basin Yayin Sekreterimiz Ali Yalçin, Sube Basin Yayin sekreterleriyle; Genel Egitim ve Sosyal Isler Sekreterimiz Teyfik Yagci, Sube Egitim ve Sosyal Isler sekreterleriyle; Genel Mevzuat ve Toplu Sözlesme Sekreterimiz Ramazan Çakirci, Sube Mevzuat ve Toplu Sözlesme sekreterleriyle ayri salonlarda biraraya gelerek istisarelerde bulundular.

 

Toplantida, Doç. Dr. Osman Can ve Yrd. Doç. Dr. Erdinç Yazici’nin konusmaci oldugu “Yeni Anayasa ve Türkiye” konulu bir panel düzenlenirken, Ismail Benek ise “Insa Sistemi” baslikli bir seminer verdi. 

 

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen