Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Muammer Karaman, yaptıkları çocuk istismarının ve organ kaçakçılığı rezaletinin LGBT pembesi ile kamufle edildiğine işaret ederek, “İnsanlık, demokrasi ve uygarlık maskesiyle perdelenmiş bir ahlaksızlık, vahşet ve sömürü çağını yaşıyor. Bir adada çocuklar, sapıklara meze ediliyor. Bu organizasyonu kuranlar, sapkın LGBT ideolojisini fonlayanlardır, Gazze’de binlerce çocuğun katledilmesini alkışlayanlardır.
Bütün dünyayı ayağa kaldıracak rezillikleri, fonladıkları sivil toplum kuruluşları, sahip oldukları medya, şöhret sahibi yaptıkları magazin dünyasındaki isimler vasıtasıyla perdeliyor” dedi.
‘‘Tek dişi kalmış canavar’ın gerçek yüzünün, makyajı akınca, maskesi düşünce bir defa daha ortaya çıktığını ifade eden Karaman, şöyle devam etti: “Aliya’nın deyimiyle ‘Batı hiçbir zaman uygar olmamıştır ve bugünkü refahı, devam edegelen sömürgeciliği, döktüğü kan, akıttığı gözyaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur.’ Mevcut düzen değişmezse içinde bulunduğumuz bu utanç çağı, bu ahlaksızlık üreten yapı ne yazık ki devam edecektir.”
Muammer Karaman, Mardin 1 Nolu Şube’nin genişletilmiş il divan toplantısına katılarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Konuşmasına, Pençe-Kilit Harekâtı Bölgesi’nde şehit olan askerlere rahmet dileyerek başlayan Karaman, zor bir coğrafyada yaşadıklarını belirterek, “Her zaman milletimizin ve insanlığın yanında, zalimlerin karşısında olduk, olmaya da devam edeceğiz. Şehitlerimize rahmet diliyor, bölücü terör örgütü PKK’ya, her türlü terörün arkasında olan ABD’ye, İsrail’e lanet ediyorum” şeklinde konuştu.
Birlik, beraberlik ve kardeşliğin sendikası, eğitim çalışanlarının hür ve gür sesi, kazanımların adresi olduklarını ifade eden Karaman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz, Eğitim-Bir-Sen olarak, hak aramanın, herkes için onurlu bir hayat idealinin kamu sendikacılığındaki örgütlü temsilcisi olduk. Ekonomik, siyasi ve sosyal hayatta adaletin gerçekleşmesine, özgürlükçü bakışın hâkim olmasına ve demokrasinin hüküm sürmesine adanmış bilinçli insan kitlesinin örgütsel adı; davaya adanmışlığın, hak bilirliğin, mazluma el uzatmanın, vefanın, mağdurun hakkını aramanın merkez adresiyiz.”
Sendikacılığı sadece üye ve ülke ile sınırlamadıklarını kaydeden Karaman, “Özelde medeniyet havzamızı, genelde ise bütün dünyayı hizmet alanımız olarak görüyoruz. Bu çerçevede, emek örgütleriyle, sendika yöneticileriyle tecrübe paylaşımı kapsamında eğitim ve iş birliği ağımızı genişletiyoruz. İnsana, onuruna, haklarına dair bütün olaylara müdahil olmak, insanı ve onurunu esas alan bütün yapılarla iş birliği yapmak, eğitim çalışanlarının, kamu görevlilerinin sorunlarına çözüm bulmak, insanların dertlerine deva bulmak, mazlum ve mağdurların beklentilerine, yardım ve destek taleplerine cevap vermek istiyoruz. Bunun için çabalıyoruz. Güney Amerika’dan Uzak Doğu’ya, Kuzey Avrupa’dan Güney Afrika’ya kadar çok geniş bir coğrafya küresel sorunlara evrensel çözüm bulma arayışında olduk. Bu anlamda attığımız adımların sonuçlarını almaya başladık. 6 Şubat depremlerinde dayanışmanın ne kadar önemli ve gerekli olduğuna bir kez daha şahit olduk. Bosna-Hersek, Fildişi Sahili, Karadağ ve Moğolistan’da iş birliği ve dayanışma içinde bulunduğumuz emek örgütlerinin destekleriyle Hatay’da Emek Anaokulu’nu yaptırdık. Bu okul, uluslararası alanda emek örgütleriyle, eğitim sendikalarıyla yaptığımız iş birliğinin ne kadar önemli, ne kadar elzem olduğunu göstermektedir” diye konuştu.
Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun birçok eksikliğinin bulunduğuna dikkat çeken Karaman, kariyer basamakları sürecinde Anayasa Mahkemesi kararının oluşturduğu belirsizliğin giderilmesi, öğretmenlerin özlük haklarının tanımlanması ve geliştirilmesi ekseninde bir meslek kanununun hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirerek, “Sendika olarak, bu konuda elimizi taşın altına koymaya hazırız. Bakanlık, eğitimin paydaşlarıyla bir araya gelmeli, kanundaki eksiklikleri beklentileri karşılayacak şekilde gidermelidir. Doğru dürüst bir meslek kanunu mesleğin itibarıdır. Bu gerçekten hareketle, bir daha başa geri dönülmeyecek şekilde bir Öğretmenlik Meslek Kanunu çıkarılmalıdır” ifadelerini kullandı.
İstihdamda zorluk çekilen bölgelerde cezbedici yöntemlerin uygulanmasının, ilave tazminat ödenmesinin gerekliliğinin altını çizen Karaman, eğitim kurumları yöneticiliğinin liyakat ve kariyer ekseninde profesyonel bir meslek olarak yapılandırılması; yönetici görevlendirme yönetmeliğinde sürekli değişiklik yapılmasından vazgeçilerek kalıcı ve eğitimciler arasında kabul gören bir sistemin artık hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun değiştirilmesinin zamanının geldiğini vurgulayan Karaman, şunları söyledi: “Sendikacılığı özgürleştirecek ve daha anlamlı hâle getirecek bir sürece giriyoruz. Güçlü bir toplu sözleşme için çalışıyoruz. 4688 sayılı Kanun’un güncel şartlar çerçevesinde evrensel ilkelerle uyumlu hâle getirilmesini; toplu sözleşmenin süresinin, sürecinin, işleyişinin; adil ve eşit şartlarda bir pazarlığı mümkün kılacak şekilde değişmesini, toplu sözleşmenin özerkliğinin teminat altına alınmasını, toplu sözleşme hükümlerinin tam ve eksiksiz uygulanmasını sağlayacak tedbirlerin alınmasını istiyoruz. Yeni bir kamu personel sisteminin yeniden inşa edilmesi için çalışıp çabalıyoruz.”
Karaman, mevcut hâliyle mülakatı adil bulmadıklarını kaydederek, “İşe alım konusunda insanların adalet duygusunu zedeleyecek bir yaklaşımı doğru bulmuyoruz. Güvenlik soruşturmasından geçen herkes mülakat olmadan, KPSS puan üstünlüğüne göre atanmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmasında, yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarının sorunlarına da değinen Karaman, “Personelinin büyük çoğunluğu yükseköğretim mezunu olan ve kamuda devrini tamamlayan yardımcı hizmetler sınıfı kaldırılmalı, personeli genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmelidir” şeklinde sözlerini tamamladı.
Muammer Karaman, Mardin Sivil Toplum Kuruluşları tarafından düzenlenen ‘Şehitlere rahmet, terör örgütü PKK’ya lanet, Filistin’e özgürlük’ yürüyüşüne de katıldı.